I deactivated my Facebook account again a few days ago. It had long ceased to be a place where I actively shared things or communicated with people. I had deactivated it years ago and didn’t use it for a long time. A couple of years ago, I reactivated it, thinking I might see some old friends and reconnect with them. However, I didn’t achieve that expectation, and over time, Facebook became just a place I occasionally checked.
Other social media platforms (except Instagram) have not been very active for me either. I’ve been using Instagram for the past 1–2 years to share the places I visit as a kind of memory. I use Twitter primarily to follow the news.
By transitioning my blog to its current structure, I plan to share both written and visual content, and in fact, I intend to distance myself further from social media.
📅 🗒️ Note and Thoughts
For over a month now, I’ve switched back to a Linux-based operating system and started using Ubuntu 25.04 (Plucky Puffin). I’m not new to Linux; in the past, I’ve always used Windows on one computer and a Linux-based OS on another.
I still use Windows 10 on my desktop, but for convenience, I mostly spend my time on my laptop. With Windows 10 support ending and my laptop not meeting some of the requirements for Windows 11 (although it can be installed in some way), choosing a fast and straightforward operating system became my priority. That’s why Ubuntu became my preference.
📅 🗒️ Note and Thoughts
I’ve been using my Huawei Watch GT 2 Sport for about three years now, and I think it’s finally time for an upgrade. It still meets most of my needs, but since it can’t display full message or email contents and doesn’t allow replying to incoming messages, I feel it’s time to move on. Many people prefer analog watches over digital or smart ones, but I really enjoy the convenience that technology brings. Also, due to my work, I’m not always able to access my smartphone instantly. That’s why the conveniences offered by smartwatches—such as answering calls, replying to SMS, or viewing email content—are the most important features for me. I think the model I’ll upgrade to will probably be the Huawei GT 6 or the Pro version.
📅 🗒️ Note and Thoughts
I once heard a saying: “Be kind to your mother, because she’s living this life for the first time.”
It stuck with me. Then I thought, why limit it to mothers? It applies to all of us. So I reshaped it, and here’s the version that became mine.
Everyone is living this life for the first time, so don’t judge anyone by their mistakes.
TR
Herkes bu hayatı ilk kez yaşıyor; o yüzden hiç kimseyi hatalarıyla yadırgamayın.
📅 🗒️ Note and Thoughts
I’m planning to write a post about this new Jekyll blog theme I made soon. I’ll also make it available on GitHub so everyone can use it.
📅 🗒️ Note and Thoughts
I keep forgetting the 301 redirect, so it’s better to keep it here. In the front matter of the old content, add layout: redirected and the target content URL as redirect_to: /new-post.
📅 🗒️ Note and Thoughts
My blog supports PWA, but while Chrome on one phone shows the “Install App” notification, the same browser on another phone doesn’t display it. I’m trying to figure out why.
📅 🗒️ Note and Thoughts
One of my favorite features on Samsung phones is Modes and Routines. It makes daily life so much easier by automating simple things I would otherwise have to do manually. For example, when I get close to home, it automatically turns off mobile data and connects to Wi-Fi. Another routine announces with a voice notification when the phone is fully charged.
📅 🗒️ Note and Thoughts
If you don’t want the notification to keep popping up, try pressing the x.
📅 🗒️ Note and Thoughts
Are blogs dead?
No. Legends don’t die, they just change form :)
📅 🗒️ Note and Thoughts
I’m currently working on a new design, so you might see unnecessary posts, notes, or photos. Sorry about that.
Yakın zamana kadar yaşadığım sorunlar nedeniyle Windows 11’den Windows 10‘a geri dönüş yapmıştım. Windows 11 üzerinde birkaç aktif kullandığım Android uygulaması vardı. Windows 10 üzerinde de bu uygulamaları kullanmaya devam edeyim derken, daha önceleri sanal olarak Hackintosh’a kadar kurup kullanmış birisi olarak bu işlemin Windows 10’da neden bu kadar uğraştırıcı olduğunu anlam veremedim. Android uygulamalarını kullanmak için halihazırda Emulator programları var fakat ben pek tercih etmediğimden o yöntemi kullanmak istemedim.
Bundan yaklaşık 5 - 6 yıl önce belki daha fazla da olabilir, Logitech markasının F710 model numaralı oyun kolunu (gamepad) satın almıştım. Her ne kadar yılların vermiş olduğu eskime, yıpranma olsa da halen ara sıra FIFA veya PES gibi futbol oyunlarını oynamaya devam ediyordum, derken bir gün gamepadi oğlum tarafından dağıltılmış halde buldum.
It is now 5.30 in the morning and I noticed the bird sounds while the window was open and recorded them immediately. It is almost impossible to hear these sounds while living in cities turned into huge concrete piles.
It is now 5.30 in the morning and I noticed the bird sounds while the window was open and recorded them immediately. It is almost impossible to hear these sounds while living in cities turned into huge concrete piles.
Web’de, özellikle de yabancı bloglarda Dijital Bahçe (Digital Garden) terimi çok karşıma çıkıyordu. Nedir, ne değildir biraz bu konu hakkında araştırma yaparken aslında yeni bir terim olmadığını, fakat Türkiye’de veya Türkçe kaynaklarda bu konuya değinilmediğini gördüm. Yazıyı hazırlarken tekrar bir Türkçe kaynaklara bakayım derken Yalçın Arsan’a ait blogda bu içerik denk geldi : yalcinarsan.com/blog/2024/02/01/kisisel-bilgi-yonetimi-bulten-17-dijital-bahce/
2023 yılı, bilim, teknoloji, web, internet ve inovasyon alanlarında önemli gelişmelere sahne olmuştur. Yazının devam kısmında, bu yılın öne çıkan bazı gelişmelerini bulabilirsiniz.
Bu hafta, yıllar sonra 3 erkek kardeş nihayet bir araya gelebildik. Hepimiz ayrı şehirlerde yaşadığımızdan uzun yıllar düğün, cenaze harici bir araya gelemiyorduk.
Merhaba.
Her ne kadar kafamda hep bir yazma isteği oluşsa da eskisi gibi bilgisayarla çok fazla zaman geçiremiyorum. Bilgisayarın başına oturma fırsatı bulduğum zamanlarda ise kafamdakileri bir türlü yazıya geçiremiyorum.
2022 yılı, bilim, teknoloji, web, internet ve inovasyon alanlarında önemli gelişmelere sahne olmuştur. Yazının devam kısmında, bu yılın öne çıkan bazı gelişmelerini bulabilirsiniz.
Bugün rss beslemesi ile alakalı bir işlem yaparken son yayımladığım iki yazının RSS beslemesinde görüntülenmediğini farkettim. Üzerinde uzun bir düşündüm, uğraştım, araştırdım. Aklıma ilk gelen kodlarla uğraşırken bir hata yapmış olabileceğimdi, ama kodlarla alakalı da bir sorun yoktu. Belki geç görüntülenir diye düşündüm, ama son yazıyı geçtim neden 2 ay önce yayımlanmış bir yazı RSS beslemesine düşmedi.
2017’de düşürüp kaybettiğim Xiaomi bileklik ten uzun bir zaman sonra tekrar bir akıllı saat/bileklik alma düşüncem vardı. Düşündüğüm fiyat/özellik segmentinde 2-3 marka/model vardı. Sesli görüşme özelliği olan, tasarım ve detaylı diğer araştırmalarım sonucunda Huawei Watch GT2 modelinde karar kıldım. Bunun sonucunda gözlemlediklerim ve kendi yorumlarımrımla bir inceleme yazısı hazırladım.
Yakın zamanda uzun ve zorlu bir süreç sonunda Blogger’dan Jekyll’e geçiş yapmıştım ve konu ile alakalı kısa bir bilgilenedirme paylaşmıştım. Bu yazımda ise nasıl geçiş yaptım, nasıl sorunlarla karşılaştım, iyi mi yaptım, kötü mü yaptım ile alakalı elim döndüğünce rehber niteliğinde bir şeyler paylaşacağım.
An itibari ile Blogger‘dan bağımı koparıp Jekyll‘e geçiş yapmış bulunuyorum. Uzun ve çetrefilli geçen süreç halen devem etmekte. Şu sıralar 404 hata sayfası ile karşılaştığım/tespit ettiğim yazıları düzenleme ile uğraşıyorum.
Yazıları düzenleme, toparlama işlemini tamamladıktan sonra, geçiş süreci ile alakalı detaylı bir yazı paylaşmayı düşünüyorum. Görüşmek üzere…
Blogger’a artık vedalaşma zamanının geldiğini hatta geçtiğini düşünmeye başladım son zamanlarda. En büyük sebeplerden birisi de yıllardır şablon yapısının değişmemesi, yeterli geliştirmelerin yapılmaması, tam olarak bir özgürlük sağlamamasıydı. Bir süredir Jekyll, Hugo gibi statik bir site oluşturucu yazılımına geçme düşüncem vardı. Fakat gerek tecrübesizlik, gerek bilgi eksiliği yüzünden bu düşüncem hep yarım kaldı. Artık hatalarla sorunlarla bir şekilde geçişi tamamlamayı düşünüyorum.
İsim bulmakta zorluk çektiğim ve J ile isimlendirdiğim, geçen yıl ortalarına kadar kullanmış olduğum J blogger temasını paylaşmaya karar verdim. Canlı önizleme adresi bulunmamaktadır fakat web.archive.org üzerinden canlı olarak tema görülebilir.
Kenny Cruz arkadaşımızın yapmış olduğu bir BloggerJS javascript eklentisiyle birlikte blogger yazı ve sayfa bağlantılarını kısaltıp sadeleştirebiliyoruz. Daha önce görüp test ettiğim bu eklenti o zamanlar görmüş olduğum bazı eksik veya hatalardan ötürü kullanmaktan ve paylaşmaktan vazgeçmiştim. Fakat bugün tespit ettiğim eksik ve hataları çözüme kavuşturarak paylaşmak istedim. Eklentinin amacı gerek yazı bağlantılarındaki tarih kısmı olsun gerek sayfa bağlantılarındaki /p/ kısmı gibi fazlalıkları olsun bunları kaldırmaya ve daha sade bir görüntü oluşturmamıza olanak sağlıyor. Örneğin yazı bağlantıları /2021/10/test-yazisi.html yerine /test-yazisi sayfa bağlantıları ise /p/iletisim.html yerine /iletisim biçimine dönüşüyor.
2021 yılında bilim ve teknoloji anlamında bir çok gelişme ve inovasyon ve yenilikler meydana geldi. İşte sağdan soldan derleyip topladığım bilim ve teknoloji gelişmeleri özeti.
Blogspot/Blogger’da anonim yorum yazarlarının avatarları eskiden standart bir blogger logosu olarak görüntüleniyordu, fakat daha sonraları boş bir avatar olarak görünmeye başladı. Ben bunu daha önceleri de kullanmış olduğum ve bu kısa yazıda paylaştığım basit bir javascript kodu ile düzeltiyordum.
Blogger'da yazılarda normal olarak yazı / yayın tarih / zaman biçimi otomatik olarak gösterilebiliyor. Fakat yazıların son değiştirilme / güncellenme tarihini otomatik olarak gösteremiyoruz. Daha önceleri araştırarak bulduğum ve kendi bloğumda da hali hazırda kullanmakta olduğum blogger yazılarda son değiştirilme / güncelleme tarihi gösterme kodlarını paylaşmak istedim.
Gerek sosyal hayat gerek iş hayatı yoğunluğundan dolayı yeniden uzun bir aradan sonra merhaba. Öncelikle mesaj veya e-posta gönderen arkadaşlar, gelen mesajlar teknik veya kodlama ile alakalı olduğu için, o anki bulunduğum ortam veya meşguliyetimden dolayı bu tip mesajlara cevap yazamadım bu yüzden kusura bakmayın.
2020 yılının en büyük felaketi, COVID-19 pandemisi olarak kabul edilebilir. Dünya çapında milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine ve sağlık sistemlerinin çökmesine neden oldu. COVID-19, ekonomik durgunluk, seyahat kısıtlamaları, işsizlik artışı ve günlük yaşamda büyük değişikliklere yol açarak küresel bir kriz haline geldi. Bu sebeple bilim ve teknoloji anlamında her ne kadar bir duraklama olsa da yine bazı önemli bilimsel ve teknoloji anlamında gelişmeler meydana geldi.
Paper Blogger teması, yine başka bir platform temasından uyarladığım temiz, sade ve esnek bir blogger teması. Temada şu anda karanlık mod bulunmuyor fakat fırsat bulursam bir sonraki güncellemede neden olmasın.
Paper Blogger Template is a clean, minimal, and flexible Blogger theme that I adapted from another platform’s design. The theme currently doesn’t include a dark mode, but if I find the time, why not in the next update?
Uzun içerikli veya alt başlıkların olduğu yazılardan aşina olduğumuz bir içindekiler tablosu vardır. İngilizce olarak table of contents diye geçer. Bu içindekiler tablosu ile alt başlıklara kolayca ulaşabiliyor veya yazı içeriği hakkında daha fazla bilgi edinebiliyoruz. Bloğumda şuan sağ bloklarda aktif olarak kullandığım bu eklenti sayesinde yazı içerisine eklemiş olduğum alt başlıkları otomatik olarak gösterebiliyorum.
Sitelerde, bloglarda ve mobil uygulamarda başlayan gece - karanlık modu furyasını ben de kendi bloğuma uygulayarak blogger üzerinde test olmuştum. Farklı kaynaklarda blogger için karanlık - gece modu için bir çok örnek bulunuyor. Fakat birçoğu tam anlamıyla çalışmıyor. Özellikle benim için en önemli şey sayfa yenilendiğinde veya farklı sayfalara geçiş yapıldığında seçimin(karanlık mod veya gece modu) kalmasıydı. Bunu da bulduğum örneklerden birini blogger'a uyarlayarak görmüş oldum.
Bir süredir çok ihmal etmiş olsam da düzenli olarak blog yazmaya başlayalı 10.yılı bulmuş. Aslında birkaç ay da geçmiş ama fırsat bulup ancak bir şeyler yazabiliyorum. Her ne kadar ilk başlarda bir günlük düşüncesiyle yola çıkmış olsam da zamanla daha çok teknik, özellikle blogger özelinde eğildi yazılırım.
2019 yılında da insanlığa büyük faydalar sağlayabilecek bilimsel keşifler, teknolojik ve tıbbi yeniliklerle geçti. İşte bu alanlardaki keşif ve yenilikleri derleyip paylaştığım bu yılın son yazısı.
Blogger'da anasayfada belirli sayıda yazı gösterip diğer yazılara(eski yayınlanmış), sayfalama eklentisi veya eski - yeni yazılar bağlantıları ile ulaşmak mümkün. Bunlardan bir diğeri ise sayfa yenilenmeden daha hızlı bir şekilde eski yazılara ulaşmayı sağlayan, yabancı kaynaklarda infinite scroll, ajax load more posts diye geçen blogger daha fazla yazı göster eklentisi diye de tabir edebileceğimiz bir eklenti mevcut.
Blogger/Blogspot tabanlı tek yazarlı bloglarda yazar ismi <data:post.author> gibi kısa kod parçası ile gösterilebiliyor. Fakat birden fazla yazarın bulunduğu bloglarda, ikinci ve üçüncü yazarın hem ismini hem de fotoğrafını göstermek için kod yapısına manuel müdahele etmek ve Yerleşim sayfasından bir ayar yapmak gerekiyor.
Lanyon Blogger Teması, 2016 yılında Jekyll'den blogger'a uyarlamış olduğum Hyde Blogger Teması'nın kardeşi sayılabilecek bir tema. Çünkü Hyde temasında olduğu gibi bu tema da, şablon yapısı @mdo tarafından hazırlanan getpoole yapısının ürünü.
Svbtle Blogger Teması, bileşen desteği olmayan, özellikle kişisel bloglar için kullanılabilir sade bir görüntüye sahip eski WordPress temalarından uyarlamış olduğum bir tema.
Bazı haber ve teknoloji sitelerinde gördüğüm, benim gibi bir çok kişinin de fark etmiş olacağı üzere yazı içerisinde ilgili yazı, ilginizi çekebilir, bunu da okuyabilirsiniz, ayrıca oku gibi bir eklenti mevcut.(Wordpress için also read plugin diye tabir ediliyor.) Acaba blogger için böyle bir eklenti yapılmış mıdır diye araştırırken bir blogger ipuçları sitesinde : arlinadzgn.com yakın zamanda hazırlanmış bir eklentinin paylaşıldığını gördüm. Kendi bloğumda test edip bu yazıyla paylaşmak istedim.
Blogger'da WordPress'de olduğu gibi öne çıkarılmış resim/görsel özelliği bulunmakta fakat blogger'da kullanım tarzı biraz farklı. Yazının devamında paylaşmış olduğum ilk kod parçacığı sayesinde yazının herhangi bir bölümüne, özellikle yazı-başlık üstüne eklenerek kullanılabilir.
2018 yılında da insanlığa büyük faydalar sağlayabilecek bilimsel keşifler, teknolojik ve tıbbi yeniliklerle geçti. İşte bu alanlardaki keşif ve yenilikleri derleyip paylaştığım bu yılın son yazısı.
Blogger'da son yazılar ister belirli bir etikete göre istenirse tüm etiketler dahilinde lislenebiliyor. Resimsiz ve detaysız, sadece yazı başlıkları ile listelemenin iki yöntemi bulunmakta. Bunlardan birincisi İçerik Takibi Gadget'i(bileşen) ile bir diğeri ise javascript kodları ile. Kişisel seçime bağlı olarak iki yöntemden herhangi biri kullanılabilir.
Son zamanlarda Blogger’da yer alan bileşenlerin eklendiği Yerleşim alanı neden bozuluyor, CSS ile nasıl düzenlenir veya renklendirilir gibi sorular geliyor. Blogger Paneli > Yerleşim alanı gerek şablonlardan, gerek kullanılan kodlardan dolayı bozulma meydana gelebiliyor. Bu bozulmayı düzenlemek veya Yerleşim alanına daha farklı görünüm kazandırmak için aşağıdaki kodlar kullanılabilir. Kodlar <head>...</head> arasına eklenmelidir.
Google Drive'ın hosting özelliğinin sona erdirilmesinden sonra css ve js dosyalarını depolamak biz blogger kullanıcıları için eziyet haline geldi. Son çare olarak şablon kodları içerisinde tema veya eklenti kodlarını kullansakta kodlar çok uzamaya ve karmaşıklığa yol açıyordu. Farklı alternatifler arayışına düşmüşken kısa bir süre önce iSmooth Blog adresinde github'un blogger için web hosting olarak kullanılabileceğini öğrenmiş oldum.
Aslında github aracılığı ile Jekyll ve Pelican blog platformları aracılığı ile blog oluşturulduğundan daha öncesinden biraz bilgi sahibi olmuştum. Fakat blogger için böyle bir özelliğin kullanılanilir olduğunu bilmiyordum. Test edip işe yaradığını görünce de bu blogdaki yazıdan esinlenerek arayış içerisinde olanlar için Türkçe bir içerik oluşturmaya karar verdim. Aşağıdaki adımlar eksiksiz ve doğru bir şekilde uygulandığında blogger bloglar için bir nevi hosting hizmeti kullanılabilir oluyor.
Adım 1 : Yeni bir depo oluşturma
Eğer halihazırda bir github üyeliğiniz varsa https://github.com/new adresinden örneğin isim.github.io şeklinde yeni bir depo(repository) oluşturun.
Adım 2 : Dosya Yükleme veya Oluşturma
İster Github Pages'te yer alan yönergeleri takip ederek oluşturduğunuz depoya ilk dosyalarınızı yükleyin.
Ya da https://github.com/kullaniciadi/isim.github.io adresine giderek Create new file veya upload seçenekleriyle ilk dosyalarınızı yükleyin - oluşturun
Adım 3 : CNAME ile Alt Alan Adı Oluşturma
Alan adı sağlayıcısından DNS Ayarları (alan adı sağlayıcısına göre farklılık gösterebilir) CNAME kaydı yani bir alt alan adı (subdomain) oluşturun.
Adım 4 : GitHub üzerinde CNAME dosyası oluşturma
Github üzerinden yani oluşturulan depo adresi olan github.com/kullaniciadi/isim.github.io adresinden Create new file ile CNAME adında yeni bir dosya oluşturun ve içerisine alan adı sağlayıcısında oluşturduğunuz alt alan adını örneğin dosyalar.zaferzent.com yazın ve Commit new file düğmesiyle kaydedin.
Bu işlemleri doğru bir şekilde yaptıysanız artık blogger temaları ve içerikleri için oluşurduğunuz css, js gibi dosyaları github alanına yükleyerek bloglarınızda kullanabilirsiniz. dosyalar.zaferzent.com/style.css gibi.
Bu arada Gihub'un sınırlamaları olduğunu söylemeden geçmeyelim. Bu tür bir kullanım için Github 1GB depolama alanı ve aylık 100gb trafik sağlıyor.
3.9.2018 Güncelleme : Github'a HTTPS/SSL Desteği Geldi
Yorumlarda Kazım Çakır adlı arkadaşımızın belirttiği gibi Github'da HTTPS/SSL desteği yoktu. Mayıs ayı itibari ile yani yaklaşık 4 ay önce Github HTTPS/SSL özelliğini getirmiş fakat ben Twitter'da gezerken, Github'un Twitter adresinde aşağıdaki tweetle yeni haberdar oldum ve gerekli adımları uygulayarak Github için HTTPS/SSL özelliğini aktif ettim.
Today, custom domains on GitHub Pages are gaining support for HTTPS via @letsencrypt. It's another step towards making the web more secure for everyone. https://t.co/MbB7Jjd3EE
* Öncelikle alan adımın bağlı olduğu IHS'den 4 adet yeni A kaydı girdim. Bunlar; 185.199.108.153, 185.199.109.153, 185.199.110.153, 185.199.111.153
* Daha sonra ise dosyaları barındırdığım repo adresi olan https://github.com/zaferzent/zaferzent.github.io/settings sayfasında yer alan Github Pages ayarlar kısmından aşağıdaki resimde görüldüğü gibi Enforce HTTPS seçeneğini aktif duruma getirdim ve anlık olarak HTTPS/SSL özelliğinin etkinleştiğini gördüm.
Bir kaç uyarı
1 - Github HTTPS/SSL'yi kullanabilmek için öncelikle, yukarıdaki işlemleri yapmış olmak gerekiyor (CNAME ayarları gibi) 2 - A kayıtlarını girmeden HPTTS/SSL aktif edilemiyor. Github Pages ayarlarında Enforce HTTPS seçeneği yanında "Not yet available for your site because the certificate has not finished being issued." gibisinden bir uyarı veriyor. 3 - Github A kayıtlarının Blogger A kayıtlarına henüz bir etkisi olmadı ve sorun yaşamadım fakat ilerleyen zamanlarda ne olur bilemiyorum(ana alan adına www olmadan girememe gibi).
📅 ✍️ Post
Blogger'daki tüm bağlantılar yeni bir pencerede / sekmede nasıl açılır ?
Bloglarımızda kullandığımız tüm bağlantılar ziyaretçilerin daha fazla içeriğe ve bilgiye ulaşması için gerekli köprülerdir ve bu köprüler iç bağlantılar ve dış bağlantılar olarak ikiye ayrılır. İster iç ister dış bağlantılar olsun yazılara ve sayfalara eklenirken ziyaretçi - kullanıcılara uygun bir şekilde eklemek daha yararlı olacaktır.
Tüm dış bağlantıların yeni bir pencerede / sekmede açılması genellikle iyi bir fikirdir çünkü kullanıcılar blogumuzdan tamamen ayrılmamış olacak ve geri dönüp blogumuzda zaman geçirmeye devam edecektir. İç bağlantılar ekleyerek ise kullanıcıların eski yazılara - sayfalara da göz atmasını sağlayarak sayfa görüntülemelerin artmasına ve hemen çıkma oranının azalmasına fayda sağlayacaktır.
Blogger'da varsayılan olarak, hem iç hem de dış bağlantılar aynı pencerede/sekmede açılır. Bir yazı hazırlarken genellikle metni vurgulayıp Bağlantı düğmesine tıklayarak bir bağlantı ekleriz. Daha sonrasında ise bağlantının yeni pencerede / sekmede açılması için alttaki resimde olduğu gibi manuel olarak seçim yapar veya editörün HTML görünümünde bağlantı koduna yine manuel olarak target="_blank" ifadesini ekleriz.
Her yeni bağlantı eklerken bu şekilde zaman kaybından kurtulmak için Blogger şablon kodları arasına kısa bir kod ekleyerek bu işlemi hızlandırabiliriz. Ama bu şekilde iç bağlantıların da yeni bir pencerede / sekmede açılacağını unutmayalım.
Blogger Kontrol Paneline giriş yapın, Şablon ve ardından HTML'yi düzenle'yi tıklayın. Kavyenizden CTRL + F ksıayol tuşları yarıdımıyla <head> etiketini bulup bu etiketin hemen altına aşağıdaki kod satırını yapıştırın.
<base target='_blank'/>
Uyarı : Bu kod satırı vesilesiyle eski - yeni yazılarda kullanılan iç ve dış bağlantıların hepsi yeni bir pencerede / sekmede açılacaktır. Ayrıca blogger'a yüklenmiş resimlerde bulunan bağlantılarda yine aynı şekilde yeni pencerede / sekmede açılacaktır.
Blogger'da yazıları düzenlemek için Blogger Kontrol Paneline gidip, Kayıtlar başlığından düzenlemek istenen yazı bulunup rutin yazı düzenleme adımını uygulamak gerekiyor. Bu uzun rutini uygulamak yerine blog anasayfasında yer alan yazıların kenarına, köşesine Hızlı Düzenle bağlantısı eklenerek kolaylaştırılabiliyor. Bazı varsayılan blogger şablonlarında yazıların bilgi kısmında hızlı düzenle bağlantısı bulunsa da özelleştirilmiş şablonlarda bu kısa kod parçacığı bulunmuyor.
Eski şablonlarda göz gezdirirken bu kod parçacığını not alıp kaybetmemek adına paylaşmak istedim.
Kodun kullanımında iki önemli nokta bulunuyor. Birinicisi kodun sadece Yönetici tarafından görünmesi için span ile başlayan ve item-control blog-admin class ismine sahip olması. Bu sayede Hızlı Düzenle bağlantısını sadece yöneticiler görebiliyor. *Uyarı : Eğer kod parçacığı herkese görünüyorsa blogger'ın varsayılan dosyaları; widget_css_bundle.css gibi dosyalar pasif duruma getirilmiş olabilir.
İkinci önemli nokta ise kodlar arasında turuncu renk ile belirginleştirdiğim blogID kısmı. Burada yer alan ID kısmına hangi blogda kullanılacaksa o bloğa ait ID'nin eklenmesi gerekiyor. Bu ID Kontrol Paneline giriş yapıldığında adres satırında görülebiliyor.
* Aşağıdaki kod yazıların altına üstüne veya bilgi kısmı var ise oraya eklenebilir.
Blogger'da varsayılan olarak şablon - tema kodlarına eklenen, sayfa açılış hızını ve Google PageSpeed Insights puanını düşüren plusone.js, widgets.js ve widget_css_bundle.css nasıl silinir?
Özellikle son paylaşmış olduğum Blogger Aspire temasında yaşamış olduğum, blogger'ın varsayılan olarak gelen js (javascript) ve css dosyalarının Google PageSpeed Insights puanını düşük göstermesinden dolayı bu yazıyı hazırlama gereği duydum. Özellikle mobil puanı büyük ölçüde etkileyen ve çok düşük gösteren bu dosyaları bir kaç adımda kaldırarak sorunu çözüme kavuşturdum.
plusone.js, widgets.js ve widget_css_bundle.css dosyalarını tamamen ortadan kaldırmak için aşağıdaki iki kolay adımı uygulamak yeterli oluyor.
Aspire blogger teması bir kaç ay önce galeri, portföy tarzı bloglar için entegre ettiğim ilk blogger teması oldu. Tabi galeri görünümünde olması dışında farklı proje ve bloglar için de kullanılabilir. Aspire Blogger Teması Hakkında Genel Bilgiler :
- Temada anasayfasında yazı başlıkları önünde bulunan yazı görseli için blogger'ın kendi özelliği olan thumbnail'i kullandım.
- Tema mobil uyumlu olup menüyü Sayfalar bileşeni ile hazırladım, bu sayade şablon editörü kullanmadan sayfalar otomatik olarak eklenebilmektedir.
- Footer'da (alt kısımda) 4'lü bileşen alanı ve üst menüde manuel olarak düzeltilmesi gereken sosyal medya butonları bulunmaktadır.
- Yazı altlarında etiket, tarih, yazar ismi dışında daha önce bloğumda da paylaşmış olduğum yazı okunma süresi ve yazı uzunluğu gibi eklemeler yaptım.
* Kodlar arasında yer alan web-gunlugu kısmı saihp olunan feedburner akış adresi ile değiştirilmelidir.
Mobil Görünüm
20 Nisan 2018 Cuma Güncelleme : Pagespeed skorunu etkileyen js dosyalarından kaynaklanan sorun düzeltildi. Şu an mobil ve masaüstü skorları 90 üstünde gelmektedir.
Bilimsel keşifler, sadece evrenin sırlarını anlamamızı değil, aynı zamanda teknolojik ve tıbbi yeniliklerle yaşam kalitemizi de artırmayı amaçlıyor. Teknoloji alanında özellikle yapay zeka, yenilenebilir enerji, otonom sistemler ve akıllı şehirler gibi alanlardaki ilerlemeler, geleceğin teknolojilerini şekillendiren temel unsurlar haline geldi.
Blogger Draft (Blogger Taslak) adresinde bugün SSL şifreleme yani https özelliğinin(https ayarları) özel alan adı için de artık kullanılabilir olduğunu gördüm. Blogger için SSL yani https desteği geçen yılın ortalarına doğru gelmişti. Fakat bu özellik sadece .blogspot.com uzantılı bloglarda kullanılabiliyor, özel alan adları için bu seçenek aktifleştirilemiyordu.
Tabi özellik gelmişken kullanmamak olmaz derken bunu yaparken bir yandan da bu konuyla ilgili bir yazı hazırlamak istedim. Öncelikle özellik tam olarak yayınlanmandı ve test aşamasında olduğu için https ayarları sadece draft.blogger.com adresinde görünür ve aktif edilebilir durumda. Bu yüzden ayarları Draft Blogger (Blogger Taslak) üzerinden yaptım ve başarılı sonuç aldım.
Blogger Özel Alan Adları için Adım Adım HTTPS Ayarları
1. İlk olarak draft.blogger.com adresine girip Ayarlar > Temel sayfasına giriş yapıyoruz. Karşımıza aşağıdaki gibi iki seçeneğin de (HTTPS Kulanılabilirliği ve HTTPS Yönlendirmesi) HAYIR durumda olduğu bir sayfa ile karşılaşıyoruz.
2. İkinci aşamada buradaki HTTPS Kullanılabirliği seçeneğini EVET durumuna getiriyoruz ve ikinci seçenek olan HTTPS Yönlendirmesinin aktif hale gelmesini bekliyoruz. (Resimde de görüleceği üzere HTTPS Kullanılabilirliği işleniyor ibaresi çıkıyor ve HTTPS Yönlendirmesi için de bu işlem bitmeden bu ayarın kullanılamayacağını belirten bir uyarı çıkıyor.)
3. HTTPS Kullanılabilirliği işlendi ve artık HTTPS Yönlendirmesi aktif duruma geldi.
4.HTTPS Yönledirmesi seçeneğini de EVET durumuna getirip beklemeye geçiyoruz. Adresimize girdiğimiz zaman HTTP'den HTTPS'ye yönlendirme yapılıyor fakat bir süre erişim sağlayamıyoruz. Çok değil 5-6 dakikada tamamlanıyor.
İşlem tamamlandı HTTPS ayarlarını tamamladık fakat alan adı adresimiz ve yazı bağlantılarının URL yapısı değiştiği için Google Webmaster Tools üzerinden sitemizi yeniden HTTPS'li olarak eklemek ve HTTPS'li site haritalarını da yeniden göndermek gerekiyor. Herhangi bir yazıya veya sayfaya HTTP üzerinden girildiğinde o bağlantının HTTPS yönlendirilmesi yapılsa da indexleme işlemi uzun süreceği için Google Webmaster Araçları üzerinden sitemizi eklemek ve yeni site haritalarını göndermek faydalı olacaktır.
Ayrıca kullanılan tema - şablonda da bu yönlendirme işlemi sonucunda sorunlar çıkacağı için tema içerisinde yer alan bağlantıların da HTTPS'li olarak güncellenmesi gerekiyor.
Bootstrap blogger temasını, Twitter tarafından geliştirilen Bootstrap CSS kütüphanesinin şu anda beta aşamasında olan 4.sürümü ile hazırladım. Genel olarak sade olan temaya ekstra olarak responsive menü (açılır menü) ve resmi sosyal paylaşım butonları ekledim. Önizleme : http://bv4template.blogspot.com/
- Bootstrap JavaScript kaynakları eklendi. - Menü değiştirildi (Bootstrap'ın nav olan bileşeni yerine responsive olan navbar kullanıldı) - Gereksiz kod temizliği yapıldı. * Yeni sürüme GitHub üzerinden erişilebilir. 📅 ✍️ Post
Twenty Seventeen (Yirmi Onyedi) Blogger Teması son uyarlamış olduğum bir WordPress teması. Twenty Seventeen isminden de anlaşılacağı üzere meşhur WordPress blog sisteminin, WordPress geliştiricileri tarafından her yıl seri şekilde çıkardığı temalardan sonuncusu. Aslında bu temayı uyarlayalı çok zaman olmasına rağmen ne kullanmaya ne de paylaşmaya fırsat bulamadım. Bir de tabi tema kodları ile ilgili yaşadığım sorunlar da bu sürenin uzamasına neden oldu.
Tema mobil uyumlu olup elimden geldiğince bire bir (yorum formu tasarımı dahil) entegre etmeye çalıştım. Fakat küçük eskiklikler ve hatalar bulunabilir.
Twenty Seventeen Teması ile ilgili notlar :
Sabit sayfaları tam genişlikte kullanmak için
<!-- For Full Width Page --> <b:if cond='data:blog.url == "http://blogger2017tema.blogspot.com/p/full-width.html"'> <style>#primary{width:100% !important} aside{display:none !important}</style> </b:if>
kod bloğunu bulup turuncu olan yere tam genişlikte kullanılacak sayfa bağlantısı eklenmesi gerekiyor.
- Menü bileşini otomatik olup anlamadığım sebepten dolayı yerleşim sayfasında görünmüyor. Fakat blogger hesabına giriş yapılmış ise blog/site üzerinden (şaağıdaki resimde olduğu gibi) sayfalar eklenip çıkarılabiliyor.
Blogger'da etiketleri listelemek için Etiketler gadget'i (Blogger tabiliriyle) kullanılabiliyor. Fakat gadget desteği olmayan temalarda veya istenilen yerde ve sayfalarda etiketleri listelemek için alternatiflere yönelmek gerekiyor. Bu alternatifler birisi de javascript kullanarak etiketleri istenilen yerde listelemek.
Bizzat bloğumda test etmiş olduğum aşağıdaki kod ile etiketler sabit sayfalarda da listeleniyor. Kodun eksik bir yönü bulunuyor o da etikete ait kaç adet yazının olduğunu göstermemesi. Onun haricinde aşağıdaki kodlar nerede kullanılmak isteniyorsa oraya eklenerek etiketler listelenebilir ve vermiş olduğum diğer CSS kodları isteğe göre değiştirilip, geliştirilebilir.
WampServer ile ilgili kurulum hatasına geçmeden önce hakkında bilgi sahibi olmayanlar için özetle WampServer yazılımının ne işe yaradığından bahsetmekte fayda var. WampServer PHP geliştiriciler, kodlayanlar, severler için hazırlanmış içerisinde MySQL, Apache ve PHP paketlerini barındıran PHP alt yapılı projeleri hazırlayıp test etmeye yarayan bir yazılım.
Olist blogger teması yine farklı bir blog platformundan blogger'a uyarladığım temalardan bir diğeri. Tema ismini ve platformunu (Ghost veya Jekyll) tam hatırlamamakla birlikte yapımcısının github.com/orderedlist adresindeki insan olduğunu düşündüğüm ve orijinal ismini list'li birşey olarak hatırladığım için ben de Olist ismini vermek istedim. Tabi ki temanın orijinal sürümü şuanki halinden şablon yapısı dışında farklı bir haldeydi.
Olist blogger teması ile ilgili genel bilgiler
- Temada ikonlar için Font Awesome Icons kütüphanesinden ve sosyal ağ profil ikonlarının renklendirilmesinde brandcolors.net adresinden yararlandım.
- - Bu zaman biçiminde sorun yaşamamak için şablona jquery kütüphanesi dahil edilmeli ve saat dilimi ayarlaması yapılması gerekiyor. Saat dilimi ayarı için Blogger → Ayarlar → Dil ve biçimlendirme sayfasından Saat diliminin (GMT+03:00) İstanbul yapılması gerekiyor.
* Prensip gereği uyarladığım temalarda şifrelenmiş footer bağlantısı kullanmıyorum. İsteğe bağlı olarak silinebilir fakat kenarda köşede bu yazıya bağlantı verilirse mutlu olurum 😊
📅 ✍️ Post
Daha önce Twitter'daki son tweetleri blogger tabanlı bloglarımızda göstermek için, Twitter'ın yeni Api'si ile yapılmış olan fakat biraz karmaşık olan bir eklenti paylaşmıştım. Bir kaç gün önce yapımcının eklentiyi güncellemesiyle birlikte kodların çalışmadığını farkettim. Ayrıca güncelleme ile birlikte artık sadece twitter kullanıcı ismi ile son tweetleri göstermek daha kolay hale getirilmiş. Kodları varsayılan yapısından daha sade hale getirerek ve yalın bir halde paylaştım. Gerekli CSS özelleştirmeleri isteğe göre yapılabilir. Jason Mayes'in hazırladığı eklentinin orijinal haline codepen.io/jasonmayes/pen/Ioype ulaşılabilir.
</head> öncesine eklenmesi gereken javascript kodları : Javascript kodları şablona eklenirken blogger kod dönüştürücü aracı ile dönüştürülüp eklenmelidir.
Notlar : Kodların en alt kısmında yer alan ayarların açıklamaları aşağıdaki şekilde. Önemli olan iki ayar kullanıcı adı ve kaç adet tweet gösterileceği. Diğer ayarlar isteğe göre düzenlenebilir.
var configProfile = { "profile": {"screenName": 'webgunlugu'}, // Twitter Kullanıcı adı "domId": 'tweets', // Tweetlerin gösterileceği div ID'si "maxTweets": 20, // Gösterilecek tweet sayısı "enableLinks": true, // Tweetlerdeki bağlantıların tıklanabilir olup/olmaması "showUser": false, // Kullanıcı bilgileri gösterme/gizleme "showTime": true, // Tweet zamanı gösterme/gizleme "showImages": false, // Tweetlerdeki fotoğrafların gösterme/gizleme "showInteraction":false, // Retweet, Reply, Retweet, Favorite gibi bağlantıları göster/gizle "lang": 'tr' // Tweet zaman dili };
Tweetlerin gösterileceği element. Nerede ve ne şekilde kullanılacaksa oraya eklenmeli.
<div id="tweets"></div>
Not: Yazı 10 Mart 2019 tarihinde güncellenmiş olup kodlar aktif olarak çalışmaktadır. Kodları canlı olarak test etmek için zaferzent.com/p/twitter-gunlugum.html sayfasına bakabilirsiniz.
20.05.2021 Güncelleme: - Kodların önizleme adresi güncellenmiştir. - Kodlar aktif çalışmaktadır, fakat tarayıcınızda adblock tarzı reklam engelleme eklentileri varsa kod çalışmayacaktır.
19.06.2021 Güncelleme - Test edilerek çalışır durumda olan kodlar eklenmiştir. - *Not : Tarayıcınızda reklam engelleyici gibi eklentiler varsa çalışmayacaktır.
📅 ✍️ Post
Blogger yorumlarda yer alan avatarların (yorum yazar resimleri) boyutu CSS ile artırılıp, azaltılabiliyor. Fakat bunu yaparken çözünürlük ayarlarına müdahele edilemediği için bozuk görüntüler ortaya çıkıyor.
Daha önce kullandığım temaların birisinde çözünürlük değiştirmeye yarayan javascript koduna denk geldim. Bu kod sayesinde avatar boyutları artıldığında oluşan bozukluk da ortadan kalkmış oluyor. CSS ile avatar boyutunu değiştirme
*/s-35-c/ varsayılan olarak gelen değer /s80-c/ yeni atanan değer. Eğer 80*80 den fazla büyüklükte avatar kullanılacaksa ona göre değişiklik yapılabilir.
📅 ✍️ Post
En son aldığım bir teknoloji ürünü olan xiaomi mi band 2 isimli akıllı bileklik oldu. Teknoloji takipçisi biri olarak ben de elimden geldiği kadar aşırı olmamak kaydıyla yeni çıkan, fark yaratan ürünleri, hizmetleri test etmeye, alıp kullanmaya çalışıyorum. Tabi şunun yenisi çıkmış bundan alayım, a bunun da yenisi çıkmış bundan da alayım, en sonu ben alayım, en iyiyi en pahalıyı ben alayım gibi bir takıntım da yok açıkçası. Ben teknolojiyi daha çok ihtiyaç, eksikliği giderme, kolaylık sağlama amaçlı kullanan birisiyim.
Bilimsel keşiflerin 2016 yılında ne kadar geniş bir yelpazede ilerlediğini ve bu ilerlemelerin insanlık üzerinde uzun vadeli etkiler yaratabileceğini göstermektedir. 2016 yılının teknoloji açısından da hem yenilikçi ürünlere hem de çığır açıcı konseptlere sahne olduğunu gösteriyor. Teknoloji dünyası, hem günlük yaşamımızı dönüştüren hem de geleceğe dair heyecan veren projelerle dolup taşan bir yıl geçirdi. 2016 yılında, bilim ve teknoloji alanında yaşanan önemli gelişmeleri farklı kaynaklardan derleyerek yine özet bir şekilde paylaşıyorum.
Hyde Blogger Teması yaklaşık bir hafta önce uyarlama yaptığım diğer sade blogger temalarından birisi. Aslı Mark Dotto tarafından Jekyll blog platformu için hazırlanmıştı.
Hyde Blogger Teması ile ilgili kısa bilgiler
Tema varsayılan hariç 8 farklı renk seçeneğine sahip olup <body> etiketine renklere ait class ismi eklenerek kullanılabiliyor. Fakat ben bir güzellik yaparak jQuery ve Cookies (çerezler) nimetlerinden yararlanarak dinamik bir hale getirdim. Önizleme adresinden de görüleceği gibi tek tıklamayla renk değişimi yapılabiliyor. Sidebar'ı da sağ tarafta göstermek için böyle bir kolaylık sağladım. Üstelik bu değişiklik cookies'ler vasıtasıyla kaydedildiği için sayfa yenilemesinde veya daha sonraki ziyaretlerde değişmiyor. Bu özelliğin blogger temalarında bir ilk olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Bu özellik sadece değişikliği yapan ziyaretçi için geçerli. Eğer statik bir şekilde bütün kullanıcılara aynı renk yansıtılacaksa yine body etiketine manuel olarak class ismi eklemek gerekiyor.
Şuan bloğumda kullanmakta olduğum blogger resmi sosyal paylaşım butonları üşenilmeden sosyal ağ sitelerinden direkt olarak alınmıştır. Aslında üçüncü parti veya özel paylaşım butonları yapılıp kullanılabilir. Fakat resmi sosyal paylaşım butonlarının kendilerine özel sayaç sisteminin olması(twitter yakın zamanda sayaç sistemini kaldırmış) ve renkli bir hava kattığı için daha cazip geliyor. Tabi ben butonları yalın halde paylaşıyorum bloglardan kaynaklanan sorun sebebiyle düzenleme yapılması gerekebilir. Ayrıca Facebook'un Beğen ve Paylaş butonlarının sayaçları aynı sayaç üzerinden çalışmakta özetle bir yazı bir defa beğenilmişse bir defa da paylaşılmış sayılıyor. Bu yüzden ya beğen ya da paylaş butonunun herhangi birini tek başına kullanmak gerekiyor.
Eğer kodlar eklendikten sonra sablon editöründe özel karakterler ile ilgili bir hata uyarısı alınıyorsa kodlar blogger kod dönüştürücü aracı ile dönüştürülüp eklenebilir.
Resmi sosyal paylaşım butonları için gerekli kodlar
Willow blogger teması, Raivis Vitols arkadaşımızın Ghost blog platformu için hazırlamış olduğu bir temaydı. Ben de boş bir vaktimde bloğum için yeni bir tema arayışında iken blogger'a entegre etmiş bulundum. Fakat daha sonra kullanmak yerine paylaşmayı tercih ettim. Tabi temayı entegre ederken küçük değişikler ve eklemeler yaptım. İlk başta ana sayfada yazılar için etikete göre görsel gösterme işlemini yaparken, sonrasında yazı görselinin daha iyi olacağını düşündüm. (Ana sayfada resimlerin daha orantılı gözükmesi için yazı için eklenen görsellerin 600*300 veya katları olması gerekiyor.) Ayrıca yorum formu var olan temada bulunmadığı için bizzat kendim sade bir şekilde düzenledim.
Blogger yazı etiketine özel ikon gösterme olayı şuan benim bloğumda da kullanmış olmuş olduğum kısa bir kod parçasından ibaret fakat her etiket için aynı kodu koplamak ve o etikete ait bir ikon veya görsel belirlemek gerekiyor. Eğer çok fazla etiket kullanılıyorsa bu işlemi sadece önemli etiketlerde veya sık kullanılan etiketler için uygulamakta fayda var. Ben ikonlar için Font Awesome ikon fontunu kullanıyorum. Bu sistem içerisinde yüzlerce resmi ve gayrıresmi ikon bulunuyor. İkonların font haline dönüştürüldüğü, resimler kadar siteyi yormayan bir araç. Eğer normal ikon kullanılmak isteniyorsa google'dan veya ücretli-ücretsiz ikonların bulunduğu diğer sitelerden yararlanılabilir.
Aşağıdaki kodlar ikonların gösterilmek istendiği yere koyulmalı. Turuncu olarak belirttiğim satırlar yazıya eklenmiş sadece son etiketi temsil ediyor. Eğer yazıda birden fazla etiket kullanılıp hepsinde ikon gösterilmek isteniyorsa turuncu olan satırlar kaldırılmalı.
blogger yazı etiketine özel ikon gösterme kodları
<b:loop values='data:post.labels' var='label'> <b:if cond='data:label.isLast == "true"'> <!-- Birinci etiket --> <b:if cond='data:label.name == "Facebok"'> <i class='fa fa-facebook'/> veya <img src="resimadresi"/> </b:if> <!-- Birinci etiket bitiş -->
<!-- İkinci etiket --> <b:if cond='data:label.name == "Twitter"'> <i class='fa fa-twitter'/> veya <img src="resimadresi"/> </b:if> <!-- İkinci etiket bitş --> </b:if> </b:loop>
Şuan bloğumda kullanmış olduğum blogger son yorumlar eklentisi basit bir eklenti gibi gözükse de bu eklentiyi bulmak ve düzenleme yapmak bir hayli zordu. Bir çok benzer son yorumlar eklentisi mevcut fakat şifrelenmiş veya çok uzun satırlara sahip olması tercih etmememe neden oldu. Bulduğum bu eklenti istediğim şekilde olmasına rağmen büyük gibi görünen aslında küçük bir sorunu vardı bu da yorum içerisinde gösterilen yazı başlıklarına ait bağlantıların hatalı olmasıydı. Normalde yazı başlıklarına tıklanıldığında direkt olarak o yoruma gitmesi gerekiyordu. Yani bağlantı yapısı yazı sonundan itibaren ?showComment=1477700577162#c4202767265987136193 şeklinde olmalıydı ki o yoruma gitsin fakat bağlantılar sadece ?showComment=1477700577162 şeklindeydi ve bu yüzden yazıya ait o yoruma gitmiyordu. Aslında zorluk yaşamamın sebebi javascript özürlüsü olmamdan kaynaklı. Yapılması gereken sadece bir harf değişikliğiymiş.
İlerde hem kendime hem de diğer blogger kullanıcılarına gerekli olur diye daha kolay ulaşmak için bloğumda kodları paylaşayım istedim. Fakat herhangi bir görsel geliştirme yapmadım. Biraz CSS bilgisiyle istenilen şekilde özelleştirilebilir.
Demedi demeyin bu eklentinin aynısını bulabilirsiniz fakat düzenlenmiş halini bulamazsınız, köşeye bir yere sıkıştırın.
Son Yorumlar Eklentisi kodları :
<script type="text/javascript"> var a_rc = 5; // Gösterilecek yorum adedi var m_rc = false; // Tarih göster/gizle true/false var n_rc = true; // Yazı başlığı göster/gizle true/false var o_rc = 100; // Yorum uzunluğu karakter sayısı function showrecentcomments(e){for(var r=0;r<a_rc;r++){var t,n=e.feed.entry[r];if(r==e.feed.entry.length)break;for(var i=0;i<n.link.length;i++)if("alternate"==n.link[i].rel){t=n.link[i].href;break}t=t.replace("#","#");var a=t.split("#");a=a[0];var c=a.split("/");c=c[5],c=c.split(".html"),c=c[0];var s=c.replace(/-/g," ");s=s.link(t);var o=n.published.$t,l=(o.substring(0,4),o.substring(5,7)),u=o.substring(8,10),m=new Array;if(m[1]="Ocak",m[2]="Şubat",m[3]="Mart",m[4]="Nisan",m[5]="Mayıs",m[6]="Haziran",m[7]="Temmuz",m[8]="Ağustos",m[9]="Eylül",m[10]="Ekim",m[11]="Kasım",m[12]="Aralık","content"in n)var d=n.content.$t;else if("summary"in n)var d=n.summary.$t;else var d="";var v=/<\S[^>]*>/g;if(d=d.replace(v,""),document.write('<div class="rcw-comments">'),1==m_rc&&document.write("Tarih "+m[parseInt(l,10)]+" "+u+" "),document.write('<span class="author-rc"><a href="'+t+'">'+n.author[0].name.$t+"</a></span> - "),1==n_rc&&document.write(s+" "),0==o_rc)document.write("</div>");else if(document.write(": "),d.length<o_rc)document.write("<span>“"),document.write(d),document.write("”</span></div>");else{document.write("<span>“"),d=d.substring(0,o_rc);var w=d.lastIndexOf(" ");d=d.substring(0,w),document.write(d+"…” </span></div>"),document.write("")}}} </script> <script src="http://www.zaferzent.com/feeds/comments/default?alt=json-in-script&callback=showrecentcomments"></script>
* http://www.zaferzent.com yazan yeri kendi blog adresiniz ile değiştirin.
14 Mart 2019 Güncelleme : Son Yorumlar Eklentisi 2 (Bloğumda aktif kullandığım son yorumlar eklentisi)
Hacker blogger teması birkaç gün önce wordpress tema galerisinde gözüme çarpan temalardan biri olmuştu. Ara ara böyle gözüme çarpan worpress veya diğer blog sistemlerine özel hazırlanmış temaları blogger'a entegre etmeye çalışıyorum. İlerleyen zamanlarda da daha önce blogger'a uyarladığım temaları paylaşmaya devam edeceğim. Tabi uzun süredir kodlarla uğraşmayınca biraz pas tutmuşum sanırım, o yüzden eskiye nazaran biraz daha zorlanıyorum tema uyarlama işinde. Yine de blogger'ın diğer blog sistemlerindeki bu tip güzel temalardan mahrum kalmaması için tema uyarlamaya devam etmeyi düşünüyorum. Ayrıca bundan sonra Blogger Temaları kategorisinde sadece kendi uyarladığım temalar kalacaktır.
*Temada bulunan benden kaynaklı eksiklik veya gözüme çarpan hataları giderip yazıda güncelleme yapabilirim. Bunun dışında özel destek veremiyorum.
Sevgili günlük, Çok ihmal eder oldum seni kusura bakma. Ara sıra blogger ile ilgili ufak tefek şeyler paylaşsam da son zamanlarda inzivaya çekildim. Uzun zaman önce kişisel konularda bir şeyler yazma düşüncesinden vazgeçmiştim aslında. Aslına bakılırsa uzun zaman önce de kişisel konularda çok fazla bir şeyler yazdığım söylenemez. Yazmayı unuttum desem yeridir. Askerlik, düzenli iş arayışı derken ne çabuk geçmiş uzunca bir zaman farkında bile olamadım. Askerlik sonrası iş arayışına başladığımda bir kaç şehir gezdikten sonra kendimi bir anda İstanbul'da buluverdim.
Hani bir söz vardır ya "İnsanın sevmediği ot burnunun dibinde bitermiş" diye. Tam olarak aynısını yansıtmasa da benim durumum da benzer. Şimdi saymakla bitiremeyeceğim nedenlerden dolayı en son olmak istediğim yerde 8 ayı aşkın bir süredir İstanbul'dayım. İstesem de istemesem de burada da zaman geçmeye devam ediyor ve daha kaç gün, kaç ay veya kaç yıl daha böyle devam edecek bilmiyorum açıkçası.
8 ay önce başlayan bu yolculuk yaklaşık 15 m2'lik bir apart odasında haftanın 6 günü 8 - 5 iş ve 1 günü tatil olmak suretiyle devam ediyor.
8 ay boyunca İstanbul'da bir çok şeye şahit oldum ve yaşadım halen de yaşamaya devam ediyorum. Bunları kısa kısa bir nevi maddeler şeklinde daha öncesinden bir yazı taslağı olarak eklemiştim ama paylaşmak nasip olmadı bir türlü. Yaşayanlar için klişe haline gelmiş, yaşamayanlar için ise bir nevi spoiler olacak cinsten bir çok olay ve durumlar aşağıda.
Yeni moda dilencilik : bir yemek parası - Neredeyse her sokak başında "Açım bir yemek parası verir misin abi" diyen tipler görmemek elde değil. Hadi gerçekten ihtiyaç sahibi olduğunu bilsem tamam diyeceğim de öyle değil. Özellikle geçenlerde yaşlı bir amca gördüm üzerinde fiyakalı bir elbise var, konuşması gayet temiz ve düzgün. Bir bakışta 3 tane apartmanı, 5 tane arabası vardır bunun pintilikten emekli maaşına dokunmamak için dileniyor düşüncesine kapılıyor insan.
Kağıt - karton toplayıcı çocuklar - Bir söylentiye göre bu çocuklar her doldurduğu araba için 100 TL alıyormuş. Dedim güzel iş, ben de mi girişsem. Günde 3 araba 300 TL ayda yapar 9bin TL.
Tahammülsüz, sinirli, agresif, soğuk, sabırsız insanlar (Artık daha ne derseniz) - Sürekli bir şeylere sinirlenen, karşısındakini ezmeye çalışan, dünyanın sadece kendi etrafında döndüğünü zanneden öyle cins bir insan topluluğu var ki bu İstanbul'un en nefret duyduğum şey haline geldi. Bir kaç tane olan olay da değil, markette, otobüste, yolda, durakta her yerde ve her an bu insanlara maruz kalıyorsunuz.
100 kişinin olduğu otobüste hiç kimsenin otobüs kartında fazla bakiyenin olmaması - Evet böyle bir şey de var. Hemen hemen her gün denk geldiğim bir olaydır bu. Otobüs kartını bir yerlerde unutmuş veya bakiyesi bitmiş bir insan otobüse binip kart rica ettiğinde 100 tane insandan bir otobüs kartı çıkmıyor.
Toplu taşıma araçlarında yer verip vermeme olayı - Bir de böyle bir durum var tabi. Yaşlılara, hamilelere yer vermeyenler. Zorla birilerini yerinden kaldırıp oturanlar ve daha fazlası. Siz akşama kadar iş stresi ve yorgunluğu yaşamıssınızdır, sadece keyfi amaçlı dışarı çıkan, belki de sizden çok daha sağlıklı ve dinç insanların gözünüzün içine bakarak "şuna bak öküz yer de vermiyor" gibisinden iç söylemlerini hissedebilirsiniz. Burada katılmadığım bir nokta var onu da söylemeden edemeyeceğim olaya duygusal açıdan değil mantıken baktığım için kimse kusura bakmasın. Hani mecburi durumlar tamam da bir insan otobüse binmeyi göze alıyor, dışarı çıkmak istiyor, otobüse binmek için yürüyor ve bunları yapabilmek için ayakları varsa, yaşı, durumu, cinsiyeti farketmez ayakta da gayet doğal bir şekilde ulaşım sağlayabilir. Ben iş yorgunluğu yaşamamdan hem de bel sağlığımın iyi olmamasından dolayı çoğu zaman boş koltuk olmasına rağmen ayakta gitmeyi tercih ediyorum. Gerisini siz düşünün.
Kuru kalabalıklar, Trafik ışıkları - Sürekli bir yerlere gidip gelen kalabalık insan toplulukları, arabalar, otobüsler, trafik söylemesi bile yoruyor insanı. Bu insanlar ne yapıyor ne amaç uğruna yaşıyorlar diye hergün düşünmeden edemiyorum. Belki ben de bunlardan biriyim ama etrafıma bakınca o kalabalığın içinde kendimi göremiyorum.
Lezzetsiz yemekler - Aç kalmıyorum da onlarca çeşit yerde yemek yedim yediğim hiç bir yemekten tat alamadım bir türlü. Evdeki yemek lezzetini, tadını beklemiyor insan ama bir şeyler olmalı en azından.
Köşe başlarında kavga eden çiftler - Bir kaç güne bir gördüğüm olaylardan bir tanesi de bir köşede birbirine bağıran, kavga eden çiftler.
Sokakta yatan insanlar (evsizler) - Sahiden neden sokakta yatıyor bu insanlar diye her an düşünüyorum.
Tarihi dokular - Güzel yönden etkileyen durumlar da oluyor tabi. Eski evlerin, binaların, tarihi dokuların var oluşu.
Bütün araç şoförlerinin haklı olması - Anlam veremediğim durumlardan biridir bu. Taksiye, otobüse, tanıdık birinin arabasına veya herhangi bir kişinin kullandığı araca bindiğimde hep kendini haklı bulan şöförlerin olması. Eee herkes haklıysa kim haksız veya suçlu ?
Araç kullanma stresi. - Düşüncesi bile kötü. En büyük streslerden bir tanesidir. Sırf bu yüzden bile terk edilesi bir şehir.
Sokak hayvanları için hemen hemen her evin önünde kedi, köpek maması, suyu olması. - Bu da güzel bir şeydir de keşke düzenli tertipli olsa. Bir de köpek çobanları veya köpeğinin çişi için dışarı çıkaranlar var kimisi topluyor da ya bazıları ? kaldırımın ortasına çiş yaptırıp arkasına bakmadan gidenler var. Kimisi ise çocuğu olsa o kadar ilgilenmez.
Neredeyse her adımda bir yabancı ile karşılaşmak. - Yurtdışındaki gurbetçiler gibi hissediyor insan.
Satılık fiyatına kiralık evler - Her kiralayana soruyorum satılık fiyatı değil mi bu diye ?
Goo.gl, bit.ly, ow.ly gibi bir çok popüler bağlantı kısaltma (url shortener) servisi bulunmakta. Sosyal paylaşım sitelerinde yapılan paylaşımlarda kullanılan bu bağlantı kısaltma servisleri genellikle uzun bağlantılarla görüntü kirliliği yapmamak, merak uyandırmak veya karakter kısıtlamalarını aşmamak için kullanılıyor. Fakat site içerisinde yer alan dış bağlantı sayısını az tutmak için farklı site alt yapılarına, kodlamalarına göre site üzerinden bağlantı kısaltma işleminde çeşitli kodlar veya eklentiler kullanılıyor. Blogger'da da çeşitli bağlantı kısaltma (url shortener) yöntemleri bulunuyor. Bunlardan biri de paylaşmış olduğum bağlantı kısaltma kodları. Bu kodlar sayesinde ister site dışı bağlantıları (site dışı link) , site içi bağlantılara (site içi link) dönüştürebilir, isterseniz bloğuzda hazırlamış olduğunuz yazılara ait uzun bağlantıları kısaltarak sosyal ağlarda paylaşabilirsiniz.
Kullanımı : Aşağıdaki kodları şablonunzda yer alan </head> kodu öncesine yapıştırın. Daha sonrasında kısaltmak istediğiniz bağlantıları manuel olarak alt alta ekleyebilirsiniz.
Notlar : Kodlar içerisinde yer alan belirgin yerler git blog adresinizden sonra gelen kısım yani blogadresi.com/git gibi (Bu kısmı isteğinize göre değiştirebilirsiniz).
fb ve tw gibi yerler ise git kısmından sonra gelen bağlantının alacağı değer, kelime yani blogadresi.com/git/fb(uzun bağlantının kısaltılmış hali).
fb ve tw gibi değerlerin sağ tarafında yer alan adresler de görüleceği gibi yönlendirilecek olan bağlantılar. İsteğe ve kullanıma bağlı olarak bu kısaltma işlemleri artırabilir fakat son eklenen kısaltma işleminden sonra ', kullanılmamalıdır.
Sonuç : Örneğin şuan bloğumda kullandığım haliyle zaferzent.com/git/fb bağlantısına tıklanıldığında bana ait facebook profilime gidilecektir.
Kodları kullanmadan önce her blogger eklentisinde olduğu gibi bu eklentinin de artı ve eksi yönleri bulunmakta, bunları göze alarak kullanmakta fayda var.
+ Artı yönleri: Site dışı bağlantıları bir nevi site içi bağlantılara dönüştürerek site dışı bağlantı sayısını azaltması, Uzun yazı bağlantılarını kısaltarak twitter gibi karakter kısıtlamalı sitelerde paylaşmaya olanak sağlaması,
- Eksi Yönleri Bağlantıları manuel olarak oluşturmak, Çok sayıda bağlantı oluşturma sonucunda kodlarda uzamaya ve bunun sonucunda karmaşıklığa neden olması, Kısaltılan bağlantılar daha sonra kodlar arasından silindiğinde bu bağlantılara ait sosyal paylaşım sitelerindeki palaşımlardan gelen ziyaretçilerin hata sayfası ile karşılaşmasına neden olup bunun sonucunda ziyaretçi kaybına yol açması.
📅 ✍️ Post
Fırsat buldukça blogger ile ilgili ipucu, eklenti ve geliştirmeler hakkında paylaşımlar yapmaya devam ediyorum. Fakat bunu yaparken önceliğim daha çok henüz keşfedilmemiş, paylaşılmamış olan konular. Bugün de bu düşünceyle devam ederek başka blog plaftormlarında gördüğüm yazı okunma süresi özelliği oldu. Uygulaması oldukça kolay, bloggerda yazıların okunma süresini göstermeye yarayan bir kod parçasını paylaşmak istedim. Yazı bilgi alanlarına eklenerek kullanılabilecek bu kod parçası temelinde yazı uzunluğuna göre ortalama olarak yazının ne kadar sürede okunabileceğini gösteriyor.
Blogger yazı okunma süresi özelliği için gerekli javascript kodları
(<body></body> etiketleri arasında bir yere eklenebilir)
Sonucun, sürenin gösterileceği alan (yazı bilgilerinin yer aldığı alana eklenebilir)
<span class="reading-time"></span>
Yukarıda görüldüğü gibi turuncu renkte belirtilmiş 2 alan var. Birincisi yani .entry-content yazı içeriğinin yer aldığı div'e ait class'ı belirtiyor. Bu class ya da id değişkenlik gösterebilir .post-body, .post-content, .entry-content gibi.(Tarayıcıların Öğeyi denetle özelliği kullanılarak kolayca bulunabilir.) İkinci belirgin alan .reading-time ise sürenin nerede, yani hangi elementte gösterilmesi gerektiğini belirtiyor. 📅 ✍️ Post
jQuery öğretici sitelerinde gezinirken bir div içerisinde bulunan yazıya ait kelime ve karakter sayısını (yazı uzunluğunu) göstermeye yarayan yazı bilgi alanlarında geliştirilerek kullanılabilecek aşağıdaki (yazının devamındaki) kodlara denk geldim.
Blogger yazı uzunluğu özelliği için gerekli kodlar
</head> öncesine,
<script> $(function() { var text = $('.post-excerpt').text(); // .post-excerpt yerine yazının bulunduğu div id - class ismi çoğunluk olarak .post-body olabilir var charsLength = text.length; var wordsCount = text.split(' ').length; $('#words').html(' ' + wordsCount + ' kelime'); // kelime sayısını göstermek için $('#chars').html(' ' + charsLength + ' karakter'); // karakter sayısını göstermek için }); </script>
Kodun nerede çalışması, gözükmesi isteniyorsa oraya da aşağıdaki kod eklenecek. Sadece kelime sayısını göstermek için words, sadece karakter sayısını göstermek için chars id'lerine sahip span kullanılabilir.
<span id="words"></span> <span id="chars"></span>
*Şu an bloğumda yazı başlıklarının hemen altında bu kodun çalıştığını görebilirsiniz.
📅 ✍️ Post
Gün geçmiyor ki yeni bir blogger güncellemesi geliştirmesi yapılmasın. Blogger geliştiricileri tarafından son olarak hazırlanan bu son geliştirme yeni bir bileşen blogger söylemiyle gadget sayesinde istediğimiz yazıları öne çıkararak ziyaretçiler tarafından fark edilmesini sağlıyoruz. Geliştiriciler tarafından Türkçeye Öne Çıkan Yayın olarak çevrilerek isimlendirilmiş olan bu bileşene blogger öne çıkarılmış yazı eklentisi veya blogger featured post plugin olarak da isimlendirebiliriz. Kullanımı ve ayarlaması oldukça kolay olan bu bileşende tam da olması gereken ayarlar mevcut kılınmış, özellikle istediğimiz etikete sahip istediğimiz yazıyı da belirlemenin bize bırakılmış olması da oldukça güzel düşünülmüş bir özellik.
Bileşeni Blogger Kumanda Paneli » Yerleşim » Gadget Ekle aracılığı ile ekleyebilir Sürükle + Bırak işlemiyle ister sidebarda ister yazılarınızın hemen üstünde kısacası bloğunuzda görünmesini istediğiniz yere ekleyebilirsiniz. Gadget ekleme işlemi yaparken istediğiniz yazıyı seçebilir ve yazıya ait görseli veya başlığı gösterme gizleme ayarını yapabilirsiniz.
Ayrıca bileşenin sadece anasayfada görünmesini istiyorsanız </head> kod öncesine alttaki kodu ekleyerek kullanabilirsiniz.
Geçen yıl blogger'a uyarladığım temalardan biri olan Casper'ı sade, farklı ve sadece blog yazmaya odaklı kullanmak isteyenler için, çürüyüp gitmeden paylaşıyım istedim. Temada ekstra çaba sardedilecek veya ayarlanması zor alanlar bulunmamakta. Yazıların altında bulunan hakkında kısmını ve diğer metinsel olarak değiştirilecek alanları arama yaparak bulabilir, düzenleyebilirsiniz.
Resimlerin demodaki gibi büyük gözükmesi için resimlere full-img class'ı eklemek gerekiyor. Ayrıca otomatik yazı kesme eklentisi bulunmamaktadır. Yazıları istediğiniz yerden kesmek için <!--more--> kodunu kullanabilirsiniz veya yazı editöründe bulunan Atma aralığı ekleme simgesi ile bu işlemi yapabilirsiniz. Entegre ettiğim ve edeceğim temalarda yapmacık gelmesinden dolayı otomatik kesme eklentisi kullanmamaya özen gösteriyorum.
Son olarak temada bulunan css ve js dosyalarını kendi hesabınızın bulunduğu bir depolama sitesine upload etmeyi unutmayın.
Instagram hesabımızdaki son paylaştığımız fotoğrafları bloğumuzun herhangi bir yerinde göstermek için farklı üçüncü parti araçları kullanmak zorunda kalıyoruz. Fakat işin içine gizlilik ve güvenlik girince bu araçlardan vazgeçmek kaçınılmaz oluyor. Bugün biraz araştırma yaparak Instagram Api sayesinde her ne kadar Access Token oluşturma aşamasında biraz uğraşmış olsam da kısa bir süre içerisinde instagram hesabımdaki son fotoğrafları çekmeyi başardım.
WordPress gibi içerik yönetim sistemlerinde kod kullanmadan eklenti vasıtasıyla diğer php alt yapılı sistemlerde ise php kodları ile instagram eklentisi yapılabiliyor. Ben ise blogger alt yapısından dolayı JavaScript & jQuery yardımıyla bir nevi bir blogger instagram eklentisi oluşturdum.Instagram Api sayesinde bir nevi blogger instagram eklentisi oluşturmuş oldum. Şimdi bu eklentinin nasıl hazırlanacağını detaylı bir şekilde anlatmak istiyorum. Öncelikle eklentiyi oluşturabilmemiz için yeni bir client Türkçe'yle istemci oluşturmamız ve bu clienti oluşturduktan sonra eklentimizin çalışabilmesi için gerekli olan access token'i oluşturmamız gerekiyor.
instagram.com/developer adresine girip sağ üstte kullanıcı ismimizin solunda yer alan Manage Clients bağlantısına tıklıyoruz. Daha sonra karşımıza gelen yani instagram.com/developer/clients/manage/ sayfasında sağ üstte yer alan Register a New Client butonuna tıklıyoruz.
Açılan bu sayfada Details sekmesinde client detaylarını girmemiz gerekiyor. Valid redirect URIs kısmı access tokeni alabilmemiz için gerekli olan bir bağlantı, resimde olduğu gibi yine kendi blog adresinizi yazabilirsiniz. Yine bu sayfada yer alan Security sekmesinde yer alan onay kutularını ikisini de işaretsiz duruma getirerek Register butonuna tıklayıp client oluşturma işlemini tamamlayabilirsiniz.
Evet işte client bilgilerimiz geldi şimdi buradaki bilgilerimiz aracılığı ve bir url yardımıyla access token oluşturacağız. Bunun için gerekli olan url resimin altında yer alıyor. Bu bağlantıdaki kalın puntoyla belirttiğim bilgi alanlarını alttaki resimde yer alan client bilgilerini girdikten sonra tarayıcı adres satırına yapıştırıp enter tuşuna basıyoruz.
Alttaki resimde görüldüğü gibi bir ekran karşımıza çıktıysa hatasız bir şekilde devam ediyoruz demektir ama henüz işimiz bitmedi. Authorize butonuna tıklayarak Access Token oluşturma işlemini bitiriyoruz.
Vee bitti access token oluşturma işlemimiz tamamlandı. Adres çubuğunda kırmızı çerçeve içine aldığım alan bizim access tokenimizi oluşturuyor.
Eğer temanızda/şablonunuzda jquery kütüphanesi yer almıyorsa aşağıdaki jquery kütüphanesini şablon düzenleyiciyi açıp </head> kod öncesine ekleyin.
Şimdi sadece geriye aşağıdaki kodu kendi access token bilginize göre düzenleyip ister şablon içine isterseniz yerleşim sayfasında HTML/JavaScript Gadgeti yardımıyla bloğunuza ekleyebilirsiniz.
Kodlar içierisinde siyahla belirginleştirdiğim URL alanı oluşturduğumuz access tokenimizi kullanacağımız yer. users'den sonra yer alan sayısal alan kullanıcı ID'mizi oluşturuyor daha önce oluşturduğumuz access tokenin ilk nokta öncesinde yer alan 9 basamaklı sayıyı giriyoruz. Yine aynı satırda yer alan access_token'den sonraki uzunca sayı ise access tokenimizin tamamını kapsıyor buraya da access tokenimizin tamamını ekliyoruz ve işlemimiz bitiriyoruz. Son olarak for kısmında yer alan siyah renkle görülen 6 sayısı kaç adet fotoğrafın görüntüleneceğini belirtiyor.
Siyasi olaylarla alakalı ne blogda ne de sosyal ağlarda bir şeyler paylaşmadığımı bilirsiniz bilmeyenler de öğrenmiş olur bu vesiyle. Hep sessizdim susuyordum ve aynı şekilde devam edeceğim. Bu yazıyı kendimi birilerine ispat etmek veya egomu tatmin etmek için değil sadece kafamı biraz boşaltmak için yazdığımın bilinmesini istiyorum. Çünkü telefon, bilgisayar başında bir kaç resimle süslü püslü yazılarla bu ülkeyi veya dünyayı kurtaramayacağımı biliyorum. Ki bunları yapanlar da kurtaramayacak onu da çok iyi biliyorum. Elbet ben de ölen şehitlere üzülüyorum ve en az, en çok üzülenler gibi görülenlerden daha fazla üzülüyorum ama sırf insanlar üzüldüğümü bilsin, bunu görsün veya beni tebrik etsin diye üzülmüyorum.
Ülke olarak hepimiz klavye başında birer siyasi, teknik direktör, doktor, asker veya başka bir alanda çok uzman kişileriz ne kadar güzel değil mi? Sanki biz facebooktan, twitterdan yaşayanan kötülüklere, kötülere bela okuyunca onlar belalarını bulacakmış gibi.
İnançlı insanlara soruyorum Tevekkül nedir bilir misiniz? Eminim çoğunuz bilmiyorsunuzdur. Eğer bilseydiniz hiç bir şey yapmadan herşeyi Allah'a havale etmezdiniz. Sizlerin bu tavrı sınava çalışmayan ama Allahım nolur sınavı geçeyim diye dua eden bir tembel öğrenci gibi. Ama gerçek tevekkül bir şeyi kazanmak için önce onun için çalışmamız gerektiği ve sonra onun olması için Allahın takdirine bırakmamız gerektiğidir.
Hiç bir şey yapmadan klavyeyle bir şeyler ispat etmeye, bir şeyleri düzeltmeye, vatan kurtarmaya çalışmak çok saçma ve samimiyetsiz geliyor bana. Böyle paylaşımları ve bu tür paylaşımları yapanları sadece kendilerini tatmin etmeye çalışanlar, kendilerini ispat etmeye çalışanlar, ben böyleyim beni böyle görsünler, biraz daha fazla yorum beğeni alıyım diye çaba sarfeden egoist insanlar olarak görüyorum.
Hataları, kötülükleri, eksiklikleri facebooktan twitterdan süslü püslü resimler veya yazılar paylaşarak hiç bir zaman düzeltemeyeceğiz artık bunun farkında olmalıyız. Eğer birşeyler yapmak istiyorsak bunu reel bir şekilde yapmalıyız. Tepki göstermek, duygularımızı ifade etmek, içimizi boşaltmak istiyorsak bunu abartmadan, samimi bir şekilde, düşünerek yapmalıyız.
Bu söylediklerimden sonra kimileri tarafından kendilerince veya başkalarınca desteklenerek çok iyi birileri olacaklar, ben de belki de akpli, mhpli, chpli, paralelci veya vatan haini olarak ilan edilirim. Varsın öyle düşünsünlsünler ben kendimi, düşüncelerimi gayet iyi biliyorum ve kimin hakkımda ne düşündüğünü zerre kadar önemsemiyorum.
Susuyorum ve susmaya devam edeceğim çünkü klavyeyle vatanı, dünyayı kurtaramayacağımı, düzeltemeyeceğimi biliyorum.
357.Kısa Dönem tertibi olarak askerlik hizmetimi tamamlanmış bulunuyorum. Askerlik biteli askerdeki tabirle "hürgeneral" olalı neredeyse 1 ay olacak ama çeşitli sebeplerden dolayı ancak yeni dönüş yazısı hazırlayabiliyorum. Askerlik hizmetimi daha önce de belirttiğim gibi Samsun ve Tekirdağ'da tamamladım. İlk 21 günlük Acemi Birliği olarak tabir edilen süreyi Samsun'da geriye kalan 5 buçuk aylık süreyi ise Tekirdağ'da tamamladım. Sivil hayattan farklı bir yaşam tarzı ile geçirmiş olduğum bu 6 aylık süre bir çok anı yaşattı ve bir çok farklı karakterlerle tanışmama vesile oldu. Gerçek "askerlik yapmak" fiili farklı bir şey, bizim yaptığımız bu fiilin yanında geçemese de askerlik sonuçta. En basitinden sivil hayatınızdaki özgürlüğünüz o süre son bulana kadar elinizde değil ve bu yüzden hemen bitsin de kurtulalım düşüncesi içerisindesiniz. Özgürlük dışında en önemli konu ise annelerinizin yemekleri yok. Daha bir çok şey yok ama en önemlileri bunlar. Bazı şeylere zamanla alışıyorsunuz ya da alıştığınızı zannediyorsunuz. Öyle de böyle de geçiyor zaman tabi zor geçtiği zamanlar da oluyor ama bitiyor sonuçta.
Kış ortasında gittiğimden dolayı en çok sağlık sıkıntısı yaşadım. Sert geçen hava şartlarından dolayı askerlik boyunca hastalıklar bitmek bilmedi. Soğuk havalar vücuduma öyle bir işlemiş ki halen üşüdüğümü sanıyorum. Askere gideceklere özellikle kış mevsiminde gidecekler; en önemli tavsiyem sağlık konusunda elinizden gelen bütün tedbirleri almaya çalışın demedi demeyin sonra.
Sözün özü askerlik bitti ve ben yeniden sivil hayata döndüm.
2 gün sonra yani Perşembe günü kısa dönem olarak askere gidiyorum. Yaklaşık bir ay acemilik eğitimini almak üzere Samsuna, askerliğin kalan süresini tamamlayacağım Tekirdağa gideceğim. Sonrasında ise yeni bir hayata adım atacağım. Evimde, memleketimde son saatlerimi geçirirken şuan radyoda İlhan İrem'den Olanlar Olmuş şarkısı çalarken farklı duygular içerisindeyim. Heyecan ve hüznü birlikte yaşıyorum. Askerlikten çok öncesini ve sonrasını düşünüyorum, öncesindeki bitecek hayatı sonrasında başlayacak farklı bir hayatı düşünüyorum. Uzun zaman sonrası için planlar yapan birisi değilim ama hayat şartlarının getireceği gerçeklerle artık yüzleşme vaktinin geldiğini de yadırgayamam. 2 gün sonra sadece askere gitmiyorum yeni bir hayata gidiyorum. Artık büyüdüğümü kendi ayaklarımın üstünde durmak zorunda olduğumu farkediyorum. Yeni bir şehir, yeni bir çevre, yeni bir ev, yeni bir iş ve tamamen değişen bir dünya ile karşılaşacağım. Öncesinde ise 20 yıla yakın, yani hayatımın büyük bir bölümünü geçirdiğim memleketimden evimden, arkadaşlarımdan, akrabalarımdan ayrılıyorum. Bu sürede geçen onlarca anılarımın, iyi ve kötü günlerimin son bulması beni yeni bir hayata alışmaya biraz zorluyor açıkçası. Ama zaman her şeyi değiştiriyor ve her şeye alıştırıyor farkında olmadan.
Sosyal hayattaki çevremin dışında sosyal ağlar, bloglar ve farklı mecralardan bir çok arkadaşta edindim. Kimileriyle halen iletişim içerisindeyim kimileriyle yollarımı ayırdım ama yine de güzel günlerim geçti sanal adında sanal olmayan mecradan. Sosyal hayatımdan ve asosyal hayatımdan tanıdığım bütün güzel insanlara hayatımda oldukları için bana yeni şeyler kattıkları için teşekkürler.
Sosyal sorumluluk mesajımı verip noktalıyorum. Hayatı izlemeyi, fotoğrafını çekmeyi, kayıt altına almayı, her an ne olmuş diye gündemden geri kalmamayı bırakın hayatın kendisini yaşayın hayat masa başında, koltukta veya başka yerde otururarak, yatarak takip edilen bir şey değil dışarıda her an yaşanan içinde olunandır hayat.
Veda gibi ama yeni bir merhaba.
Kendinize iyi bakın hoşçakalın...
Güncelleme : 9 Ocak 2015 Cuma Samsunda geçen 21 günlük acemi eğitimini bugün yapılan yemin töreni ile tamamlamış oldum. 21 günlük kısa sürede bir çok askerlik anısı yaşadım bile ama daha uzun bir süre var. Umarım kalan süreyi iyi bir şekilde tamamlarım.
📅 ✍️ Post
Her ne kadar blogger'dan wordpress'e geçiş yapmış olsam da fırsat buldukça blogger ile ilgili içerikler üretmeye devam edeceğim. Bu yazımda da daha önceleri widgetlerin ve yazıların bir köşesinde bulunan Düzenle butonundan aklımın köşesinde kalan fakat hiç kullanma fırsatı bulmadığım blogger'ın güzel bir özelliğinden bahsetmek istedim. Belirttiğim gibi eğer Blogger hesabımıza giriş yapmışsak ve blogun yöneticisiysek (sahibi) widget ve yazıların bir köşesinde üzerine geldiğimizde Düzenle yazan bir ayar ikonu yer alıyor, bu ayar ikonu sayesinde Kontrol Paneline girmeyle uğraşmadan istediğimiz yazıyı veya widgeti düzenleyebiliyoruz. Bu ikonun sadece bizim, yani blog sahibi tarafından görülebilir ve kullanılabilir olmasını sağlayan tek unsur "item-control blog-admin" classına sahip div, span veya başka bir html etiketi. Tabi son kullanıcı olarak biz sadece bu class'la işin bittiğini düşünsekte blogger'ın arka planında bunun olması için farklı işlemler mevcut.
Sözü fazla uzatmadan mevzuya dönecek olursam bu class'ı(sınıf) şablonumuzda istediğimiz yerde kullanarak sadece biz blog sahipleri tarafından görülebilen alanlar oluşturabiliriz. Tek yapmamız gereken sadece bizim görebileceğimiz herhangi bir şeyi "item-control blog-admin" classına sahip divlerin veya diğer html etiketlerin arasına yerleştirmek.
Hazırladığımız alanlar tabi ki blogumunuzun kaynak kodlarında diğer ziyaretçiler tarafından görülebilir fakat bu özelliği kullanarak yapabileceğimiz şeyler kısıtlı olduğundan görseler de herhangi bir sakıncası olmayacaktır.
Üstte bahsetmiş olduğum Kontrol Paneline girmeden hızlı yazı veya widget düzenleme gibi istediğimiz şekilde bağlantı menüsü, hızlı erişim veya bir nevi kullanıcı paneli oluşturarak tek tıklamayla yeni yazı oluşturma sayfasına veya Kontrol Panelinde yer alan diğer sayfalara hızlı bir şekilde erişebiliriz.
Kodun kullanımının yanı sıra hazırlamış olduğum mini hızlı erişim menüsü de yer alıyor kendi zevkinize ve kullanım alışkanlığınıza göre düzenleyip kullanabilirsiniz. Bu örnekteki mantıkla blogunuzun herhangi bir yerine sadece sizin görebileceğiniz içerik alanları oluşturabilirsiniz. İçerik alanlarınızı oluşturdaktan sonra blogger hesabınızın açık olduğu bir tarayıcada ve açık olmadığı diğer bir tarayıcada test edebilirsiniz.
Kullanım :
<div class="item-control blog-admin"> burayı sadece ben görüyorum </div>
Hızlı Erişim Menüsü Uygulaması :
Burada dikkat edilmesi gereken kodlar arasında da görüldüğü gibi 9110239834527087798 uzunca sayı. Bu sayı sahip olduğumuz blogun ID'sini belirtiyor. Bu ID'yi Kontrol Panelinize girerek tarayıcının adres satırında görebilirsiniz. Blogunuza ait bu ID'yi aşağıdakilerle değiştirerek kullanmaya başlayabilirsiniz.
Önizleme
Css Kodları
<style> body{font-family:"Calibri", Arial sans-serif; font-size:17px} a{text-decoration:none; color:#656565} .ypanel{width:250px} .ypanel h3{font-size:18px; border-top-left-radius:5px; border-top-right-radius:5px; background:url("https://cdn4.iconfinder.com/data/icons/Xiao/78.png")no-repeat 5px 14px; background-color:#000;color:#fff; padding:10px; margin:0} .ypanel h3 span{padding-left:15px} .ypanel ul{padding:0; margin:0; border:1px solid #ddd} .ypanel ul li{list-style:none; background:#f7f7f7; padding:7px; border-bottom:1px solid #ddd} .ypanel ul li:last-child{border-bottom:none} .ypanel ul li:last-child a{color:red} .ypanel ul li a{display:block} .ypanel ul li:hover{background:#fff} </style>
5 Ekim Pazar, yani bayramın ikinci günü ani bir kararla WordPress'e geçiş yapmıştım. Ani verilen bir karar olmasının sebebi biraz zorunluluk, biraz da bloguma daha fazla hakim olmak isteyişimdi. Blogger'dan WordPress'e nasıl geçiş yaptım, geçiş sonra nasıl sorunlarla karşılaştım ve ek olarak neler yaptım onları da yeni geçiş yapacaklara yol göstermesi bakımından aktarmak istedim.
Blogger Importer Eklentisiyle WordPress'e Geçiş
Not 1 : Hosting firmaları hali hazırda WordPress gibi sistemlerin otomatik olarak kurulmasına olanak sağlıyor ama kurulumu WordPress ait dosyaları indirip hostunuza atarak manuel olarak kurulum yapmanızı öneririm. Daha önce otomatik kurulum yapıp sorunlarla karşılaşıp bir de performans farkını gören biri olarak otomatik kurulumu tavsiye etmiyorum.
Not 2 : Farklı aktarım eklentileri ve araçları bulunmasına karşın bu eklenti varsayılan olarak geldiği için ben bunu kaldım. Araştırma yapıp farklı WordPress eklenti veya araçlarıyla geçiş işlemini tamamlayabilirsiniz.
Alan adına ait gerekli NS yönlendirmesini yapıp WordPress kurulumunu yaptıktan sonra WordPress Admin Panelinden Araçlar İçe Aktar sayfasına yani /wp-admin/import.php adresine giriyoruz. Bu sayfada çeşitli sistemlerin WordPress'e aktarımını yapmak için araçlar(eklentiler) bulunuyor.En başta bulunan Blogger'a tıklayarak Blogger Importer eklentisini kuruyoruz.
Eklenti kurulumunu yaptıktan sonra bizden Blogger'da bulunan bloglarımıza erişim iznini sağlamamızı istiyor. Authorize butonuna tıklayarak devam ediyoruz.
Bu Google erişim izni sayfasından Erişime İzin Ver butonuna tıklayıp erişim işlemini bitiriyoruz.
Blogger hesabımızda bulunan blog listesi karşımıza çıkıyor buradan aktarmak istediğimiz blogun en sağında bulunan Import butonuna tıklayarak işlemin bitmesini bekliyoruz. Ben geçiş yaparken aktarım işleminde yazılarda olmasa da bir kaç yorum ve biraz da resim kaybı yaşadım. Yazılar (taslaklar dahil) eksiksiz aktarıldığı için pek önemsemedim açıkçası.
Geçiş Sonrası Yaptıklarım ve Karşılaştığım Sorunlar
- Tema Seçimi Geçiş işlemini tamamladıktan sonra ilk yaptığım şey tema aramak oldu. WordPress'in kendi tema galerisinde 2700 + tema bulunmakta. Ayrıca farklı kaynaklardan da WordPress temaları bulabilirsiniz isterseniz ThemeForest'ten ücretli bir tema satın alabilirsiniz. WordPress tema galerisinde bulunan temalara wordpress.org/themes/ adresinden veya WordPress Paneli'nden Görünüm sayfasına giderek ulaşabilirsiniz.
-
WordPress Tema Türkçeleştirme
Eğer yabancı dilde hazırlanmış bir tema buldunuz ve bu temayı Türkçe'ye çevirmek istiyorsanız Poedit yazılımını kullanabilirsiniz. FTP'nizde bulunan wp-content, languages dizininde yer alan .po ve .mo dosyalarını masaüstünüze farklı isimde kaydedip(tr_TR.po ve tr_TR.mo gibi) daha sonra Poedit yazılımı ile .po uzantılı dosyayı açarak Türkçeleştirme işlemini yapıp, bu dosyaları tekrar aynı dizine atarak temayı Türkçe kullanmaya devam edebilirsiniz.
İkinci yaptığım işlem yazılara ait kalıcı bağlantı (permalink) ayarları oldu. Hem arama motorları hem de gelen ziyaretçilerin sorunla karşılaşmaması için yazı bağlantılarını ilk başta blogger'da olduğu gibi ayarladım. Fakat yazı bağlantıları uzadığı için bir ara kalıcı bağlantı ayarlarını değiştirip alt kısımda bahsettiğim 301 Redirect eklentisiyle yazıları yeni bağlantılarına yönlendirmeyi düşünüyorum.
yıl/ay/yazi-baglantisi.html şeklinde kalması için /%year%/%monthnum%/%postname%.html yapısını veya yıl, ay ve html gibi linki uzatan kısımları kaldırarak sadece /%postname% yapısını kullanabilirsiniz. Kategori ve etiket kısımlarını ise istediğiniz şekilde ayarlayabilirsiniz. Kalıcı bağlantı ayarları ile ilgili daha fazla bilgi almak için codex.wordpress.org/Using_Permalinks adresine bakabilirsiniz.
-
301 Redirect (Eski Bağlantıları Yönlendirme)
Yazılar için uygun bağlantıları WordPress'in Kalıcı Bağlantılar özelliği ile kolay bir şekilde ayarlasam da Blogger'dan kalan etiket, arşiv ve sabit sayfalar gibi bağlantıları 301 yönlendirmesi denilen yöntemle yeniden yönlendirmek gerekiyor. 301 yönlendirmesini htaccess ile nasıl yapıldığını biraz araştırma yapmama rağmen istediğim şekilde bir sonuca ulaşamadım. Bulduğum sonuçlar genelde sadece alan adı değişimi veya alt alan adı kullanılan durumlarda işe yarıyor. Belki de yazıların haricindeki diğer sayfalar için özel htaccess özelleştirmeleri de vardır bunun için biraz daha fazla araştırma yapmak lazım. Durum böyle olunca mecburi olarak eklenti kullanmak zorunda kaldım. Yönlendirmeleri eklenti ile yapmak kolay olmasına karşın eğer benim gibi çok fazla sayfa ve indexiniz varsa çok zaman aldığını hatırlatayım.
Blog başlığı, yazı başlığı ve yazılarda ş,ğ gibi Türkçe karakterlerin bazı tarayıcılarda ve mobil cihazlarda sorun çıkardığını gördüm. Meta karakter set ayarlarında sorun olmadığını kullanılan fontlarda sorun olduğunu fark ettim. Temada kullanılan fontlar Google Fonts'dan alındığı için işim biraz kolay oldu açıkçası. Google Fonts adresine girip fontları bulup latin-ext karakter setini ekledim, Türkçe karakter desteklemeyen fontların yerine ise farklı fontlar kullandım.
- -
Yorumlardaki Türkçe Karakter Sorunu
Yorumlar her ne kadar sorunsuz gözükse de düzenlemek istediğinizde yine Türkçe karakter hataları ile karşılaşabilirsiniz bunun çözümü ise yorumların yayımlanmış şeklini kopyalayıp yorumu düzenle butonuna(eğer yoksa WordPress Panelin Yorumlar sayfasından düzenleme işlemenini yapabilirsiniz) tıklayıp yapıştırarak güncelleme yapabilirsiniz.
-
Sitemap (Site Haritası) Oluşturma ve Google Webmaster Araçları İşlemleri
Blogger'da site haritası otomatik olarak oluşturulsa da WordPress'te bu işlem için eklenti kurmak gerekiyor. Sitemap için BestWebSoft yapımcısına ait Google Sitemap eklentisini kurdum. WordPress eklentiler sayfasında Farklı sitemap eklentileri mevcut seçim size ait.
Site haritası ve robots.txt değişiklikleri olduğundan bunları yeniden Google'a bildirmek gerekiyor.
Yeni robots.txt içeriğini Google Webmaster Araçları Tarama bölümünden robots.txt Test Aracı sayfasından gönderebilirsiniz.
Site haritası bildirimi için yine Tarama bölümü robots.txt Test Aracı bağlantısının hemen altında yer alan Site Haritaları bölümüne girip SITE HARITASI EKLEME/TEST ETME butonunu kullanabilirsiniz.
-
İletişim Sayfası Oluşturma
İletişim sayfası oluşturmak için Contact 7 eklentisini kurmuştum fakat daha sonra yeni yüklediğim temada hazır iletişim formu yer aldığı için kullanmayı bıraktım. Tabi her temada hazır iletişim formu gelmeyeceği için bu eklentinin kullanılmasında fayda var. Eklentiyi kurup etkinleştirdikten sonra eklenti sayfasına gidip gerekli kodu alıp yeni bir sayfa oluşturarak Metin görünümde bu kodu yapıştırmak yetiyor.
📅 ✍️ Post
Yıllardır masaüstü bilgisayarlarımda klavye, fare, hoparlör gibi aygıtların sayesinde bir araya karışan kablo yığınları ile yaşayan birisiydim. 2009 yılında ilk dizüstü bilgisayarımı aldığımda artık bu kablo karmaşıklığından kurtulmak için dizüstü bilgisayarın yanında kablosuz gibi görünen aslında yine kablolu olan fakat wireless özelliğine sahip Microsoft Wireless Keyboard + Mouse 700 setini almıştım. Hem kablolu olup hem de wireless özelliğine sahip bu Microsoft ürünlerine halen şaşırmıyor değilim. Sadece 5 yıl önce neden o yandaki kablosuz+kablolu iletişim aparatını mini USB alıcıya sığdıramadılar ki ? O zamanlar sanırım kablosuz mini usb alıcılı klavye ve fareler yoktu yoksa vardı da ben mi bu gelişmeden geri kaldım bilemiyorum. Yiğidi öldürüp hakkını yemeyelim 5 yıllık Microsoft markalı bu klavye ve fare üstüne çaylar, kahveler dökülmesine rağmen halen takır takır çalışıyor çok fazla pil tükettiği ve yer kapladığı için pek tercih etmiyorum. Ancak bir kaç gün aklıma klavyeyi F klavyeye dönüştürüp pratik yaparak F klavyeye de alışma fikri geldi, dönüştürdüm fakat pek pratik yaptığım söylenemez.(Nedeni yıllardır Q klavye kullanan birisi olarak F klavyeye geçince hayatında ilk defa bilgisayar görmüş biri olarak hissetmem.) Gerçekte çok temiz görünen ama fotoğrafta nedense çok pis görünen Microsoft klavye ve farem resimde görüldüğü gibi bahsettiğim kablolu wireless aparatı da yanlarında eşlik ediyor. F klavye için kullanırsam önce iyi bir temizlemem gerek sanırım.
Logitech özellikle gerek dayanıklılığı gerek kullanım rahatlığı sağlayan ve az pil tüketimi sebebiyle kalvye ve fare gibi aygıt seçimlerimde ilk tercihlerim arasında. Şu anda Logitech'in ikisi de kablosuz mini USB alıcı ile çalışan Wireless özelliğine sahip K230 klavyesini ve M185 faresini kullanıyorum. Yaklaşık bir yıl önce almış olduğım klavye üstüne kahve dökülmesiyle işlevselliğini yitirmişti, en azından 5-6 ay ben öyle sanmışım. İki gün önce klavyeyi bilgisayara bağladığımda klavyenin kusursuz bir şekilde çalıştığını fark etmiş oldum, o anki duygularım tarif edilemez.
Neyse efenim laf salatasından sonra aslında bahsetmek istediğim benim çok harikulede işime yarayan ve sizlerinde çok işine yarayacağını düşündüğüm sadece Logitech kablosuz aygıtlar(klavye + fare) için kullanılabilir olan Unifying alıcıdan, özellikten veya yazılımdan bahsedeceğim.
Unifying sayesinde eğer bu özellik destekli Logitech markalı kablosuz mini USB alıcı ile çalışan klavye ve fareniz varsa ve her biri için ayrı USB alıcı kullanıyorsanız bunu tek USB alıcıya indirgemenizi sağlıyor ve benim gibi USB girişi sıkıntısı yaşıyan biriyseniz eğer bu özellik sayesinde bilgisayarınızdan en az bir USB girişinizin boş kalmasına olanak sağlıyor. Özetle tek USB alıcı ile birden fazla aygıt kullanabiliyorsunuz. En fazla 6 adete kadar aygıt desteklediğini de unutmayalım.
Logitech Unifying Özelliği Nasıl Kullanılır ?
- Öncelikle Logitech'in sitesinden Unifying yazılımını indirip kurmalısınız, eğer daha önce klavye veya fare için gerekli yazılım indirip kurduysanız onunla birlikte kurulmuş da olabilir.
- İkinci adımda kurmuş olduğunuz Unifying programını açın ve üstteki resimde görünen Next butonuna tıklayın. Daha sonra klavye ve fare için kullanmış olduğunuz USB alıcıdan birisini çıkarın ve alıcısını çıkardığınız aygıtın altından OFF yani kapalı durumuna getirin. Daha sonra aygıtı tekrar On duruma getirebilirsiniz. (Alttaki resimde görüldüğü gibi aygıtı kapatıp açmamızı istiyor.)
- Alıcısını çıkardığınız aygıtı kapatıp açma işleminden sonra yazılımın aygıtı tanıdığına dair bir bilgi ekranı gelecektir Next, Ok veya Yes gibi bir şeyler çıkarsa tıklayın gitsin. Zaten tanıma işlemi başarıyla gerçekleştiyse eğer aygıtı denediğinizde çalıştığını göreceksiniz. (Daha önceden kurulum yapmış olduğum için bu adım için görsel koyamıyorum)
- (Final) İşlemleri başarılı bir şekilde yaptıysanız Tebrikler! artık tek USB alıcı ile hem klavye hem fare kullanıyorsunuz.
+ (Ekstra) Şimdi Unifying programını kapattıysanız eğer tekrar açın ve ilk resimde görünen Advanced... butonuna tıklayın karşınıza alttaki gibi bir ekran çıkacaktır burada bağlamış olduğunuz aygıtlarınızı ve bu aygıtlarınıza ait pil ve çalışma durumlarını görebilirsiniz.
SONUÇ & KANIT : TEK USB ALICI İLE İKİ AYGIT (KLAVYE + FARE)
Bu yazıda haber siteleri için nasıl seo yapılır konusuna dair ipuçları bulacaksınız.
Haber sitelerinin gündeme dair ürettiği haberlerin - içeriklerin %50'sini hatta bazen %90'lık bir bölümünü kapsayan, haber ile ilgili arama gruplarına dair kelimeleri çoğaltarak daha fazla ziyaretçi sağlama amaçlı gereksiz içerik oluşturması şu günlerde oldukça popüler bir konu. Buna haber sitelerinin daha fazla trafik sağlama amaçlı seo kasma tabiri de uygun görülebilir. Yerel, mahalli haber sitelerinin büyüme amaçlı (doğrusu reklamlardan daha fazla para kazanma) yaptıkları bu tür gereksiz işlemler belki kısmen uygun görülebilir(bu onların yaptığını doğru olarak kabul ettiğimi varsaymaz), ancak Türkiye'nin en eski ve en büyük haber sitelerinin bu tür şeyler yapması akıl kârı değil. Tabi teknolojiyi, interneti, gündemden geri kalmamak için kullanan insanlara sahip bir memleket olunca bazen bunlara hak vermemek de elde değil. Mevzu sadece haber içeriklerinin arama kelimeleri ile yoğunlaştırılması da değil. Diğer bir mevzu ise haber sitelerinin oluşturdukları galeriler. Bu da yine diğer bir ziyaretçi artırma çalışması. Bazen galerilere girdiğimde kifargonrop sitesine mi yoksa haber sitesine mi geldim diye düşünmüyor değilim.
Milliyet, Radikal(kendileri yakın zaman önce baskılı yayını bırakıp tamamen dijital yayına odaklandıklarını belirtmişlerdi, baskılı yayında en azından google'dan daha fazla ziyaretçi çekmek uğruna hd izle, film izle, maç saat kaçta gibi başlıklar atmıyorlardı, böyle dijital yayıncılık yapılacağına kepenkler kapatılsaydı daha güzel olurdu), Star, Habertürk, Türkiye ve daha onlarcası aynı kafaya sahip.
Resimlerle konuya açıklık getirmek istedim ama sadece bunlarla sınırlı olmadığını da belirteyim.
İşte seo kasan meşhur haber siteleri :
MİLLİYET
RADİKAL
STAR (Bir içerikte 284 adet SGK kelimesi geçen tek haber sitesi, ibret alınmalı)
Türkiye'nin en önemli teknoloji ve program indirme sitelerinden biri olan Tamindir 10.yılı dolayısı ile 200 takipçisine resimde görüldüğü gibi nacizene hediyeler göndereceğini açıklamıştı. Dün gelen kargo sayesinde hediye verilen 200 kişi arasında benim de olduğumu öğrenmiş oldum. Kendilerine bu hediyeler için teşekkür ediyor, yenilenen logosunun uğur getirmesini ve nice 10 yıllar daha büyüyerek devam etmesini diliyorum.
📅 ✍️ Post
Bir kaç gün önce WordPress'ten uyarlamış olduğum Omega Sade Responsive Blogger Teması'nı yeni, sade ve responsive tema arayışı içinde olanlar için paylaşıyorum. Temayı elimden geldiğince %100 ve anlaşılır olarak blogger'a uyarlamaya çalıştım. Tabi ki eksiklikler ve bir takım hatalar olabilir bunları da siz bulup düzeltirsiniz artık. Tema İle İlgili Önemli Notlar :
- Tema HTML5 alt yapısına sahiptir.
- Menü için Sayfalar bileşeni kullanılmıştır ve blogda yer alan sayfalar otomatik olarak gözükmektedir.
- Temada otomatik yazı kesme ve resim boyutlandırma eklentisi kullanılmamıştır.
- Yorum sisteminde cevapla özelliği olsa da istediğim görüntüyü yakalayamadığım için ve mobil cihazlarda görüntü kirliliğine sebebiyet verdiği için css ile gizleyerek pasif duruma getirdim. Eğer isterseniz .comment-actions{display:none} kodunu kaldırarak aktif duruma getirebilir ve yorum bölümünü istediğiniz gibi tasarlayabilirsiniz.
- Meta bilgileri ayarlanmamıştır istediğiniz şekilde düzenleyebilirsiniz.
- Temanın toplam boyutu çok fazla önemsenmese de 47.57 KB'a sahiptir ve hızlıdır. Tabi ki bu demo adresi üzerinden alınmış sonuçtur. İçeriğinize ve ek olarak kullanacağınız kodlara göre bu sonuç değişebilir.
- H, Heading etiketleri ile ilgili genel bir özelleştirme yapmadım yazılar için H1 (H3 olarak değiştiribilir, gerekli CSS düzenlemesini yapabilirsiniz), sidebar için ise doğal olarak H2 kullanılıyor. Zaten sidebar'da varsayılan olarak H2 etiketi kullanıldığı için bunu değiştirme gibi bir durum söz konusu değil (Eğer bileşenleri sabit olarak temaya entegre etmezseniz).
- Tema responsive yani mobil cihazlar için uyumlu olduğu için Kumanda Paneli » Şablon » Mobil sürümü pasif hale getirmenizde fayda var aksi halde blogger'un kendi mobil şablonunu kullanırsınız.
- Temada hiç bir şekilde çeşitli şifreleme yöntemleri kullanmadım özgürce kullanabilirsiniz.
Blogger'ın yapısı itibari ile temalarımıza ait CSS, Javascript kodlarını ve resim dosyalarını sadece blogger üzerinden kolaylıkla depolama imkanına sahibiz. Resimleri yayın oluşturma sayfası aracılığı ile google'un blogspot sunucularına yükleyebiliyor CSS ve Javascript gibi tasarımsal kodlarımızı ise hali hazırda bulunan şablonumuz içerisinde barındırabiliyoruz. Fakat zamanla temalarımızda kullandığımız CSS ve Javascript kodları arttıkça şablonumuza tam olarak hakim olamıyor ve istediğimiz düzenlemeleri rahat bir şekilde yapamıyoruz. İşte burada imdadımıza ücretsiz veya sınırlı depolama sistemleri yetişiyor. Daha önce de belirttiğim gibi CSS ve JS kodlarının artması ve bunun sonucunda şablonlarımızın karmaşıklaşmaya başlamasıyla bu kodlarımızı artık başka yerde depolamamız gerektiği düşüncesine vardığımız zamanlar oldu ve halen de oluyor. Hatta daha önceleri kendi bloguma ait şablon için gereken kodları Google'un projelere sunduğu hosting, depolama servisi Google Code servisini kullanıyordum. Fakat bu sistemin ileriki zamanlarda kısıtlanması sebebiyle (UPLOAD engeli gibi) Dropbox gibi alternatif depolama sistemlerine yönelmiştim fakat bu tip depolama servislerinin de hız konusunda yetersiz kalmasıyla kodlarımı yine şablon içerisinde barındırmaya devam ettim.
Uzun zamandır Google Drive'ı blogger için nasıl bir depolama alanı (hosting) tarzı kullanabilirim diye düşünüyordum.(İlk zamanlarda hosting olarak kullanma özelliği yoktu.) Fakat Google Drive uzun zaman önce hosting olarak kullanabilme özelliğini getirmiş bile. (Şu an kendimi Internet Explorer gibi hissediyorum) Ben geç de olsa bunu farketmiş oldum. Tabi bu farkındalığı yakalayınca hemen blogumda kullanmış olduğum temanının CSS kodlarını alıp bir style.css dosyası oluşturup buna atarak bu dosyayı Google Drive'a yükledim ve bir kaç işlemle Google Drive'da bulunan CSS kodlarını bloguma çektim. En önemli kısım tabiki burası. Google'un Destek sayfalarında Host webpages with Drive başlığı altında bu konu hakkında bilgilendirme yapılmış olsa da ben daha anlaşılır bir şekilde anlatmaya çalışacağım.
Bu arada web hosting'den kastım blogger şablonlarında kullandığımız sadece css ve js gibi kodları .css ve .js dosyaları haline getirip dışarıdan bloglarımıza dahil etmek.
Google Drive'ı Blogger İçin Web Hosting Olarak Kullanmak Google Drive yüklediğiniz herhangi bir CSS veya Javascript dosyasının üstüne sağ tıklayıp menüden Paylaş » Paylaş'a tıklayıp açılan pencereden aşağıdaki resimdeki gibi ID kısmını almanız gerekiyor. Hatırlatmakta fayda var dosyaları çekebilmek için yine resimdeki gibi yüklenen dosyaların Herkese Açık olması gerekiyor. Daha sonra aldığınız dosya ID'sini; https://googledrive.com/host/0B6EalNJc158lTm8zU0tWVWRnUjA gibi bağlantı şekline getirip blog şablonunuzda kullanabilirsiniz.
CSS ve JS Dosyalarınızı Blogunuza Dahil Etmek İçin Gerekli Kod Satırları host/ kısmından sonraki bölüm dosya ID'sini belirtiyor kendi dosyasınızın ID'si ile değiştirin.
Google'dan Gelen Arama Sonuçları : blogger kodlarını google drive'a yüklemek, google drive ve blogger, google drive'ı hosting olarak kullanmak, google drive nasıl web hosting olarak kullanılır, css ve javascript dosyalarını google drive yükleme, css ve javascript kodlarını google drive'dan çekmek,
13.02.2016
Bugün Google Drive ile alakalı Google'da arama yapınca tesadüf eseri karşıma çıkan bir haber ile Google Drive'ın hosting özelliğinin 31 Ağustos 2016 tarihinden sonra kullanılmayacağını öğrenmiş oldum. Hatta normal şartlarda 31 Ağustos 2015 tarihinde bu özelliğin fişi çekilecekmiş ama sanırım erteleme yapılmış. Bu yüzden duymayan kalmasın, şimdiden gerekli önlemler alınsın, yeni bir hızlı, güvenilir depolama yeri temin edinilmesi açısından yazıyı güncelleme gereği duydum. Sonra vay efendim bu özellik çalışmıyor diye sitem edilmesin. Mevzu ile ilgili kaynaklar Google Support'ta yer alan içerik ve Google Apps Updates bloğunda yer alan yazı
Uzunca bir zamandır kendim ve blogum ile alakalı yaptıklarımdan veya yapacaklarımdan yazmaya zaman bulamamıştım. Zaman biraz bahane aslında fakat geçen Aralık ayında şehir dışına çıktığım için internet hattımı dondurmuştum ve iki aya yakın gibi uzun bir süre Burdur'da kalmıştım, devamında ise 5 yıldır bir dediğimi iki etmeyen emektar dizüstü bilgisayaramın arızalanması nedeniyle web ile bir süreliğine bağlantımı kesmiştim.
Mevsimin kış olması, küçük ve gezilebilecek çok fazla yer de olmadığı için Burdur hakkında çok fazla yorum yapamayacağım. Ama tarihi dokulara olan ilgimden dolayı Burdur'da görmüş olduğum "Burdur Uzun Çarşı" ve yine bu çarşıda Ulu Camii yanında bulunan "Saat Kulesi" benim en çok ilgimi çekenlerden. Güzel tarihi dokusuyla "Burdur Uzun Çarşı"nın şu an bomboş olması beni üzdü açıkçası. Elin ecnebisi küçük bir tarihi parçaya değer verip, onu pazarlayıp turist çekerken bizler bu konularda neden bu kadar ilgisiz davranıyoruz anlamıyorum.
Isparta'ya(Ne zaman bir yerde geçse 300 Ispartalı diyesim gelir) gitme imkânım olsa da kısa süreli Iyaş Park gezisinde fazla bir şey yaşamadım. Isparta girişinde bir o kadar garip gelen bir o kadar da beni güldüren bir evin yolun bir şeridini işgal etmesiydi. Ya devlet yolu yanlış yere yapmış ya da ev sahibi, devletin arsayı almaya parası yetmemiş de olabilir tabi. Yapanlara veya vesile olanlara yurdum insanı demekten başka bir şey diyemiyorum.
Yeni Dizüstü Bilgisayarım Fujitsu Lifebook AH512-GL102 Bilgisayar benim için önemli bir ihtiyaç olduğu için emektarı parça değişimine göndermeye karar vermiştim fakat maliyeti ve ileride yaşanacak yeni sorunları düşündüğüm için yerine yeni bir dizüstü bilgisayar almaya karar verdim ve sonucunda işimi görecek nitelikte Fujitsu markalı dizüstünü aldım. Önceki bilgisayarımdan çok üstün olmayan bir bilgisayar olmasına karşın kısa süreli işimi görsün mantığı ile aldığım için yeterli olduğunu düşünüyorum. Bilgisayarı tercih etmenin başlıca sebebi de uygun fiyatı olması(780 TL fiyat etiketine sahipti). Bilgisayar işletim sistemine sahip olmadan satılıyordu, fiyatının uygun olması da buna bağlı.
Bilgisayarı aldığımda yaşadığım tek sorun bataryasının şarj olmamasıydı (hepsiburada'da ürün hakkındaki yorumlarda da alanlar belirtmiş) fakat bu sorun da bir süre ortadan kalktı. Sorunun sebebi büyük ihtimal tedarikçi firmada bataryanın uzun süre bilgisayarda takılı kalması ve tamamen boşalmasından kaynaklı sanırım.
Fujitsu marka olarak çok bilinirliğe sahip değil ancak bu kaliteli ürünler çıkarmayacağı anlamına gelmiyor. Çok fazla beklentisi olmayanlar ve uygun fiyata yeni bir dizüstü bilgisayar almak isteyenlere özellikle oyun düşkünü olmayanlar için önerebileceğim bir model.
Blogun Yeni Teması : Keilir Yeni bir bilgisayara sahip olmuş ve 30 Ocak 2014 itibari ile yeniden eve dönmüşken bloguma da bir takım yenilikler getirmeyi düşünüyordum. Bu yeniliklerin en önemlisi daha önceleri de düşündüğüm fakat gerçekleştiremediğim yeni bir temaydı. Bir kaç tane kendimce şablon hazırlasam da gerek hoşuma gitmeyişi gerek çok fazla zaman alacağını düşündüğüm için hazır tema arayışına girdim. İstediğim sadelikte, yenilikçi, mobil cihazlarda sorunsuz bir şekilde çalışan SoraTemplates'e ait Keilir temasını kodları rahat bir şekilde yönetebilmek adına 3.95$ karşılığında tam sürümünü satın aldım.
Ücretsiz blog servisi Blogger'ın ücretsiz bloglar için kullanıcılara sunduğu blogspot.com adresi Türkiye'den erişim yapan kullanıcılar için uzantısına "tr" eki alarak blogspot.com.tr haline dönüştü. Blogspot.com.tr yönlendirmesi nasıl iptal edilir diye merak ediyorsanız yazı sonuna bakabilirsiniz. Aslında sadece Türkiye için değil her ülkeye özel bir uzantı verildi. Bir bloğa hangi ülkeden erişim yapılıyorsa o ülkeye ait uzantıya yönlendirme işlemi yapılıyor. Örneğin Almayandan giren birisi blogspot.de, Hindistan için blogspot.in, Japonya için blogspot.jp gibi. Gerçekleştirilen bu güncelleme sonrasında özel alan adı kullanmayan blogspot.com adresine sahip bütün Türk blogların adresleri blogspot.com.tr olarak değişti. Bunun sonucunda binlerce blogspot.com adresi kısa süreliğine bu durumdan olumsuz etkilendi.
Kullanıcılar tarafından olumsuz bir sonuç doğuran bu yenilikle bloglara ait bütün istatistik verileri (pagerank, alexa, arama motoru indexleri, backlink) de sıfırlanmış durumda.
Bloglara Ait Alexa, Pagerank, İndex, Backlink gibi Değerler Eski Haline Dönecek Mi ?
Bu güncellemenin gerçekleşmiş olması yeni bir domaine geçiş demek bunun anlamı da yeni bir blog demek. Eğer Google bir sürpriz yapmazsa veya bir mucize gerçekleştirmezse bu değerlerin hemen düzelmesi mümkün değil. Bu yüzden sitelere ait değerler tamamen değil de kısmen düzelecektir fakat kısa bir sürede değil zamanla.
Ziyaretçi Kaybı Yaşanacak Mı ?
Blogunuza direkt olarak erişen veya google ve diğer arama motorları üzerinden gelen ziyaretçi sayılarında kısa süreli değişiklikler olmayabilir çünkü blogspot.com adresinden blogspot.com.tr adresine ve içerik bağlantılarında da yönlendirme söz konusu. Ama arama motorları sıralamarında yaşanacak sıralama değişikleri neticesinde ziyaretçi kaybı yaşanacaktır.
Özel Alan Adı (Domain) Kullananlar Bu Durumdan Etkilenecek Mi ?
Subdomain kullanmayan daha öncesinde bloglarını satın almış oldukları özel alan adlarına yönlendirelenler bu durumdan etkilenmeyecek site değerleri sabit kalacaktır.
Bundan Sonra Ne Yapılmalı ?
Bundan sonra yapılması gereken blogların istatiksel değerlerinin zamanla oturmasını beklemek eğer beklemek istemiyorsanız bir an önce özel alan adı satın alarak daha kullanışlı olan bu özel alan adlarına blogunuzu yönlendirerek kullanmak. Bu durumda özel alan adı kullanmak da risk taşıyor. Çünkü özel alan adı alındığında arama motoru sıralamarında daha fazla değişiklik oluşacağı için daha fazla ziyaretçi kaybı yaşanacaktır.
Blogspot.com.tr Yönlendirmesi nasıl iptal edilir ?
Blogspot.com.tr yönlendirmesini aşağıdaki kısa bir kodla iptal edebilirsiniz. Fakat kod kullanmak istemiyorsanız blog adresinizin sonuna ncr ekleyerek de bunu çözebilirsiniz. Kendi kullanımınızda veya bloğunuzu arkadaşlarınızla paylaşırken özel uzantıya yönlendirme gerçekleşmemesi için örneğin blogismi.blogspot.com/ncr bağlantısını kullanabilirsiniz, yazılar için yine blogismi.blogspot.com/ncr/2016/02/test.html
<script type='text/javascript'> var blog = document.location.hostname.split("."); if (blog[blog.length - 1] != "com") { var ncr = "http://" + blog[0] + ".blogspot.com/ncr"; window.location.replace(ncr + document.location.pathname); } </script>
17.02.2016 tarihinde yazı güncellenmeştir.
📅 ✍️ Post
2013 yılı, bilim, teknoloji, web, internet ve inovasyon alanlarında önemli gelişmelerin yaşandığı bir yıl olmuştur. Aşağıda, bu yılın her ayına ait bazı önemli olayları özet başlıklar şeklinde paylaştım.
Blogger açık kaynak kodlu bir blog sistemi olmasa da yapabildiklerimiz sadece kendi ufkumuzla sınırlı. Özellikle Endonezyalı ve Pakistanlı blog yazarları Blogger konusunda oldukça yol kat etmişler. Ortaya çıkardıkları blogger temaları olsun blogger eklentileri olsun bizim için bir nimet durumunda. Böyle ufku geniş Blogger düşkünleri sayesinde blogger ile ilgili her yeni bulduğum bir ipucu veya eklenti benim yeniden blogger'a bağlanmamı sağlıyor. Bugün de yine böyle bir durum ile karşılaştım. Twitter'dan aşina olduğumuz tweetlerin (iletilerin) x zaman önce yazıldızaman biçimi ile ilgili araştırma yaparken stackoverflow sayesinde bu özelliğin blogger için yapılabileceğini gördüm. Tabi çalışıp çalışmadığına dair bir fikrim yoktu. Bu güzel eklentiyi hemen bloğum üzerinde test ettim ve eklentinin düzgün bir biçimde çalıştığını gördüm. Eklenti dosyası üzerinde biraz oynama yaparak ve zaman biçimlerini Türkçeye çevirerek kullanmaya başladım. Blogger kullanıcılarının da bundan faydalanması için paylaşayım istedim. Eklenti kurulumu çok kısa bir sürede iki adımdan oluşuyor.
İkinci adımda ise üstteki kodu alttaki kod ile değiştiriyorsunuz. (Şablonunuzda farklı tarih biçimi olabilir, yazılarınızda kullandığınız Tarih bilgisi kısmından bulabilirsiniz.)
Blogger'ın çok fazla göremediğimiz bir çok özellikleri mevcut. Bunlardan bir tanesi de birden fazla yazı için toplu etiket ekleme veya kaldırma özelliği. Bu özellik aslında bundan tam 2 yıl önce yani Blogger'ın yeni Kumanda Paneli tasarımına geçtiği günden beri bulunmakta. Ancak haberdar olmayanlar ve nasıl kullanıldığı ile ilgili fikir sahibi olmayanlar vardır diye hatırlatmada bulunmak istedim. Yazı hazırlarken benim gibi etiket eklemeyi unutanlar veya fazla etiketlerden kurtulmak isteyenler için ideal bir özellik.
Blogger Birden Fazla Yazıya Toplu Etiket Ekleme
Resim yanıltıcı gelmesin ben kolaylık açısından Yeni Etiket ekleme özelliği ile toplu etiket eklemeyi göstermek istedim. Eğer daha önce kullanmış olduğunuz bir etiket varsa ve onu kullanmak istiyorsanız açılır kutudan onu seçip de ekleyebilirsiniz.
Blogger Birden Fazla Yazıdan Toplu Etiket Kaldırma
Birden fazla yazıdan hızlı bir şekilde toplu etiket kaldırmak için ise aynı etikete sahip ve etiketi kaldırılmak istenen yazılar sol tarafta bulunan işaret kutucuklarından seçim yapılıp daha sonra üstte bulunan etiket butonu tıklanılarak açılan listeden etiket kaldırılabiliyor. Uzun bir cümle oldu ama zaten okumaya üşenenler için resimler mevcut.
Blogger'da etiketlere tıklanıldığında veya etiket-kategori sayfalarına girildiğinde temalardan kaynaklanan sebeplerden dolayı çok fazla sayıda yazı listelenmekte. Bu sorunu küçük bir kod parçasıyla çözmek mümkün. Ayrıca bu kod ile sadece etiketler-kategoriler bileşeninde yer alan etiketlere ait yazı adetlerini ayarlamanın dışında diğer sayfalarda bulunan veya yazı bilgisi kısmında bulunan etiketlere uygulamakta mümkün.
Etiket-kategori bağlantıları bu şekilde düzenlendiğinde bağlantılar; http://www.zaferzent.com/search/label/Blogger?max-results=5 bu şekilde düzenlenmiş olacak ve sayfalarda 5'er adet yazı listelenecektir. 5 sayısı isteğe göre değiştirilebilir.
📅 ✍️ Post
Daha önceki kullandığım bazı blogger temalarının yapısı gereği kategorileri(etiketleri) iki sütun halinde gösteremiyordum. Şu an kullandığım temada bir sorun olmadığı için kategorileri çift sütun halinde göstermeyi tercih ettim bu sayede hem daha güzel bir görüntü sağladım hem de kategoriler widgeti (bileşeni) daha az alan kaplamış oldu.
Blogger için wordpress tarzı, kategorileri yan yana iki sütun halinde göstermek için kısa bir css kodu yardımı ile yapılan kolay ve hızlı bir işlem.
Genişlik ayarı temanıza göre değişebilmekte eğer %50 yaptığınız takdirde kategoriler yan yana listelenmiyorsa bu ayarı düşürebilirsiniz (49%, 45% gibi).
Ayrıca benim kullandığım gibi kategori bağlantılarının sol tarafına ikon koymak istiyorsanız alttaki kodları kullanabilirsiniz.
#Label1 ul li {background:url("ikon-bağlantısı") 0px 8px no-repeat;} #Label1 ul li a{padding-left:10px}
Yine burada bulunanan 0px soldan boşluğu 8px ise yükseklik ayarı yapmayı sağlamakta. 0px li elementlerinin yerleşiminde sorun oluştuğu için ben direkt olarak a etiketine yani bağlantılara soldan 10px boşluk vererek çözdüm.
📅 ✍️ Post
Blogger veya blogspot bloglar için Twitter Cards ayarlarına-yapılandırmasına geçmeden önce öncelikle Twitter Cards nedir, ne işe yarar onun hakkında kısa bir bilgi edinelim. Twitter Cards Twitter geliştiricileri tarafından özellikle blog/site sahipleri için geliştirilmiş gelişmiş bir içerik paylaşma özelliği. Twitter Cards sayesinde Twitter'da paylaşılan bir bağlantının (linkin) o bağlantıya ait sayfa içeriğinde bulunan yazı başlığını yazının bir kısmını ve yazı içerisinde bulunan görseli otomatik olarak Twitter'da özet şeklinde paylaşmaya olanak sağlıyor. Twitter'ın bu yeni özelliği Facebook ve Google+'tan da hatırlayacağımız gibi ileti alanında paylaştığımız herhangi bir linke ait sayfa içeriğinin özeti otomatik olarak paylaşılıyordu. Twitter her ne kadar bu konuda biraz geç kalmış olsa da yine de yolun sonu değil.
Twitter Cards özelliğini kullanabilmek biraz mazeretli ve zaman alan iş açıkçası. Twitter Cards özelliğini kullanabilmek için yapılacak olan işlemler sırasıyla aşağıdaki kodları /head tagından önce yerleştirmek ve kendi blogunuza ve twitter hesabınıza göre özelleştirmek daha sonra ise Twitter üzerinden onaylama işlemi yapmak.
Blogger Twitter Cards Yapılandırması
1.Aşama Aşağıdaki kodlar </head> kodundan önce eklemeli ve @zfrznt yazan yerleri kendi twitter kullanıcı isminizle değiştirmelisiniz. Ayrıca İlk sırada yer alan summary_large_image kart tipini belirtiyor. dev.twitter.com/cards/types adresinden de canlı olarak görebileceğiniz gibi bloglar için 2 farklı kart tipi bulunmakta summary küçük resimli olan benim daha çok hoşuma giden tip olan summary_large_image ise büyük resimli olan kart tipi.
2.Aşama Aslında ikinci aşama yok en azından bana olmadığını görmüş oldum :) Sadece ayarlar yapıldıktan sonra twitter cards'ın çalışıp çalışmadığını test etmek için cards-dev.twitter.com/validator adresine bir test mekanizması kurulmuş. Farklı bir blogda deneme fırsatım olmadı ama ilk defa yapacaklar için de aynı sistem var mı bilmiyorum deneyip görebilirsiniz.
Bu yazı 25.10.2015 saat 03.15 sularında güncellenmiştir.📅 ✍️ Post
Eğer blogger alt yapılı, iyi bir içeriğe sahip ve iyi bir tasarıma sahip blogunuz varsa ancak blogunuz seo konusunda yeterli alt yapıya sahip değilse(arama sonuçları'ndan yeterli başarılı sonuçlar alamıyorsanız) ve blogunuzu seo'ya (arama motoru optimizasyonu'na) uygun kriterlerle donatmak istiyorsanız yapılacak işlerin ilklerinden bir tanesi de blogger breadrumb eklentisi'ni kullanmak olacaktır.
Nedir, Faydaları Nedir Bu Breadcrumb(Navigasyon)'un ?
Google'ın (diğer arama motorları da dahil) arama kriterlerinden bir tanesi farklı başlık ve farklı bağlantı isteğidir. Yani kısaca özetlemek gerekirse blogunuza eklenen bir yazının başlığının google veya diğer arama motorları(botlar) tarafından daha çabuk farkedilip daha çabuk indexlenmesini sağlamak ve arama motorları tarafından içeriklerin önemli hale getirilmesini sağlamak için farklı başlık ve bağlantılara ihtiyaç vardır (Ne kadar farklı başlık o kadar etkili sonuçlar).
Örnek olarak şu an bu yazımda kullandığım başlık gösterilebilir. Eğer ben başlığı sadece blogger breadcrumb eklentisi olarak belirleseydim arama motorları tarafından çok fazla önemsenmez ve gerekli ilgili görmezdim. Ayrıca kullanıcıların arama kriterlerini sınırlandırıp onlar tarafından da ulaşılamaz hale gelirdim. Tabi ben bu kadar uzun bir başlık belirledim diye siz de uzun başlıklar belirtmek zorunda değilsiniz. Önceki cümlelerde de belirttiğim gibi başlığın uzun veya kısalığından daha çok arama motorları tarafından farklılığı daha önemlidir. Bu, yani farklı başlığın öneminin temel sebebi ise arama motoru kullanıcılarının aramayı farklı türlerde yapmasından kaynaklanmaktadır. Çünkü kullanıcı sadece bir veya iki kelimeden oluşan arama kriterleri uygulamaz. Kullanıcının arama kriterleri bu başlık üzerinden örneğe gidecek olursak blogger navigasyon eklentisi, blogger breadcrumb eklentisi, blogger seo dostu navigasyon eklentisi gibisinden veya daha farklı olarak anahtar kelime veya kelimelerden oluşabilir.
Başlık ve bağlantı birbiriyle özdeş(ilgili) ve faydası da benzerdir(kalıcı bağlantılar seo'ya uygun hazırlanmış ise). Ayrıca biraz başlığın seo'ya etkisi hakkında kısa bilgiler vermiş de oldum. Daha önce başlıkların farklılıklarından bahsetmiştim bu breadcrumb'un fayda sağlamasının sebebi de başlıkta olduğu gibi breadcrumb sayesinde(arama sonuçlarına göre) bağlantılarından farklılık arz etmesindendir. Blogunuzu arama motorları tarafından bir nebze önemli hale getirilmesini sağlamak için breadcrumb şarttır da denilebilir. Breadcrumb sayesinde blog yazıları'nın bağlantıları farklılaştırılarak(alttaki resimde görüldüğü gibi) daha doğrusu blog yazılarının bağlantılarının arama motorlarında süslendirilerek etkili sonuçlar alabiliriz.
Breadcrumb Kullanmadan Önce
Ben breadcrumb'u yeni kullanmaya başladığım için sonuçlar şimdilik böyle umuyorum ki ileri ki zamanlar da bu durum değişecektir.
Breadcrumb Kullandıktan Sonra (Güncelleme 28 Ocak 2013)
Breadcrumb kullanmaya başladıktan sonra blogumun google arama sonuçlarındaki görünümü aşağıdaki şekilde değişti. Ancak blogumdaki içeriklerin tamamının indexlenme şekli henüz değişmedi, sadece bir kısım içerikler böyle görünmekte. Dediğim breadcrumb eklentisi uyguladıktan sonra arama sonuçlarındaki görünümün değişmesi uzun zaman almakta. Eğer çok fazla içeriğe sahipseniz bu süre daha fazla olacaktır.
Blogger Breadcrumb Kurulumu Nasıl Yapılır ?
Öncelikle belirtmeden geçemeyeceğim bu eklentinin kurulumu yapılınca hemen etkili sonuçlar alınamayabilir. Yani yazıların, kategorilerin veya diğer içeriklerin google ve diğer arama motorları sonuçlarında breadcrumb tarzı sonuçlar çıkması için kurulumu yapıldıktan sonra biraz zaman geçmesi gerekmektedir.
1.Aşama Css Kodları
Css kodlarının nereye ve nasıl bir şekilde ekleneceği biliniyordur ancak ben yine de belirtmiş olayım </b:skin> kodu aratılıp öncesine eklenmelidir.
Alttaki uzunca kod <b:includable id='main' var='top'> öncesine eklenmelidir ancak bu kodun altında <div class='blog-posts hfeed'> olması gerekmektedir. Ayrıca Web Günlüğü yazan yerler kendinize ait blog başlığı ile değiştirilmelidir.
İkinci aşamayı başarılı şekilde tamamladıktan sonra <div class='blog-posts hfeed'> kod aratılıp altına veya bu <b:include data='top' name='status-message'/> kod aratılıp üstüne alttaki kod eklenmelidir.
<b:include data='posts' name='breadcrumb'/>
Bu işlemler hatasız şekilde sonuçlandırıldıktan sonra yazı veya etiket sayfalarına girildiğinde eklentinin blog içerisinde çalıştığı görülecektir. Arama motoru sonuçlarında gözükmesi için ise biraz zaman alacaktır.
Seo Konusu İle İlgili Diğer Yazılarıma Da Göz Atabilirsiniz:
Bu yazımda hem widget olarak hem de widget kullanmadan sadece kodlarla sabit sayfalara blogger iletişim formu nasıl eklenir ondan bahsedeceğim. Bilindiği üzere blogger'a iletişim formu widgeti gelmeden önce 3.parti uygulamalar kullanıyorduk. Fakat bunların özelleştirilmesi zor olması, blogger'dan bağımsız görünmesi bir çoğumuz için iyi bir tercih değildi. Blogger'a gelen bir güncellemeyle eklenen iletişim formu widgeti bu tip sorunlarımızı ortadan kaldırdı.
Blogger'a özgün olan bu iletişim formunun benim en çok beğendiğim özelliği mesajların Blogger'la bağlantılı olan e-posta adresimize bir nevi bir e-posta gibi geliyor oluşu. Eksik bulduğum ise Captcha özelliğinin bulunmaması.(Javascript ile eklenebilir)
Blogger iletişim formunu bloğumuza eklemek için iki yöntemimiz var birincisi Blogger > Yerleşim/Düzen sayfasından Sidebar bölümüne Gadget Ekle yöntemi ile. İkinci yöntem ise herhangi bir sayfaya(iletişim, contact) veya bölüme aşağıdaki kodları ekleyerek kullanabiliriz. CSS özelleştirmesi isteğe bağlı olarak yapılabilir.
Google'ın yıllar önce çıkarttığı blogger android uygulaması'nı nihayet kullanabilme fırsatı buldum. Nihayet diyorum çünkü ilk sürümünün çıktığı zamandan beri blogger uygulaması Android Market'te veya yeni adıyla Google Play'de Türkiye'den erişime kapalıydı yani indirilemiyordu. Tabi ben uzun zaman önce uygulamanın eski bir sürümünü başka bir kaynaktan apk dosyasını indirip kurmuştum ancak kısa bir süre görme fırsatım olmuştu.
Bugün uygulamanın halen Türkiye'den engelli mi olduğunu öğrenmek için bir bakayım dedim. Bilgisayar üzerinden Google'da blogger android diye arama yapıp Google Play'e eriştiğimde uygulama görselinin yanında yükleme butonun aktif olduğunu gördüm ve hemen bilgisayar üzerinden Yükle butonuna tıklayıp telefonuma kurulumunu yaptım. Ancak şöyle bir durum var ki telefon üzerinden Google Play uygulamasına veya bilgisayar üzerinden direkt olarak Google Play'e erişildiğinde ve blogger diye arama yapıldığında Google 'ın resmi blogger uygulaması sonuçlarda çıkmıyor diğer üçüncü parti blogger uygulamaları listeleniyor. Blogger uygulamasına ulaşmak için tek yapılması gereken google'ı açıp blogger android diye arama yapmak veya buraya tıklamak. Uygulamanın Google Play'de arama yapılarak bulunamaması sorunu acaba Google Play'den kaynaklanan bir sorun mu yoksa uygulama halen erişime kapalı ve ben yanlışlıkla mı indirdim anlayamadım.
Uygulama genel olarak basit ve kullanışlı olsa da halen bir çok eksiği bulunmakta. Blogger'ın ücretsiz bir hizmet olması ve herhangi bir getirisinin olmaması dolayısıyla Google tarafından pekte önemsenmiyor. Öyle ki uygulamanın en son güncellemesinin üzerinden yarım yıl geçmiş. (Son Güncellenme Tarihi 14 Kasım 2012)
Blogger'ın android uygulamasının genel özellikleri yazı gönderme (yazıya fotoğraf ve etiket ekleyebilme), yazı düzenleme ve silme, blog'u ve oluşturulan yazıları canlı olarak ön izleyebilme, yazıları sosyal ağlarda paylaşabilme gibi standart özellikler mevcut. Çok fonksiyonel bir uygulama olmamasına rağmen işi sadece yazı yazmak olanlar için ideal. Uygulamayı rahat kullanabilmek ve pratik bir şekilde yazı hazırlayabilmek için büyük boyutlarda telefona sahip olunması gerekiyor ki 4.0 inçlik ekran boyutuna sahip Motorola Motoluxe modeli telefonumda bile yazı yazarken zorluk çektim ve devamını bilgisayar üzerinden yazmak zorunda kaldım.
Uygulamanın benim gördüğüm en büyük eksikliklerinden bir tanesi yorum yönetiminin olmaması oldu. Ayrıca diğer eksik olarak gördüğüm özellikler ise sayfalar, genel ayarlar, yazılarda kalıcı bağlantıları düzenleyememe yazıları programlayamama (tarih atayıp ileri bir tarihte yayınlayamama), istatistikler ve adsense gibi önemli gördüğüm yerler ilerleyen zamanlarda eklenir mi belirsiz ama en azından yorum yönetimi bir an önce eklenirse iyi olur ki zaten uygulamanın en fazla kolaylık sağlayacağı ve faydalı olacağı özelliği yorum yönetimi olur.
Güncelleme 20 Ekim 2019 Pazar Blogger'ın Android uygulaması uzun bir aradan sonra 14 Ekim itibariyle 3.0.1 sürümüne güncellenmiş. Güncelleme ile birlikte uygulama tasarımı tamamen değişmiş durumda. Fakat bunun dışında hiçbir geliştirme ve ekleme yok. Uygulamada sadece yayın oluşturup düzenlemenin dışında Yorumlar, İstatistik, Ayarlar vb gibi sayfalar halen bulunmamakta. Uygulama Google Play'den direkt olarak indirilebiliyor.
Arşiv sayfası, bir nevi site haritası veya blogda yer alan bütün içeriklerin listelendiği bir sayfa olarak nitelendirilebilir. Arşiv sayfası oluşturarak ziyaretçilerin sitede yer alan içerikler hakkında bilgi edinmesini ve aradığı içerikleri kolay bulması sağlanabilir veya arama motorları botlarının içerikleri taraması kolaylaştırılabilir. Birçok blogger arşiv sayfasıjavascript kodları farklı kaynaklardan çekildiği için içeriklerin gösterilmesi veya yüklenmesi zaman almakta. Altta paylaşmış olduğum arşiv sayfası kodları benim bizzat kendi blogumda kullanmış olduğum kodlardır bu kodlar dış kaynaklardan çekilmediği için daha hızlı yüklenmektedir. Daha hızlı yüklenen bir arşiv sayfası oluşturmak için bu kodları kullanabilirsiniz. Kodları eklemek için yeni bir sayfa oluşturup yazı editörünü HTML görünüme getirip yapıştırınız. Örnek arşiv sayfasını görmek için tıklayın.
Kodlarda kırmızı renkte belirttiğim yerleri birincisi blog adresi olmak üzere ve ikincisi listelenecek yazı adedi alanlarını kendi isteğinize göre değiştirebilirsiniz.
<script type='text/javascript'> //<![CDATA[ var postTitle = new Array(); var postUrl = new Array(); var postYear = new Array(); var postMonth = new Array(); var postYearMonth = new Array(); var postYearMonth2 = new Array(); var postLabels = new Array(); var postBaru = new Array(); var sortBy = "titleasc"; var tocLoaded = false; var numChars = 250; var postFilter = ""; var month2 = ["Ocak", "Şubat", "Mart", "Nisan", "Mayıs", "Haziran", "Temmuz", "Ağustos", "Eylül", "Ekim", "Kasım", "Aralık"]; function loadtoc(a){ function b(){ if ("entry" in a.feed) { var d = a.feed.entry.length; numberfeed = d; ii = 0; for (var h = 0; h < d; h++) { var m = a.feed.entry[h]; var e = m.title.$t; var l = m.published.$t.substring(0, 10); var p = m.published.$t.substring(5, 7); var g = m.published.$t.substring(8, 10); var n = month2[parseInt(p, 10) - 1] + " " + m.published.$t.substring(0, 4); var c = "http://www.zaferzent.com/" + m.published.$t.substring(0, 4) + "_" + p + "_01_archive.html"; var j; for (var f = 0; f < m.link.length; f++) { if (m.link[f].rel == "alternate") { j = m.link[f].href; break } } var o = ""; for (var f = 0; f < m.link.length; f++) { if (m.link[f].rel == "enclosure") { o = m.link[f].href; break } } postTitle.push(e); postUrl.push(j); postYearMonth.push(n); postYearMonth2.push(c); } } } b(); displayToc2(); document.write('') }
function displayToc2(){ var a = 0; var b = 0; while (b < postTitle.length) { temp1 = postYearMonth[b]; document.write('<div class="toc"><h3>' + temp1 + "</h3><ul>"); firsti = a; do { document.write("<li>"); document.write(' <a href="' + postUrl[a] + '">' + postTitle[a] + "</a>"); document.write("</li>"); a = a + 1 } while (postYearMonth[a] == temp1); b = a; document.write("</ul></div>"); if (b > postTitle.length) { break } } }; //]]> </script> <script src="http://www.zaferzent.com/feeds/posts/default?max-results=500&alt=json-in-script&callback=loadtoc"> </script>
Uzun zamandır Blogger'da iyileştirmeler yapmayan Blogger geliştiricileri bugün fark ettiğim kadarıyla blogger şablon-tema editörü'nü sil baştan yenilemişler. Benim de sürekli olarak kullandığım ancak kullanımından hoşnut olmadığım şablon editörü daha anlaşılır ve kullanışlı bir hale getirilmiş. En azından önceki editör'e göre daha iyi bir yapıda olduğunu söyleyebilirim.
Blogger Yeni Şablon-Tema HTML Editörü Blogger için yapılan yeni editör'ün görünümü.
Editör Blog Önizleme Temada değişiklik yaptıktan sonra önizlemeyi aynı sayfa içerisinde gerçekleştirme mantığı bana göre güzel olmuş sekmeler arasında kaybolmaktan iyidir.
Kodlarda Arama Yapma Şablon editörüne has bir de arama özelliği getirilmiş. Tarayıcılarla kod aramak biraz sıkıntı bir durumdu editöre has arama özelliğinin olması da güzel olmuş. Editörün arama özelliğini açmak için editörde (kodlar içerisinde) herhangi bir yere tıkladıktan sonra Ctrl + F tuşlarını kullanarak editörün sağ üst köşesinde açıldığını görebilirsiniz.
Hızlı Kod Değiştirme Hızlı kod değiştirme özelliği de klavyeden Ctrl + Shift + F tuşları ile yine editör'ün sağ üst kutusunda çıkmakta ve önce değiştirilecek kod yazılıyor daha sonra o kodun yerine gelecek kod yazılıyor ve onaylanması için Yes ve No seçenekler çıkıyor ve Yes butonuna tıklanıldığında belirtilen kod hızlı bir şekilde değiştiriliyor.
Widget'a Atla Bu özelliğin işlevi ise bloga eklenen widget'lere ait kodlara kısa yoldan ulaşmayı sağlıyor.
Kod Bloklarının Açılıp Kapatılması Editörün diğer bir güzel özelliği ise aynı gruba ait kodların açılıp kapatılması. Kod bloglarını kapatıp açmak için her hangi bir kod bloguna örneğin <b:skin> kodunun sol tarafında bulunan satır numarasına tıklamak gerekiyor Bu sayede kodlar içerisinde neredeydim ne yapıyordum gibi sıkıntılara girmeyeceğiz. Son olarak benim Notepad++ ve benzeri kod editörlerinde sıklıkla kullandığım TAB boşluğu olayı da editöre getirilmiş. TAB boşluğundan kastım klavyede bulunan TAB tuşuyla geniş boşluk bırakmak veya kodları seçip kodların solundan geniş boşluk bırakmak. Kısacası blogger şablon editörü gerçek bir kod editörü havasına sokulmuş. Notepad++'ın zencoding özelliği gibi bir şey de eklenseymiş iyi olurmuş aslında. Daha nice güzel yeniliklerin olması ümidiyle.
Kışın bittiği havaların ısınmaya başladığı ağaçların çiçek açtığı bahar mevsimi yine geldi. Bununla birlikte artık bilgisayarlarımızın masaüstü arka planlarını, duvar kağıtlarını içimizi açacak ruhumuzu ferahlatacak bahar mevsimi duvar kağıtlarıyla değiştirmemizin vakti de geldi. Google vesilesi ile özenerek seçmiş olduğum 8 adet iç açıcı çiçekli ağaçlı masaüstü duvar kağıtlarını gönlünüze göre indirip kullanabilirsiniz. Resimlerin çözünürlükleri birbirinden farklı olduğu için indirdiğiniz resimleri ekranı kaplayacak şekilde ayarlamanız sizin için faydalı olacaktır. Resimlerin tam boyutlarına ulaşmak için sağ tıklayıp yeni pencerede açabilir ve daha sonra bilgisayarınıza indirebilirsiniz. Güle güle kullanın.
FeedBurner blog yazılarını tek bir çatı altında toplayıp bunları farklı araçları sayesinde blog takipçilerine kolay bir şekilde ulaştırmaya yarayan bir nevi rss besleme hizmetidir. Çoğu blog alt yapısında hali hazırda rss, atom beslemeleri bulundursa da bunlar FeedBurner gibi çok fonksiyonlu değiller. FeedBurner sadece besleme görevini üstlenmekten ziyade bloglarda yayınlanmış olan yazıları otomatik olarak sosyal ağlarda(twitter) paylaşma, e-posta bülten özelliği sayesinde son blog yazılarını blog takipçilerine e-posta olarak gönderme, arama motorları botlarının yeni yazılardan haberdar olabilmesi için ping gönderme, son blog yazılarını isteğe göre bloglarda widget olarak gösterme gibi daha bir çok özelliği bünyesinde barındırmakta. 1 - FeedBurner Hesabı ve FeedBurner Besleme Adresi Oluşturma FeedBurner bir Google hizmeti olduğu için bir google(gmail) hesabınızın olması yeterli. Zaten bütün google servisleri tek bir hesap altında birleştiği için bunun için ayrıca bir hesap açmaya gerek yoktur. Kısaca varolan bir gmail hesabınız ile www.feedburner.com adresine giriş yaptığınızda FeedBurner servisiniz otomatik olarak aktif hale gelecektir. FeedBurner servisi aktif olduktan sonra alttaki resimdeki gibi bir nevi bir blog yönetim paneli karşınıza gelecektir.
- Blog Ekleme ve Besleme Adresi Oluşturma 1-a) Bu panelde alttaki resimde görüldüğü gibi besleme adresi oluşturmak için öncelikle kutucuğa blog adresi yazılmalı ve I am podcaster yani ben yayıncıyım işaretlenerek Next butonuna basılmalıdır.
1-b) Yukarıdaki işlemi yapıp Next butonuna tıkladıktan sonra aşağıdaki ekran ile karşılaşılacak bu ekranda da resimde görüldüğü şekilde ayarlanıp yine Next butonuna basılmalı.
1-c) Bu adımda besleme başlığı ve besleme adresinin neler olacağı hakkında ayarlamalar yapılmakta. Başlık ve adres alanları doldurulduktan sonra Next butonuna basılmalı.
1-d) Alttaki resimde görüldüğü gibi FeedBurner besleme adresinin oluşturulduğuna dair bilgi ekranı gelmektedir. Bu ekranda da yine Next butonuna tıklayıp ilerleyebilirisiniz.
1-e) Alt görülen sayfa ise podcast (yayıncı) ayarları ile ilgili kısımlar yani video, müzik, resimler ile ilgili ayarların yapıldığı sayfa. Bu sayfa çok fazla önem arzetmediğinden Next butonuna tıklayıp ilerleyebilirsiniz.
1-f) Son aşama olan besleme istatistikleri ayarlarının bulunduğu sayfa. Gerekli ayarları alttaki resime göre yapıp son kez Next butonuna tıklayabilirsiniz.
Not : Bütün bu işlemleri başarılı bir şekilde tamamladıktan sonra feedburner'e blog ekleme ve besleme adresi oluşturma işlemi tamamlanıyor.
Üstteki resimde bulunan sayfa ve alt sayfalarla ilgili diğer bileşen ve bileşen kullanımları ile ilgili detaylar hakkında sonraki yazılarda bilgi sahibi olabilirsiniz.
📅 ✍️ Post
Windows 8 Ön İnceleme Yeni bir bilgisayar alıncaya dek Windows 8 kullanamayacağım sanırım zaten gördüklerim sonucunda bundan sonra Windows 8 kullanma niyetlisi de değilim açıkçası. Uzun yıllar artık Microsoft Windows 7 ve Windows 8 den daha iyi bir işletim çıkarana kadar Windows 7 mi kullanırım ya da bir Linux işletim sistemi kullanırım bunu zaman gösterecek. Windows 8'den soğumamın nedeni yaşadığım sorundan ziyade Windows 8'in beklentilerimin altında kalan bir işletim sistemi olmasıydı. - Kurulum Windows 7'ye nazaran daha çabuk tamamlanıyor. Tahmini 20-25 dakika arası.
- Windows 7'den çok farklı olmayan bir masaüstü görünümü var ancak pencere kenarlıklarında grafik yerine düz renkler tercih edilmiş ki bu da performans açısından olumlu bir durum ancak pencere, görünüm ve ikonlar Windows 7'den çok farklı değil
- Benim açımdan Windows 8'i en itici kılan kısım işlerimi kolaylaştıran başlat menüsünün kaldırılması ve zamanımı çalan kullanışsız metro arayüz kısmıydı. Bu metro arayüz ile ilgili çok fazla özelleştirme yapılamıyor ve metro arayüzü tamamen kapatma gibi bir seçenek de bulunmuyor.
- Windows 8 kurulumu bitimi esnasında genel ayarlar yapılandırılırken yerel hesap oluşturmaya izin verilmiyor en azından ben onu gözlemledim. Bir Microsoft (outlook, hotmail vs) hesabı ile kullanıcı oluşturulup kurulum tamamlanıyor. Microsoft elbet bunu Windows 8 ile çıkan mağaza uygulaması için yaptı. Ancak bu şekilde olması gerekmiyordu. Sadece mağaza kullanılırken Google Play Store tarzı bir şey yapılabilirdi.
- Basit bir arama yapmak için kapkara bir ekrana gitmek zorunda bırakılıyor. Bunun yerine tek tuşla bir popup pencerede arama kutusu açıp aradığımız kelimelere ilişkin sonuçları hemen listeletip kullanıcıların işi kolaylaştırılabilirdi.
- Dokunmaktik cihazlara özgü yapılmış kilit ekranının bence hiç gereği yoktu. En azından buna ilişkin ayarlar özelliştirilebilirdi.
- Internet Explorer 10 masaüstü ve metro arayüz görünümünde oldukça hızlı ancak metro arayüze özel olarak tasarlanmış IE 10'da flash desteği bulunmuyor.
Microsoft'un seçenekleri yenilikleri aslında sorgulanması gereken bir durum. Yıllardır Microsoft'un ürettiği tüm ürünler bedava olmamasına karşın insanların bedel ödeyip aldığı ve buna bağlı olarak Microsoft'un müşterilerini sürekli bir şeylere zorunlu hale getirme düşüncesi hiç kabul edilebilir bir durum değil. Buna sayısızca örnek olmasına rağmen bir örnekte İnternet Explorer'ın yıllardır Microsoft işletim sistemlerinde varsayılan bir tarayıcı olarak gelmesi. Sonucunda insanların üşenip başka bir tarayıcı kurmak yerine Internet Explorer'ı kullanmaya devam etmesi.
----
Windows 8 İle Gelen Sorun Uzun süre bir an önce test etmek ve kullanmak istediğim Windows 8'i yaklaşık 10 gün önce test amaçlı kurmuştum. Aslında aklımda Windows 8'e alışmak ve uzun bir süre kullanma düşüncesi geçiyordu. Bu iştahım bilgisayarda sorun çıkana kadar devam ediyordu. Ancak Windows 8'i kurduktan ve kullanmaya başladıktan kısa bir süre sonra bir sorunla karşılaşmaya başladım. Sorun bilgisayarın kilitlenmesi diğer bir deyişle donması ve bir işlem yapılamaz hale gelmesiydi.
Sorunun tam olarak ne ve nelerden kaynaklandığını bulmaya çalıştım. Başlangıçta sorunun bilgisayarın donanımı ile ilgili mi, Windows 8 işletim sisteminden kaynaklanan bir sorun mu veya kullandığım internet tarayıcılarından kaynaklanan bir sorun mu diyerekten bu üçlü hakkında uğraşlara girdim. Sorun bilgisayarda gündelik işlemler olan dosya açma, kapama, kopyalama ve benzeri herhangi bir işlem yapma ile ortaya çıkmıyordu. Sorun tam olarak internet tarayıcılarının herhangi birisinde(yoğun olarak chrome'da) bir kaç sekme açtıktan sonra(özellikle sekmelerden bir tanesinde video bulunduğu zaman) ortaya çıkıyordu.
Windows 8 kurulumu yapmadan önce riskli bir işlem olan BIOS güncellemesi yapmıştım. Ancak eski bir BIOS sürümünü yüklememe rağmen sorunun bundan kaynaklı bir sorun olmadığını anladım. Uzun süre donanım ve benzeri forum sitelerinde sorunu araştırmaya başladım. Kimi forum konularında ekran kartı veya sürücüsü, kimisinde işlemci, kimisinde ise internet tarayıcıları ile ilgili çözümler yer alıyordu. Ben bu çözümleri basitten zora doğru uygulamaya başladım. Ekran kartı sürücüsünü güncelledim, internet tarayıcılarını kaldırıp yeniden yüklemeyi denedim ancak sorun yine de devam ediyordu. Acaba bilgisayarın kilitlenmesi işlemciden kaynaklı mı diye düşünmeye başladım. Daha sonra AIDA64 Extreme Edition programını kurarak işlemci ısısını inceledim. Firefox ve Chrome tarayıcılarının işlemci ısısı üzerinde etkilerini bu program üzerinden karşılaştırma yapmaya çalıştım. Firefox tarayıcısında bir kaç sekme açınca işlemci ısısı 5-6 derecelik bir artışla maksimum 85-86 oluyordu ancak aynı işlemi Chrome tarayıcısında yaptığımda Firefox'un iki katı kadar artış gösterip 92-95 arası sıcaklık değeri beliriyordu. İşlemci ısısı normal değildi ancak bu yaşadığım sorundan farklı bir sorundu.
Uzunca bir süre sonra işlemci fanının çalışmadığını fark ettim bilgisayar laptop olunca her ne kadar daha önce açmış ve uğraşmış olsam da açıp kontrol etme konusunda biraz endişeliydim. Neyse eninde sonunda açacağım düşüncesiyle bilgisayarı açtım (açtım derken bilgisayar donanım elemanlarının bulunduğu arka tarafı söktüm manasında). Bildiğiniz eski bir elektrikli süpürge ile işlemci fan ve diğer kısımların tozunu çektirdim. Ne alaka ise daha sonra nefes gücü ile bilgisayarın arka tarafında bulunan işlemci havalandırma açıklığına nefes kuvvetiyle üfürmeye başladım. Sonucunda bilgisayar pırıl pırıl oldu. Bilgisayar arkası açık vaziyette açıp kapamaya çalıştığımda halen işlemci fanının çalışmadığını gördüm. Bir süre fanı el gücüyle çevirmeye ve elektrikli süpürge ile bu çevirme işlemini desteklemeye çalıştım belki fan'a bir şey takılmıştır düşüncesi ile. Bu işlemci gerçekleştirdikten bir süre sonra bilgisayarı yeniden açtım (çalıştırdım) ve nihayet işlemci fanını çalışmaya başladığını gördüm. AIDA64 programı ile işlemci ısısını kontrol ettiğimde işlemci ısısının varsayılan olan 75-80 arası derecenin 55-60 arası dereceler civarına düştüğünü gördüm. İşlemci fan ve ısı sorunun çözmüştüm ancak halen bilgisayarın kilitlenme sorunun çözememiştim. En sonunda Windows 7'yi yeniden kurup Windows 8 hayallerimi sonlandırdığımda bilgisayar kilitlenme sorunun gittiğini gördüm. Neticede sorun ya kurulumunu yaptığım Windows 8 ile alakalıydı ya da internet tarayıcılarının Windows 8 ile uyumsuzluğu olabilirdi.
📅 ✍️ Post
2013'e gireli biraz oldu ancak ben yeni tanışma ve kaynaşma aşamasındayım. Şaka bir yana çok iyi geçmeyen sınav hazırlıkları ve sınavlar, geleceğe dönük zorlu hedeflerimin sebep olduğu bir nevi psikolojik çöküntü ve üzerine eklenen uykusuzluk sorunu sebebiyle iyi düşünüp, olumlu davranışlar sergileyip, olumlu kararlar alamıyordum. Bir an silkinip üzerimdeki olumsuzlukları atıp artık kendimi toparlama vaktinin geldiğini düşündüm ve öyle de oldu. Öyle ki son bir kaç gündür olaylara karşın sağlıklı düşünüp, doğru kararlar alıp, sağlıklı uyuyabiliyorum.
Geride bıraktığımız 2012 yılı hayatımda radikal değişikliklerin olmadığı sıradan bir yıl gibi geçti aslında. Yaşamış olduğum en büyük olaylar eğitim ve kpss(kamu personeli seçme sınavı) oldu.
Devam etmiş olduğum üniversite(aöf) sonucunda yıl içerisinde aldığım on adet dersin yedi tanesini çalışma isteğimin olmamasından ötürü sadece derslere biraz göz gezdirip, biraz da soru çözerek geçebildim. Çok iyi bir sonuç olmasa da en azından benim açımdan iyi sayılayacak bir sonuçla karşılaştım. Aslına bakılırsa başlangıçta biraz vasat bir durum söz konusuydu çünkü aöf sistemi değişmeseydi kafadan okulu bir yıl uzatmış olacaktım. Kaldığım üç dersi bu yıl alttan alıyorum ve son sınıftayım umarım kayıpsız bir şekilde, ders bırakmadan bu yıl bitirebilirim.
Geçen yılın benim açımdan diğer bir önemli konusuysa kpss oldu. Zira sırf eski bilgilerimi tazelemek ve kpss'de iyi bir sonuç alabilmek için 2011 yılının Eylül ayında kpss kursuna yazılıp amcalarla ve veletlerle kpss kursuna gittim. Tabi daha sonraları Şubat ayı gibi dershaneyi aksatmak zorunda kaldım. Dersaneyi aksattıktan kısa bir süre sonra kısa bir iş deneyimim de oldu ancak o da iyi bir deneyim değildi açıkçası. Kpss'de beklemediğim bir sonuçla karşılaşmadım 70 üstü 80 arası bir puan aldım. Beklemediğim bir sonuç olsa herhalde iyi bir sonuç alırdım. Kpss sonucunun benim açımdan iyi geçmesinin bazı nedenleri var tabi ki. Yaz boyunca derslere biraz ağırlık verip çalışmayı yeğlemeyip Ankara, Mersin... gezilerindeydim. Tabi bunlar kısmen zorunlu olduğum gezilerdi(bahane). Eee ben böyle yaparsam tabi ki sonucu böyle beklediğim bir kötü sonuç olur. Puanım iyi olmadığı için 2012 yılı son merkezi atamalarda atanamadım artık önümdeki maçlara bakacağım. Bu arada kpss'ye 2011 yılında mezun olduğum Bilgisayar Programcılığı önlisans alanı ile girdim ve atamalarda bu alandan tercih yaptım. Yanlış hatırlamıyorsam bu bölümün atamaları 82-83 arası bir puanla kapandı.
2013 yılının ilk günleri aöf sınavlarına kafa yormam ve sistemin değişmesi sebebiyle nasıl yol izlemem gerektiğini düşüne durdum. Farklı yayınların kitaplarını aldım ve üniversitenin kitapları kolay ve anlaşılır olmasa da o kitapların içeriğinden soruların çıkabileceğini düşündüğüm için özet geçerek ilk onlara çalıştım. Daha sonra aldığım diğer yayınların soruları çözdüm ancak sanırım çok fazla işe yaramadı ve sonucunda sınavlarda biraz hüsranla karşılaştım.
Sınavlar öncesinde bir de almak için geç kaldığım ehliyet işleri zorlukları vardı. Ehliyet kayıt işlemlerini halletmem için bazı gerekli teferruatları halletmem gerekiyordu. Bunlardan birisi de sağlık raporu almak idi ancak bir sağlık raporu almak için günlerce yol kat edip uğraşmam gerekti. Maalesef yıl olmuş 2013 ülke olarak biz hala teknolojinin nimetinden yararlanamıyoruz.
2013 yılı içerisinde ve ileriye dönük gerçekleştirmeyi veya gerçekleşmesini umduğum bazı hedeflerim var. Öncelikli olarak tabi ki aöf'yi kayıpsız bir şekilde bitirmeyi, daha sonra merkezi veya açık atamalardan atanmayı umuyorum. Bunların yanında yine gerçekleştirmek zorunda olduğum yabancı dilde kendimi geliştirmek ve iyi bir iş deneyimi kazanmak da var. Tabi yazılım ve programlama alanları da bunlara dahil. Uzun bir süre önce merak saldığım python programlama dilinde kendimi geliştirmek 3-4 ay öncesinde giriş yaptığım Java programlama dilinde de artık gelişme ve sonuç bölümüne geçmeyi düşünüyorum. En azından bu programlama dillerinde temel düzeyde bir şeyler öğrenmeliyim kanaatindeyim. Son olarak tasarımdan anlayan ancak bir photoshop tasarım çizimi özürlüsü biri olarak çizimde de kendimi geliştirmeliyim. Photoshop çizimlerin kısmen Css/Html dökümünü yapabilsem de artık kendim de yeni farklı bir şeyler üretmeliyim. Tabi bunların yanında az-çok bilgi sahibi olduğum benim için olmazsa olmaz olan php'de de kendimi geliştirmek, seo konusunda da ne kadar bilgi sahibi olduğumu düşünsem de yeni bilgiler edinip kendimi geliştirmeliyim.
Hedeflerim ve yapmayı düşündüklerim ne kadar fazla gibi görünse de çoğunda alt yapı sahibi olduğum için zorlanacağımı düşünmüyorum. Zorlanırsam da bırakırım olur biter, dünyayı ben kurtaracak değilim herhalde, dünyayı kurtaran adamın oğlu ne diye dünyaya gelmiş.
Yeni yıldan beklentilerimiz değil yeni yılda gerçekleşmesi için çaba sarf edeceğimiz amaçlarımız bunların gerçekleşmesi için sabır ve gücümüz olsun. Geç gelen yeni yıl mesajı misali...
2012 yılı, bilim, teknoloji, web, internet ve inovasyon alanlarında önemli gelişmelerin yaşandığı bir yıl oldu. İşte o yılın her ayına dair daha kapsamlı bir özet.
Aslında Mim hakkında şu son ana kadar çok bilgili değildim. Bu zaman'a kadar blogumda hiç Mim yazısı yazmamıştım. Polat Büyükarslan ağabeyimiz sağ olsun son günlerde blogları meşgul eden Soru Cevap (Mim) ile ilgili yazı yazmış ve beni de mimleyerek bu konuda düşüncelerimi yazmamı istemiş. Bu vesile ile de Mim'in ne olduğunu öğrenmiş oldum. Gönderilen bu Mim yazısı içeriğindeki sorulara elimden geldiğince kişisel düşüncelerimi doğru bir şekilde ve kendimi ifade edebileceğim kadar cevaplandıracağım. Mantığın mı yoksa duyguların mı ön plandadır? Biz Türk insanları nedense hemen hemen çoğu şeyde mantığımızla hareket ediyoruz. Ama ben genelde mantığımla hareket eden birisiyim hatta bazen mantığımı çok aşırı kullandığım da oluyor. Az da olsa duygularımla hareket ettiğim zamanlar da oluyor şimdi çok duygusuzsun diye nitelendirilmeyeyim. Eğer duygunun tanımı bence böyle ise; örneğin 2002 yılındaki 3.olduğumuz Dünya Kupası'nda milli takımımızın maçlarını izlerken o an stadda bulunmasam bile evde televizyon karşısında bile izlerken sanki o an o oyunculardan bir tanesini benmişsim gibi tüylerim diken diken olmuştur. Yenildiğimizde ağlamışlığım yendiğimizde yine ağlamışlığım olmuştur. Eğer o zaman mantığımla hareket etmiş olsam duygusuz biri olup ağlamazdım sanırım. Özel veya kişisel hayatımızda aslında bir çok şeye karşın duygularla hareket edilmesi gerekirken (bence) ancak ben nedense çoğu zaman mantığımla hareket etmişimdir. Kısaca mantığım duygularıma göre daha ön planda sanırım.
İnsanlar niye mutlu değiller? Niye gözlerinin önündeki mutlulukları görmüyor ve şükretmesini bilmiyorlar. Bu duruma farklı bir konudan bakacak olursak zengin-fakir ayrışmasından kaynaklanıyor. Fakir insanlarımız bir ramazan günü ailecek birlikte sofrada sedece iki çeşit yemek olmasına karşın halen birlikte oldukları için, o durumlarından daha kötü bir duruma düşmedikleri için haline şükredip mutlu oluyorlar. Zengin insanlarımız ise her şeyi elde edebilmelerine karşın daha fazlasını isteyip şükretmesini bilmedikleri için mutluluğu görmüyorlar. Mutluluğu görmeden önce onu nasıl görebileceğimizi bilmeliyiz. Oysa mutluluk bir eldeki beş parmağın birbirine yakın olduğu kadar yakın ama nedense görmesini bilmiyoruz. Sonuçta insanlarımızın bende dahil mutluluğu görmeyişimizin en büyük nedenlerinden bir tanesi de mutluluk kavramını karşı konulamaz büyük isteklerimizin arasında kaybettiğimizden kaynaklı. Şu an ki halimize şükredip, elde edemeyeceklerimiz için nasip değilmiş deyip mutluluk elimizden bir an önce kaçmadan ucundan yakalamalıyız.
Çok para harcayıp, keşke almasaydım ya da harcamasaydım dediğin bir şey var mı? Şu zamanıma kadar öyle uçuk, çok paralar harcamadım. Harcayıp da keşke almasaydım veya boşuna harcamasaydım gibisinden dediklerim de olmadı açıkçası. Tabi çok para kavramı kişiden kişiye değişen bir şey. Çok para kavramının biraz altında harcamışlığım veya bir şeyler almışlığım olmuştur ancak pişmanlık duymadım. Bir şeyler alacakken ince eleyip sık dokuyan bir yapım var. Örneğin en son aldığım telefonu inceleyip araştırırken 10-15 gün gibi uzun bir süre bekledim. Düşünün daha bir kelimesinin anlamını bile bilmediğim Fransızca, İspanyolca gibi dillerde olan inceleme yazı ve videolarını izledim. Bu incelemeler sayesinde de bu dillerden küçücük de olsa öğrendiğim bir şeyler oldu. Sosyal etkinlik olayında da öyle cimri bir yapım yoktur. Hatta tanımadığım yeni karşılaştığım beş kızla yemeğe gidip cebimde beş kuruş para kalmadan restaurant'tan çıkmışlığım bile olmuştur. Kısacası bonkörüm ben bonkör tabi param olduğunda :)
Haklı olduğun bir konuda kendini savunur musun? Yoksa susmak adalet mi dersin? Haklı olduğumda elbet kendimi savunurum. Ayrıca başkalarının da doğru veya yanlış farketmeksizin düşüncelerini ortaya koymasını savunurum. Bu konuya istinaden Voltaire'in güzel bir sözü vardır: "Söyleyeceklerine katılmasam da, onları söyleme hakkını ölümüne savunurum.". Aynı şekilde benim düşüncelerim yanlış dahi olsa başkalarının bu düşüncelerimi ifade etmemi engellemeyip savunmasını beklerim.
Tok gözlü müsün? Yoksa her şeyim olsun diyenlerden misin? Tok gözlülük kavramı aslında çoğu zaman yanlış anlaşılan bir şey daha doğrusu kişiden kişiye değişen bir şey de diyebilirim. Örneğin manavdan muz alacağız yeteri kadar 1-2 kg arası bir şey alırız tutup 50 kg muz almayız bu bir nevi tok gözlülüktür. Ancak benzeri olmayan farklı farklı şeyler almak önceki örneğe karşın muz-portakal-elma üçünü birlikte almanın tok veya aç gözlülük ile alakası yoktur(bence). Biz tok kavramını genelde bir nevi sınır olarak kabul ediyoruz. Yani irademizi veya paramızı sınırlandırıyoruz. Ben genelde tok gözlü bir insanım yani ihtiyaçlarım doğrultusunda o zamanın koşullarına göre benim için yeterli olanı alırım. Yukarıda belirttiğim bir örnekte telefondan bahsetmiştim. Şimdi telefon alırken çoğu kişide olduğu gibi genel özelliklerine bakarız 3G, kamera, işlemci, wifi, android veya başka bir işletim sistemine mi sahip, şarjı ne kadar gidiyor gibisinden. İşte bu gibi özellikler bana yetiyorsa ve telefonun fiyatı örneğin 600 liraysa ben onu alırım, yani gidip aynı özelliklere(kısmen) veya daha fazla özelliğe sahip 1000 liranın veya 2000 liranın üstünde bir paraya telefon almam. Bu benim ihtiyaçlarımı karşılıyorsa neden gidip aç gözlülük yapıp daha fazlasını isteyeyim.
Soruları yanlış anlamış veya bizzat düşüncelerimi tam olarak ifade edememiş olabilirim. Bunun için öncelikle varsa bir kusurum affedin. Ayrıca ilgisinden dolayı beni mim'leyen ve sorulara karşı düşüncelerimi belirtmemi isteyen Polat Büyükarslan ağabeyime buradan teşekkürlerimi iletiyorum ve mim'i Enes İlhan kardeşime post ediyorum.
Yaklaşık dört ay önce türlü türlü sebeplerden ötürü blogger'dan wordpress'e geçme kararı almıştım. Ancak wordpres'te yaşadığım sorunlar ve wordpress'in çok fonksiyonlu olup, sadece yazı yazmaya odaklanmamı engellemesi kısacası ilham vermemesi yüzünden dün akşam ani bir kararla tekrar blogger'a geçme kararı aldım. Sanırım en başta wordpress'e geçme düşüncem yanlıştı. Dün akşam uzun ve sıkıcı süren yönlendirme çalışmaları sonucunda nihayet blogger'a tekrar taşınabildim. Google hangi kafaya hizmet edip yönlendirme işlemlerini değiştiriyorsa anlam veremiyorum. Eskiden birkaç işlem sonucunda en fazla 40 dakika veya 1 içerisinde yönlendirme tamamlanıyordu. Ama yeni yönlendirme işlemleri beni hayli yordu.
Dün akşam saat 23.30 sularında başladığım yönlendirme çalışmaları sabah 5.00 sularına kadar sürdü. Öyle ki yönlendirme çalışmalarını başarılı sonuçlandıramadığım için sabah 4.00 sularında domain hizmeti aldığım İsimtescil'e destek talebi göndermek zorunda kaldım. Gönderdikleri ayarlar her ne kadar benim yapmaya çalıştığım ayarlar ile aynı olsa da yine sabahın o erken saatlerinde benimle ilgilendikleri sorunuma bir nebze de yardımcı olmaya çalıştıkları için kendilerine teşekkür ediyorum. İsimtescil destek ekibi tarafından aldığım ayarları son kez yaparak sabah 5.00 gibi öylece bıraktım. Daha sonra öğle saat 12.00 sularında blogger yönetim panelinde yönlendirme işlemini tamamladım. Kısacası o kadar saat boşuna uğraşmış ve uykusuz kalmışım. Sorunun kaynağı blogger yönlendirme sisteminin dns ayarlarını geç tanıyıp doğrulamasıymış.
Geç olsun güç olmasın diye boşuna dememişler ama benim bu yaşadığım durum hem geç hem de biraz güç oldu. Yine de olsun sonuçta yönlendirme işlemi tamamlandı ve artık yeniden blogger ile bloglamaya devam edeceğim. Eski yazı ve yorumlar yedekte durduğu için ve google indexleri silinmediği için google'dan gelen ziyaretçilere ve takipçilere faydası olması açısından onları da tekrar yükledim.
📅 ✍️ Post
30 günlük güzel günler biraz mutlulukla, biraz hüzünle son buldu. Mutluluğun sebebi bir ay boyunca bütün çirkinlikleri kenara atıp, sadece güzelliklerle birlikte olmaktı. Hüznün sebebi ise bu güzel günlerin son bulması oldu. Ama olsun bitmesi her ne kadar biraz hüzün verse de bitmesi daha iyi. Çünkü bir şey hayatımızda bize ne kadar yakın olursa ve onunla ne kadar çok beraber olursak onun değerini çok fazla anlamıyoruz. O yüzden varsın bitsin ve biz bu güzel günleri aynı özlemle aynı heyecanla yine bekleyelim.
Bugün bir aylık güzel günlerin son günü, bugün bayram. Yine nerede o eski bayramlar demeyelim. Her şeyi bir kenara atıp sadece sevdiklerimizle birlikte olalım eski günleri yad edelim. Küslükleri kırgınlıkları giderelim. Neşeli saatler geçirelim, gülelim güldürelim. Hayatım(n)ızın her günü bayram neşesi içinde geçmesi dileğiyle, mutlu bayramlar...
Hani hep 80'li yılları överler, özlerler ve bir de üzerine dizi film çekerler ya. Buna karşılık ben ve benim akranlarımın da övdüğü ve özlediği yıllar vardır o da 90'lar. 90'lı yılları ne kadar tam olarak yakalayamasam da biraz ucundan da olsa tutmuşum ve yaşamışım iyi ki de yaşamışım.
90'lı yıllar günümüzdeki gibi teknoloji ile çok fazla içli dışlı olunmadığı, her evde bilgisayarın ve televizyonun olmadığı, ailelerin birbirlerine daha yakın ve sevgi dolu olduğu, en güzel ve en son çocukluk döneminin yaşandığı yıllardı. Belki de insanlık tarihinin yaşadığı en güzel son yıllardı. Ben Mersin'de doğmuştum ve 90'lı yılların bir kısmını Anadolu'nun bu güzel şehrinde geçirmiştim. Çok küçük olduğum için aslında Mersin'e dair ve Mersin'de yaşadıklarıma dair çok fazla şey hatırlamıyorum. İlk üç tekerlekli bisikletimi babam Mersin'de almıştı bana ve üzerinden indiğimi pek hatırlamıyorum. Zaten daha sonraları annemin rahatsızlığı(astım bronşit) ve doktorunun önerisi ile ben 5 - 6 yaşlarındayken şuan yaşamış olduğum küçük ama güzel bir yer olan Adıyaman'ın Gölbaşı ilçesine gelmek zorunda kalmıştık.
90'lı Yıllarda Neler Oynanırdı ? 90'lı yıllarda oynadığımız çeşitli sokak oyunları vardı. Özellikle kızların oynadığı ve çok popüler bir oyun olan seksekti. Tabi kendimizi kandırmayalım biz erkekler de az oynamadık. Bazen kızların tehditleriyle bazen erkek arkadaş bulamadığımız zamanlarda, bazense mecbur kaldığımızda seve seve çok da iyi oynardık. Ama kızlara has ve kızlara daha çok yakışan bir oyundu o ayrı bir mesele :)
Diğer Oyunlar : Saklambaç, Körebe, Yedi kremit veya yedi taş, Çelik çomak, Yakar veya yakan top(bunun doğru ismini oldum olası öğrenemedim zaten), Yerden yüksek, Köşe kapmaca, Birdir bir, Çivi çakmaca (genelde kış ayları sonunda yerlerin ıslak olduğu toprak zeminde oynanırdı, çivi ile bir noktadan başlanır sıra ile çivi yere atılırdı, saplandıkça da noktalar arası çizgilerle rakibinin önünü tıkamaya ve onun daire içerisinde kalması sağlanırdı) Minyatür kale futbol oyunu (en fazla dört kale olurdu ve kaleler küçük yaklaşık 1-1.5 metre genişlikte olurdu, herkes topa en fazla bir defa vurmak zorundaydı diye hatırlıyorum, ayrıca elle topu tutmak yasaktı panaltıydı, top elle tutulduğu takdirde penaltı yaptıran kişi arkası dönük bir şekilde topuğuyla penaltı kullanırdı) Gazoz kapağı(Tasoların daha çıkmadığı zamanlarda gazoz kapakları düzleştirilerek oynanırdı) Taso (Aslında tasolar 90'lı yılların sonlarına doğru 2000'li yılların başında çıkmıştı ve gazoz kapaklarını geri plana atarak zamanla yerini almıştı. O kadar rağbet görmüştü ki çıktığı an itibari ile sahteleri, çakmaları piyasaya sürülmüştü)
Bunların dışında bilgisayarın olmadığı veya kısıtlı olduğu zamanlarda kasetle çalışan ateriler yaygındı ve onlarda şuan bilgisayarın yaptığı bağımlılıkla birebir aynıydı.
90'lı Yıllarda Neler Yenilirdi Neler İçilirdi ? Tabi 90'lı yıllar sadece oynanılan oyunlardan ibaret değildi. O yıllarda leblebi tozu, meybuz, capri sun gibi yiyecek ve içecekler de çok fazla ilgi görürdü. Leblebi tozu yiyerek konuşmak marifet isteyen bir işti hatta marifetten öte bir şeydi. Daha sonra sağlığa zararlı gerekçesiyle yasaklanmıştı.
Kış aylarında o yeri dolmayacak olan soba sevdası vardı. Akşamları aile evde toplanır soba üzerinde kestane pişirilirdi.
90'lı Yıllarda Neler İzlenirdi ? (Çizgi Film, Yerli ve Yabancı Diziler) Ninja Kamlumpağalar Kaptan Tsubasa Pokemon Maske (Yeşil Maske) Transformers Power Rangers Zeyna Herkül Konan Hulk Hogan ve Sürat Teknesi (Dizinin ismini tam olarak hatırlayamadığım için böyle yazdım) İnce İnce Yasemince Çılgın Bediş Ruhsar Olacak O Kadar Çarli Süper Baba Mahallenin Muhtarları Bizimkiler A Takımı
Bu çizgi film ve dizilerin hemen hemen hepsini hatırlarım ve hayranlıkla severek ailecek izlerdik :)
90'lı yıllarda bir de kupon biriktirme olayı çıkmıştı ve gazetelerin rekabeti neticesinde ardı kesilmek bilmeyen bir gelenek halini aldı ve bu gelenek halen de devam etmekte. Mersin'de yaşarken ben küçükken annemler kuponlarla ansiklopedi setleri almışlar ve uzun kuyruklar, sıralar beklemişler. Bu ansiklopedi setleri Karacan Oxford, Gelişim Hachette ve Meydan larousse setleri halen kitaplıkta duruyor, hepsi tarih kokuyor hepsi 90'ları hatırlatıyor. 90'lardan kalan bir tek onlar var zaten 9-10 yaşlarındayken merakla bakmıştım az çok o günlerden beri halen arada sırada açıp bakarım ve halen eskilerin kokusu üzerlerinde durur.
90'lı yılların güzelliklerini, o yıllardan aklımda kalanları, hatırladıklarımı yazarak o güzel yıllara bir nebze de olsa dönmek istedim. 90'lı yıllar güzeldi be. Bazen keşke zamanı geriye alabilsem de o güzel günlere, yıllara dönüp aynı şeyleri tekrar yaşayabilsem diye demeden geçemiyorum.
Aklıma geldikçe veya hatırladıkça bu yazıyı güncelleyebilirim veya devamı niteliğinde yazılar yazmaya devam edebilirim.
Merhaba bir süredir blogger ile ilgili bilgi ve eklenti paylaşımı yapmıyordum. Bunun nedeni ise artık blogger kullanan düşüncesiz, seviyesiz arkadaşların artması ve şu mübarek ramazan ayında art niyetli tutum sergilemeleri. Bundan sonra bu seviyesiz arkadaşlar ne kadar olursa olsun elimden geldiği kadar ara sıra blogger ile ilgili güzel eklenti ve bilgiler vermeye devam edeceğim.
Bu yazımda yabancı bir blogger eklenti sitesinde görmüş olduğum blogger en çok yorumlanan yazılar eklentisini payalaşacağım. Kurulumu oldukça basit aşağıdaki kodları Kumanda Paneli ›› Yerleşim ›› Gadget Ekle ›› HTML/JavaScript widget alanına yapıştırıp kaydetmeniz yeterli. YourBlogUrl yazan kısma kendi blog adresinizi eklemelisiniz. Ayrıca ShowHowMany kısmına da göstermek istediğiniz yazı adedinini girebilirsiniz. Eklentinin önizlemesini görmek için yazının başında bulunan resme tıklayarak büyük halde görebilirsiniz. Eklenti önizlemisinde bulunan görüntü ile eklenti birebir değildir, resimde görülen css ile düzenlenmiş halidir.
<script type="text/javascript"> function getYpipePP(feed) { document.write('<ul style="">'); var i; for (i = 0; i < feed.count ; i++) { var href = "'" + feed.value.items[i].link + "'"; var pTitle = feed.value.items[i].title; var pComment = "(" + feed.value.items[i].commentcount + " Yorum)"; var pList = "<li>›› " + "<a href="+ href + '">' + pTitle; document.write(pList); document.write(pComment); //to remove comment count delete this line document.write('</a></li>'); } document.write('</ul>'); } </script> <script src="http://pipes.yahoo.com/pipes/pipe.run? YourBlogUrl=http://www.zaferzent.com &ShowHowMany=10 &_id=390e906036f48772b2ed4b5d837af4cd &_callback=getYpipePP &_render=json" type="text/javascript"> </script>
NOT : Bu yazıyı blogunuzda yayınlamak istiyorsanız bu yazının adresini link olarak belirtip yayınlamalısınız.
📅 ✍️ Post
Bundan birkaç ay önce Hakkı Ceylan'ın wordpress için yapmış olduğu HC 2011 Teması'nı blogger'a entegre etmiştim. O zamanlar tema beni çok uğraştırmıştı ve ben de elimden geldiği kadarıyla entegre etmiştim. Sonra da ne içimden eksikleri gidermek gelmişti ne de hatalı bir şekilde paylaşmak. Bugün belki kullanıcısı çıkar diye paylaşmaya karar verdim. Not : Yazıyı okumadan temayı indirip kurmayın.
Yukarıda da belirttiğim gibi temadan birtakım hatalar ve eksiklikler mevcut. Hatalar demek yanlış olur aslında. Birden fazla eksiklik var ancak hata olarak benim gözüme çarpan bir tek hata var o da blog aktifken sidebar'da bulunan widgetlerin düzenleme sorunu. Widget düzenlemeyi Kumanda Paneli > Yerleşim sayfasından düzenlemek gerekiyor kısacası. Sorunun her neden kaynaklandığı bulup çözüm getiremedim. Bunun için kusura bakmayın.
Genel olarak temayı %70 entegre ettim. Temayı entegre edeli uzun zaman olduğu için kullanmadığım ve kodlarına aşina olmadığım için hatalar konusunda çok fazla yardımcı olamayacağımı belirtmek isterim. Asıl tema yapımcısı Hakkı Ceylan'ın ve benim emeğime saygı göstererek footer'daki bağlantıları kaldırmazsanız sevinirim. Son olarak demoyu geçici süreliğine koyuyorum daha sonra kaldırmayı düşünüyorum haberiniz olsun istedim. Gereksiz yorum ve mesajlar da atmazsanız sevinirim çünkü bu aralar hiç kaldıracak durumda değilim. Kullanacaklara şimdiden hayırlı olsun.
Responsive (Mobil uyumlu hale getirildi.) Cufon Kaldırıldı yerine Google Fonts kullanıldı. Footer kısmı ve yeni - eski yazı bağlantıları düzenlendi yazı yerine simgeler kullanıldı. Yazı bilgi alanı eklendi (Tarih ve kategori). Yazı alanı ile ilgili hatalı yerler düzeltildi. Yazı altına RSS bilgi alanı ve abonelik kutusu eklendi. Yorum alanı düzenlendi. Yazıya önizleme (demo) adresi eklendi.
Güncel versiyon alternatif indirme bağlantılarıyla birlikte yazıya eklenti.
📅 ✍️ Post
Aslında bu konuda onlarca blogda onlarca farklı başlıklar altından yazılar yazıldı. Fakat bazı blog yazarları bu konuda kendini çok üstün seviyede görerek diğer blog yazarlarını küçümseme, aşağılama tavırlı ve emredercesine yazılar yazdığını gördüm. Ben ise sadece kendimden yola çıkarak blog yazarken nasıl yazdığımı ve nelere dikkat ettiğim hakkında bir şeyler paylaşmak istedim.
Öncelikle eğer teknik bir bilgi isteyen konuda yazacaksam o konu ile ilgili İngilizce veya Türkçe olan farklı kaynaklarda araştırma yaparım. Yanlış anlaşılmasın kopyalama yapıştırmadan kastetmiyorum. Sadece o konuda çok fazla bir bilgi birikimim yoksa bulduğum farklı yazılardan bilgi edinerek konuya hakim olarak yazmanın daha doğru olacağını düşünüyorum. Çünkü hakim olunmayan bir teknik konuda sadece bildiklerimle yetinip yazarsam takipçilerimin veya ziyaretçilerimin o konuda sorduğu bir soruya çözüm üretmekte zorlanırım. Eğer kişisel bir konuda yazı yazacaksam zaten içimden geldiği gibi yazarım.
Bir yazı yazarken dikkat ettiğim, önemli gördüğüm iki şey daha var. Birisi kullandığım üslup, diğeri ise yazım kuralları. Yazım kuralları her ne kadar çok fazla önemsenmse de ben elimden geldiği kadar özen göstermeye çalışıyorum. Çünkü dilimizi doğru kullanmak her birey de olduğu gibi benim de bir zorunluluğum. Tabi dalgınlığıma ve unutkanlığıma gelmediği zamanlarda. Üslup konusunda yeni blog yazmaya başlayan çoğu blog yazarı arkadaşlar pek özenli olmuyor açıkçası. Normal günlük hayatta kullandıkları konuşma dilini yazıya da aktarıyor ve zamanla bu kalıcı bir alışkanlık haline geliyor. Tamam blog yazma da özgünlük, doğallık (kişisel bloglar için) önemli ancak "yapacağım" yerine "yapcam", "gideceğim" yerine "gitcem" şeklinde kelimeler kullanmak bana göre çok yanlış ve itici bir kullanım. Ben ilk blog yazmaya başladığım zamanlarda dahi bu tür kelimeler kullanmamaya dikkat eder ve bu şekilde yazı yazılmış bloglara bir daha uğramazdım.
Diğer dikkat ettiğim konulardan birisi de yazı ve sayfa düzeni. Genel olarak yazdığım yazılarda konuyla ilgili bir resim kullanırım. Fakat resimi yazı düzenini bozmayacak şekilde ve ilk paragrafın soluna dayalı bir şekilde kullanırım. Yazıyı ise sayfanın iki tarafına yaslı olacak bir şekilde düzenlerim. Son olarak bir de başlık konusu var. Genel olarak gördüğüm bazı bloglarda başlıklar ilk kelimenin ilk harfi büyük ve takip eden diğer kelimelerin baş harfleri ve diğer harfleri küçük. Bu yanlış bir kullanım şekli değil fakat görünüm açısından bence pek hoş bir durum değil. Bu yüzden ben başlıklarda bütün kelimelerin baş harflerini büyük olacak bir şekilde ayarlamaya dikkat ediyorum.
Son olarak sıklıkla yaptığım hatalara değinmemde fayda var. En çok yaptığım hatalardan birisi yazdığım bazı cümlelerde aynı kelimeleri kullanmam ve aynı şeyi iki defa söylemiş gibi olmam. Diğer yaptığım sık hatalardan birisi de her ne yanlış yapmamaya özen göstersem de noktalama işaretlerini yersiz ve hatalı kullanmam.
Her blog yazarının özen göstermesi ve uygulaması gereken konularda kendi yaptıklarımdan ve yapamadıklarımdan aklıma geldiği kadarı ile bir şeyler anlatmaya çalıştım. Umarım bu yazı yeni blog yazmaya başlayan veya eski toprak blog yazarı arkadaşlara faydalı olur.
Son bir haftadır Ankara ve doğduğum şehir Mersin yolculuğu nedeniyle buralardan uzak kaldım biraz. Bu yazıyı aslında sadece neden son zamanlarda burada olmadığımı söylemek için değilde daha çok gördüklerim, yaşadıklarım ve diğer olaylar sebebiyle biraz içimi dökmek için yazmak istedim. Öncelikle son bir haftada doğru dürüst uyku uyumadığım için halen çok yorgun ve bitkin bir halde olduğumu belirteyim.
Yakınların düğün merasimleri ile başlayan yorucu yolculuk. Daha sonra beni çok derinden etkileyen çok yakın bir arkadaşımın babasının trafik kazası sonucu vefat etmesi ile devam etti. Pazartesi gecesi eve dönsem de aslında hiç bilgisayar başına geçecek vaziyette olmadığım için yeni yeni internette ve bazı bloglarda son durumları inceleyebildim. Şehir dışı yolculuklardan önce bizzat internetten tanıdığım bir kaç kişi ile tatsız olaylar yaşamıştım. Yine kullanmış olduğum temadan kaynaklı bir sorun. Detayına çok fazla girmek istemiyorum çünkü o kişilerin kendi halleri için sadece üzgün olduğumu söyleyeyim. Şu Mübarek Ramazan ayı öncesi fazla söz söylemiyorum onları sadece vicdan muhasebesine davet edip Allah'a havale ediyorum.
Şimdi yeni açılmış veya kendilerine bakmadan kendini bir şey zanneden bazı bloglarda son zamanlarda çok bilmişlik tavırlar var onlara geçeyim. Daha yeni blog açıp yazmaya başlayan ve blog yazarlarına ders vermeye çalışan, blog ve blogculuk hakkında yazılar yazmaya başlayan çok iyi tanıdığım ergenler bana hitaben bir şeyler söylemiş. Malum ben gereksiz e-postalara ve yorumları kaale almadığım için çok dokunmuş sanırım. Defalarca söyledim ama anlamıyor ergen kafalılar işte. Ben kişisel isteklerle iletişim kuran, yorum yapan veya sırf link paylaşımı yapan kişileri hiç umursamıyorum. Daha önce hiç söylemedim desem neyse de onlarca kez söylemişimdir eminim.
Genel olarak temayı en ufak ayrıntısını dahi kopyalayanlar bilgisi olmayıp her konuda fikir sahibi olanlar burası sizin yeriniz değil gidin sokaklarda oyununuz oynayın onu yapmıyorsanız online oyunlarınızı oynayın, buralarda gereksiz yere fazlalık yapmayın, size göre değil. Bilmeyip de bilmişlik taslayanlar sizin ne haddinize blog yazarlarına ders verme amaçlı yazılar yazmak. Sanane kardeşim adamın kendi blogu istediği şeyi istediği şekilde yazar çizer seni ne ilgilendirir. Beğenmiyorsan takip etmezsin o blogu olur biter.
Bu blogda dahil tüm blogları sırf çıkarlarınız için takip etmek veya yazılara yorum yapmak zorunda değilsiniz. Emin olun hiç kimsenini sizin takip etmenize veya yorum atmanıza ihtiyacı yok sadece sırf kendisi sevdiği, istediği için yazar çizer, bir şeyler paylaşır.
Yazıdan belki de bir şey anlamıyor olabilirsiniz. Ben sadece Leyla ile Mecnun'daki İsmail abi diyor ya hani içimi döktüm ohh rahatladım ben de öyle yaptım işte. Hadi görüşmek dileğiyle...
Çoğu kişinin ve benim yaşadığım en büyük dizüstü bilgisayar sorunlarından birisi aşırı ısınma sorunu. Öyle ki daha önce dizüstü bilgisayarımın touchpad (dokunmatik mouse) kısmının yan tarafında bulunan harddisk ve harddisk üzeri tabakada soyulma sorunu ile karşılaştım. Aslında bu sorunun temel sebebi de yaz günleri haddinden fazla bilgisayarı kullanmamdan kaynaklı. Bu konuda yaşadığım tecrübemden dolayı böyle bir yazıyı paylaşma gereği duydum. Benim şuan kullanmakta olduğum dizüstü bilgisayarım Asus F83Se modeli. Bunu merak edip bakmak isteyen olur diye belirtmek istedim. Nasıl bir dizüstü'ye sahip olduğumu görmek ve özelliklerine bakmak için bu adrese bakabilirsiniz. Ben bu bilgisayarı 2009 Kasım ayında Vatan Bilgisayar'dan kampanyalı olarak almıştım. O zamana göre ve benim kullanım amacıma göre gerçekten ideal ve uygun fiyata aldığım bir bilgisayardı. Bilgisayarı aldıktan 5-6 aylık bir süreçte herhangi bir sorunla karşılaşmadım. Fakat daha sonrasında 2010 yılı yazında ısınma sorununu yaşamaya başladım. O yaz soğutucunun da aklıma gelmemesinden dolayı harddisk sorunu ve daha önce de belirtiğim gibi touchpad yanı harddiskin üstünde bulunan bir bölümde ısınma sebebiyle tabakada soyulmalar meydana geldi. Bir süre sonra İstanbul'a gitmiştim ve bilgisayarımı Cevizlibağ'da bulunan Vatan Bilgisayar'ın Müşteri Temsilcisi bölümüne gidip sorunları bildirip teslim etmiştim. Onlarda Asus'un servisine gönderdiler ve bilgisayarım yenilenmiş olarak yaklaşık 20 gün sonra bana ulaştı. Şuan yine harddisk sorunu olmasa da soyulma sorunu var ve bu durum beni rahatsız ediyor yakın zamanda Asus Teknik servisine göndermem gerekiyor.
Laptop Isınma Sorunu Giderme Yöntemleri Bilgisayarınızı yumuşak yerlerin üstüne koymamaya özen gösterim (her ne kadar dizüstü diye bilinse de diz üstünüzde, koltuk, yatak vb yerlerde kullanmamaya dikkat etin)
Mümkün olduğunca bilgisayarınızın hava çıkışları bölümlerinin önlerinde eşyalar bulunmasın, sıcak hava akışı ne kadar rahat olursa bilgisayarınız o kadar az ısınır.
Sehpa, masa gibi yerlerin üstünde kullanırken eğer altına bir şey koyarsanız (hava çıkışlarını kapatmayacak bir şekilde, kendinizde bir kaç parça tahta parçası yardımıyla 4 ayaklı bir şeyler yapabilirsiniz.) sıcak havanını toplanmasını engellemiş olursunuz.
Eğer çok ısınan bir bilgisayarınız varsa mutlak suratte bir soğutucu alın ve daimi olarak kullanın. (Hali hazırda satılan soğutucular bilgisayardan usb aracılığı ile güç aldığı için aşırı derece fayda beklemeyin, eğer elektronikten anlayan birisiyseniz kendi soğutucunuzu da yapabilirsiniz. Ama bilginiz yoksa hiç uğraşmayın başınıza dert alırsınız mazallah :) Donanımhaber'de bir arkadşın yapmış olduğu ve benim yapmışım olduğum el yapımı fanlar mevcut bir göz atabilirsiniz http://resim.donanimhaber.com/m_76624065/tm.htm )
Bu sıcak yaz günlerinde elinizden geldiği kadarıyla öğlen saatlerinde 11-15 arasında bilgisayarınızı kullanmamaya dikkat edin.
Eğer zorunlu olarak 7-8 saat veya daha fazla süreli bilgisayar kullanıyorsanız aralıklı olarak 20 dakika veya yarım saat kapatarak dinlendirin.
Yüksek grafikli veya özellikli oyunları oynamamaya dikkat edin veya kısa süreli olarak akşam saatlerinde oynamaya özen gösterin.
En önemlisi bir soğutucu kullanın. Fakat şunu da belirteyim, dizüstü soğutucuları genelde bilgisayardan usb bağlantısı aracılığı ile elektrik gücü alan soğutucular oluyor. Tabi bu da hem soğutucu performansını etkiliyor hem de bilgisayar performansını. Bu yüzden eğer varsa veya bulabilirseniz alacağınız soğutucu fişli yani direk elektrikten güç alan soğutuculardan olsun.
Notepad++ gerek kullanım kolaylığı bakımından gerek sunduğu avantajlar bakımından benim için daima en iyi kod editörleri arasında yer alacak. Notepad++ C++(+ işaretlerinin nereden geldiği belli sanırım) programlama dili ile geliştirilmiş ve GPL(Genaral Public Licence) ile açık kaynak kodlu olarak dağıtılan bir kod editörü (düzenleyicisi). Notepad++'ın Temel Özellikleri - Belirli bir programlama diline ait kod ve kod gruplarını renkledirir. Bu da bize nerede ne yaptığımızı belirleyerek bize avantaj sağlar.
- Aynı anda birden fazla sayfa/sekme açılabilir. Örneğin bir website şablonu hazırlarken notepad yazılımını birden fazla açmak yerine aynı açılmış pencere içerisinde birden fazla sekme açarak hem sistemsel olarak hem de bizim açımızdan kolaylık sağlıyor.
- Kodları ctrl ve mouse scroll aracılığı ile büyültüp küçültme. Bu da bize yaptığımız herhangi bir hatayı veya kodları daha net görebilme adına kolaylık sağlıyor.
- Birden fazla programlama diline ait kodlarla çalışabilme.
Aslında Notepad++ kod editörüne ait temel avantajlar sadece bunlarla sınırlı değil daha bir çok özelliği bulunmakta bunlardan bir diğeri de farklı tema seçeneklerinin olması. Ayrıca Notepad++'ın sunmuş olduğu eklenti (plugin) desteği bahsetmiş olduğum tüm temel özelliklerin çok daha önünde.
Uzun süredir Notepad++ kullanan birisi olarak benim çok işime yarayan soranlara da tavsiye ettiğim 3 faydalı eklentiyi de paylaşmak istiyorum. Notepad++ da eklentilere üst menüde yer alan Eklentiler kısmından ulaşılabiliyor. Yeni bir eklenti yükleme yeri ise yine aynı yerde bulunan Plugin Manager kısmından erişilebiliyor.
1 - Kod yazmayı hızlandıran ve kolaylaştıran Emmet Eklentisi Notepad++ Emmet eklentisi sayesinde yazılan kodlar anında tamamlanarak hızlı kod yazımını sağlıyor. Eklenti hakkında detaylı bilgi almak için emmet.io adresini ziyaret edebilirsiniz.
Emmet eklentisinin varsayılan kısayolu Ctrl+Alt+Enter fakat Notepad++'ın diğer kısayolları ile çakışma yaşanabildiği için çalışmayabiliyor. Kısayolu değiştirmek için Ayarlar menüsü altındaki Kısayol Düzenleyiciye tıklayıp daha sonra Plugin Commands sekmesinde ilk sırada yer alan Expand Abbreviation alanından değiştirebilirsiniz. Expand Abbreviation'un sağ tarafındaki kısayola tıklayarak istediğiniz kısayolu tanımlayabilirisniz.
Uyarı : Emmet kurulumunda veya sonrasında python script ile alakalı bir hata alırsanız sourceforge.net/projects/npppythonscript/files/ adresinden python script'in son sürümünü indirip Notepad++'ın kurulu olduğu dizine atmanız yeterli.
2 - Çalışma dizinini gösteren eklenti Explorer Notepad++ Explorer eklentisi çalışma dizinini, yani neredeki klasörde ve hangi dosyada çalışıldığını görmeyi sağlıyor. Ayrıca bu eklenti üzerinden yeni klasör veya dosya oluşturulabiliyor, silinip, düzenlenebiliyor. Tek eksiği klasörler arası dosya taşımanın olması, keserek taşıma yapma yerine kopyama işlemi yapıyor.
3 - Uzak sunucuya bağlanmayı sağlayan NppFTP Notepad++ NppFTP eklentisi eğer bir siteniz varsa o sitenize ait FTP sunucusuna bağlanarak site dosyalarınızın görüntülenmesini ve düzenlemeler yapmanıza olanak sağlıyor.
Bu eklentilere Eklentiler menüsü Plugin Manager penceresinden ulaşabilir ve kurabilirsiniz.
Bu yazı 25.10.2015 tarihinde güncellenmiştir.📅 ✍️ Post
Sürekli olarak Blogger Draft üzerinden yapılan yenilikleri takip etmeye çalışıyorum. Çoğu zamanda zaten yapılan geliştirmeler ilk olarak Blogger Draft üzerinde aktif oluyor. Yine bugün Blogger Draft (Blogger Şablon) adresine girdiğimde fark ettiğim yeni özellik biz blogger kullanıcıları için bulunmaz bir nimet oldu açıkçası. Şu an için sadece Blogger Draft adresinde aktif olan özellik seo açısından önemli bir unsur olan kalıcı bağlantılar.
Bilindiği gibi normalde yazı yayınlarken kalıcı bağlantının düzgün olabilmesi için başlıkta Türkçe karakter (sadece küçük ı) kullanmadan yayınlamak gerekiyordu ve daha sonra yazı başlığını tekrar düzenlemek gerekiyordu. Ayrıca diğer bir sıkıntı da kalıcı bağlantılar yazı başlığı uzun olduğu takdirde sadece başlığın bir kısmını olarak kısa bağlantı oluşturuyordu. Bu yüzden de az da olsa seo açısından etkisiz bir sonuç çıkarıyordu ve aynı zamanda biz blog yazarları için zaman kaybı oluşturuyordu.
Yukarıdaki resimde de görüldüğü gibi yapılan bu yeni kalıcı bağlantılar iyileştirmesi sayesinde artık yazılarımızı tekrar düzenlemeye çalışmadan, zaman kaybetmeden, kalıcı bağlantılarımızı düzenleyebilir ve yayınlayabiliyoruz. Aslında çok iyi bir geliştirme olmamasına rağmen yine de eskisine göre faydalı bir iyileştirme. Elle uğraşmadan otomatik başlık uzunluğuna göre ve Türkçe karakter destekli kalıcı bağlantı oluşması daha iyi olurdu aslında.
Örneğin oluşturduğum bu yazının normal kalıcı bağlantısı http://www.zaferzent.com/2012/06/blogger-yeni-kalc-baglantlar-ozelligi.html üst kısımdaki gibi oluşuyordu.
Gelen bu özellik sayesinde ben aşağıdaki şekilde düzenledim. https://www.zaferzent.com/2012/06/blogger-permalink-kalici-baglanti-ayarlari-nasil-yapilir.html
29.06.2021 Güncelleme
Eğer daha öncesinde yayınlanmış bir yazının bağlantısını(permalink veya kalıcı bağlantıları) düzenlemek istiyorsanız yazıyı önce resimde görüldüğü gibi taslağa döndürmek gerekiyor.
Bağlantısı değişen yazılar Blogger Ayarlar sayfasından yeni bağlantıya yönlendirme yapılarak ziyaretçilerin hata sayfası ile karşılaşması engellenebilir.
📅 ✍️ Post
Yeni bir blog yazısıyla merhaba. Aralıklarla blog yazanlara veya yeni bir blog açıp blog yazarlığına başlayacak olan arkadaşlara faydalı olması açısından blog ve blogculuk konusu hakkında yazılar yazacağımı daha önce ifade etmiştim. Aslında bu yazımda tam olarak ne yazacağımı da bilemedim ve bir saattir bu yazıyı yazmaya çalışıyorum ve sürekli bir konudan başka bir konuya atlayıp yazıp yazıp siliyorum. Tam olarak ne yazacağıma karar veremediğim için başlık da bulamadım ve yazı başlığını "Blog Yazma Karmaşası" yaptım.
Her gün çoğalan blog trafiğinde yanlış bilgi ve doğru bilgi çatışmadı da artmakta. Bunun temel sebebi bir yanda sadece bu işi sevdiği için yapan insanlar diğer bir yanda ise sadece para kazanma amaçlı bu işi yapanlar. Para kazanmak için blog yazan veya blog yazarlığı yapanlar daha fazla ziyaretçi çekmeye ve onlara faydalı olmak yerine onları sadece bir "nimet" olarak görmektedirler. Fakat konuya hakimiyeti olan insanlar ne güzel ki bunlara yanılıp, aldanmamakta. Fakat ne üzücü ki sanal ortama pek ayak uyduramayan, hakim olmayan insanlar ise bu tuzağa düşmekteler.
Eğer sırf para kazanmak için değilde insanlara faydalı bilgiler sunmak veya severek blog yazmak ya da blog yazmaya başlamak istiyorsanız zaten gün geçtikçe sevilen bir blog yazarı olur ve takip edilen bir bloga kavuşursunuz. Yok ben sadece para kazanmak insanları yanıltmak ve daha fazla ziyaretçi çekip reklamlardan daha fazla para kazanmak istiyorum derseniz aşağıdaki maddeler tam size göre :)
İnsanların Blogunuzdan Nefret Etmesi İçin Yapmanız Gerekenler : Yazı içerisine çok fazla reklam koyun ve yazınız görünmesin, sadece reklamlar görünsün. Tasarıma önem vermeyin, her şey bir yerde olsun aranılan bulunmasın. İmla kurallarına altüst edin Argo kelimeler kullanın. Farklı bir blogdaki bir konuyu olduğu gibi kopyala yapıştır yaparak paylaşın. Sırf google'da üst sıralarda çıkmak için dikkat çekici bir başlık oluşturun fakat yazı içeriği başlıkla alakasız olsun. Ziyaretçilirinizi önemsemeyin, onları sadece bir nimet olarak görün.
Bu maddelerin bazılarına bende dikkat etmiyor olabilirim bunun için kusura bakmayın :)
Bilindiği gibi blogger geliştiricieri bundan uzunca bir süre önce blogger için geliştirmiş oldukları yeni yorumlar (yanıtla) özelliğini duyurmuştu. Aslında tek bir tıkla (Widget şabloanlarını varsayılana döndür seçeneği ile) bu özellik aktif edilebiliyordu. Fakat ben de dahil birçok kişi bu özelliğin aktif edilmesi konusunda kararsız kaldık. Nedeni ise bu kısa yol ile yapılınca şablonda bulunan yazı vs. gibi kısımların kodlarında da değişikliğe uğratıyor olması ve bunun sonucunda temayı neredeyse en baştan düzenlemenin gerekiyor olmasıydı. Hiçbir eklenti sitesinde de bu konuyla ilgili kesin bir çözüm yoktu. Her bir sitede farklı kodlarla farklı işlemler yapılıyordu. Ben de gecenin geç saatlerinde bu sorunu çözmek için geniş bir araştırma yaparak bütün dökümanları bir arada toplayarak kendi blogumda bu sorunu çözdüm ve diğer blogger kullanıcılarına da yardımcı olmak amacıyla bir video çekerek bu yazıyı paylaşmak istedim.
Öncelikle yeni blogger arayüzünde kodları ekleyince sorun çıktığı için bu işlemi yapmak için eski blogger arayüzüne geçmeniz gerekiyor. Bu özelleştirmeyi yaparken kullandığım kodları alttaki adresten sırasıyla alıp kullanabilirsiniz.
Blogger Yorumlarında Yanıtla Özelliğini Aktif Etmek İçin Yapmanız Gerekenler : Adım 1 :
Uzun ve yorucu günler sonucunda her bir noktasında emek vererek ortaya çıkardığım ve şuan kullanmakta olduğum GZ Blogger Teması'nı satışa çıkarmaya karar verdim. Bu temayı uyumadığım geceler sonucu ve her gün üzerine bir şeyler katarak ortaya çıkardım. Herkesin de bildiği üzere blogger'da tema yapmak çok zahmetli ve zor bir iş. Şimdi bazı dengesizler çıkacak ve şunu burdan bunu burdan almışsın gibisinden atıflarda bulunacak çok iyi biliyorum. Ama benim bu temayı ne şartlarda ve ne kadar sürede ortaya çıkardığımı bilen biliyor gerisi de umrumda değil zaten. Aslında temayı satma fikri aklımdan bile geçmiyordu. Fakat birkaç kişinin yoğun isteği doğrultusunda ve benim ihtiyacım sebebiyle zorla da olsa satışa çıkarmaya karar verdim.
Tema Hakkında
GZ Blogger Teması'nı tamamen kendi zevklerim doğrultusunda tasarladım. Temayı başlangıçta basit bir photoshop çalışması olarak tasarlayıp css/html'e dökmüşüm. Fakat psd çalışmasını css/html'e dökerken tamamen döküm yapmadım ve herhangi bir grafik kullanmadım. Css/Html işlemini bitirdikten sonra ise blogger'a uyarladım. Bunun için de şimdi çıkıp bazı şahıslar css ve div kodları olduğu gibi duruyor vs diyecek. Kimseye bir şey açıklamak zorunda değilim fakat yine bilgilendirmek amaçlı söyleyeyim. Tasarımı olduğu gibi blogger'a uyarlayabilirdim hiçbir kodda vs değişiklik yapmadan. Ancak sidebar'a eklenti vs eklerken farklı sidebar div class veya idleri ve benzeri kodları kabul etmiyor. Bu yüzden de css kodları uygulanamıyor. Bu yüzden blogger'ın kendi şablon yapısından yola çıkarak blogger'a uyguladım. Bunun örneği olarak minimal temasını gösterebilirim. Minimal temasını paylaşırkan de belirttim. Farklı class ve id'ler kullandığım için eklenen eklentilerde css kodları uygulanmıyor ve daha sonra kodlardan elle değişiklik yapmak gerekiyor.
Tema Özellikleri
Bir blogger temasında aslında söyleyecek herhangi bir özellik belirtmek mümkün değil. Nedeni wordpress gibi açık kaynak kodlu ve hazır eklenti desteği mevcut olmamasından dolayı. Fakat ben yine de bazılarını belirteyim.
- Sosyal Medya Paylaşım Butonları (Hepsi sorunsuz şekilde çalışmaktadır. Ancak facebook paylaşımında yazının bir kısmının yani açıklamasının çıkması için Yayın oluşturma sayfasında yazı eklerken sağ tarafta bulunan Arama Açıklaması alanına yazının ilk paragrafını eklemelisiniz) - Cufon Desteği - Gelişmiş Yazı Bilgileri - Özelleştirilmiş Yorum Formu (Yorumlarda Cevapla Özelliği Vardır) - Benzer Yazılar Eklentisi - Göz Alıcı Son Yorumlar :) - Eklenen Son Yazı altına 468*60 reklam alanı (Tüm sayfalarda görünür) - Yorumlarda Smiley (İfade) Eklentisi - Sayfalama Eklentisi Özellikleri saymışken söyleyeyim kullandığım eklentilerin bir kısmı ya da birçoğu tamamen bana ait değildir. Ayrıca tema içerisinde logo da yoktur. Sonra bu konu hakkında da soru veya sorular gelmesin. Benim temadan alacağım ücret sadece verdiğim emektir.
Kullanım Koşulları (ÖNEMLİ)
Bu kısım temayı satın alacak olan arkadaşlar için büyük bir önem arz etmektedir. Blogger'da tema lisanslama olayı olmadığından dolayı birkaç birşey belirtmek istiyorum.
- Temayı satın alan kişi kendisine ait birden fazla blogunda temayı kullanabilir. - Ancak temayı satın alan kişi bir başkasına ücretli veya ücretsiz olarak veremez. - GZ Blogger temasını satın alan kişi temayı bir başkasına ücretli veya ücretsiz olarak verdiği takdirde hem kendisine hemde temayı verdiği kişi hakkında yasal işlem başlatılacaktır. Temada kullanılan gerekli resim ve js dosyaları tema ile teslim edilecektir.
Tema Görünümü
Ücret ve Ödeme Bilgileri
Tema Ücreti : 30 TL Tema + Kurulum: 40 TL Tema + Kurulum + 10 Günlük Destek : 50 TL Ödeme : İş Bankası, Paypal
Not : Temayı satın almak istediğinizde zfrznt@gmail.com e-posta adresiyle benimle iletişime geçebilirsiniz(bilgilerinizi doğru veriniz aksi takdirde cevap vermeyeceğim), gerekli banka bilgilerini e-posta adresinize göndereceğim ve ödemenizi yaptıktan sonra ödeme bildirim sayfasındaki formu doldurup gönderiniz. 📅 ✍️ Post
Sen bana bugün ilk defa aşık olmayı, aşkı, kendimi değiştirmeyi öğrettin. Belki de hayatıma girerek hayatımın en güzel anını yaşattın. Tanımadan önce bilmezdin belki ama artık çok iyi bilirsin. Ben aşkı içimden geldiği gibi kelimelere dökemem. Belki de ifade zorluğumun nedeni bir gün hepsini unuturum korkusu yüzünden.
Hani 2 yıl önce bugün bir parkta karşılaşmıştık seninle. Sen bana bakıp "merhaba" demiştin ve ardından o güzel ismini bağışlamıştın bana "memnun oldum" demiştin ve bende merhaba demiştim ben de "memnun oldum" demiştim. Tabi daha sonra...
Her zamanki olduğum gibi her "merhaba"dan sonra bugünde korkarak susmuştum. Sen değildin o korkarak suskunluğumun sebebi. Tek nedeni her geç kazandığım mutluluğun yine hükmen kaybetme ön yargısıydı. İlk defa bugün sana o kadar yaklaşana dek (seni daha önce de gördüğümden) çok emindim kendimden bu kez mutluluğu kazanacağımdan... Ta ki seni kazanana kadar. Seni kazandıktan sonra yine hep kaybetme korkusuyla yüz yüzeydim. Ve halen de kaybetme duygusuyla karşı karşıyayım. Bazen kendime "korkma sen onu kaybetmekten o seni kaybetmekten korksun" desem de hakim olamıyorum duygumun ve mantığımın karmaşasına. Ben hiç ağlamadım ya da hiç bu kadar hissetmedim ağlamayı ta ki "sen"le olana kadar. Sen olduktan sonra hemen hemen her gece ağlamaklı kaldım bazen oturduğum sandalyede bazen de hiç rahat vermeyen yatağımın bir köşesinde. Kaybetme korkusunu da hiç bu kadar hissetmedim yalnızlık şuurumda.
Dünya'ya ilk gözlerimi açmaya başladığımdan şuan ki yaşayışıma kadar hiç kimseden duymadığım güzel cümleleri duydum senden. Bazense hiç tatmadığım duyguları tattım. Ama hep bütün bunları yaşarken onları sanki yaşamıyormuş gibi hissetmeye çalıştım. Sen hiç yokmuşsun gibi olmaya çalıştım. Ne fayda ama yaşıyordum ama hissediyordum. Yapamadım hiç senin yokluğunu düşünmeye çalışmayı. Teşekkür ederim sana bana bunların yok olduğunu, senin yok olduğunu düşündürtmediğin ve yaşatmadığın için.
İyi ki bugün diğer geçmiş günler gibi yok olmayıp ta tarihte bir yer edindi benim için. İyi ki "sen" varmışsın, iyi ki varsın. Her seni yazmak istediğimde tıkanıp kalırdım öylece. Ama bak "bugün" yazıyorum... Çünkü bugün her şeyi çok daha iyi anlıyorum, seni çok daha iyi tanıyorum. Daha nice anlamalar daha nice tanımalar diliyorum...
Gelen hep seni soruyor "o" diyor "o" halen var mı diyor. Ben de küçük bir gülümsemeyle cevap veriyorum ve onlar hayatlarındaki en güzel cevabı alıyor. Çünkü o gülümsemeyi sadece "o" ve "sen" kelimesi bana yaşatıyor.
Bugüne bağlayan gece ilk defa öyle fırladım telefonumu elime alarak yatağımdan. Sonra açtım sen bana bunları yazmışsın ben uyurken...
"Hayatıma giriyorsun yarın, senden sonra yepyeni biri oluyorum. Benim dönüm noktam oluyorsun. Beni kendime getiriyorsun. Bana sevmeyi öğretiyorsun. Bütün güzellikleri düşünmeyi, güveni, gururu, öğretiyorsun bana."
"Seni sanki yeni görüyorum, yeni tanışıyormuşuz gibi. İçimde bir heyecan var o an ki duygular hala benimle bak kalbimde aynı şekilde atıyor. Bir de rüzgâr eserse tam olacak. Tanıştığımız gün hava çook sıcaktı. Ama sen yanıma geldiğinde rüzgâr esmeye başlamıştı hafif hafif. Sıcak rüzgâr uzun saçlarını dalgalandırıyordu. Koyu mavi bir tişört giymiştin mavi de bir pantolonun vardı çok tatlıydın yine bugün olduğun gibi"
Ben de bu yazdıklarını okuyunca yine suskunluğa kapıldım. Bu suskunluğum başkaydı bu defa. Mutluluğun kaybetmeme korkusunu yenişimin suskunluğuydu. O an tüylerim diken diken oldu ne söyleyeceğimi ne cevap vereceğimi bilemedim. İlk defa duygum ve mantığım ortak oldu. İlk defa mutluluğu gerçekten kazandığımı anladım. İlk defa bu kadar çok inandım kendime ve kendine...
İyi ki bugünü yaşadım, yaşamışım ve halen yaşıyorum. İyi ki benimsin benimlesin. Daha o kadar çok yazacak şeyim var ki ama bu mutluluğun yüzünden kelimelere dökmekte zorluk çekiyorum. Varsın onlarda benimle kalsın mutluluk bizimle ya o da yeter. Teşekkür ederim bugüne, sana ve bugüne vesile olan her şeye...
Uzun bir aradan sonra bir blogger yazısı ile yeniden merhaba. Malum yeni bir işe girdim ve 10 gündür iş dolayısıyla blogumu yine sizlerle baş başa bıraktım :) Her ne kadar yorgun ve bitkin olsam da blogger kullanıcıları adına yeni bir özellik, güzellik buldum. Belki önceden beri var olabilir fakat konu hakkında yeterli bilginin olmayışı ve benim yeni keşfetmemden ötürü bu konu hakkında bir şeyler paylaşayım istedim. Sözü fazla uzatmadan konumuza gelecek olursak birçok blog ve diğer site sahiplerinin bildiği alt alan adı veya subdomaindiye nitelendirdiğimiz bir sistem bulunmakta. Bu sistemin amacı varolan bir alan adımıza alt alan adı açarak birden fazla siteye sahip olmamıza olanak sağlıyor. Örneğin siteadi.com alan adı altında blog.siteadi.com ve benzeri alt alan adları açabiliyoruz. Normalde alanadı + host sahibi olanlar bunu kolay bir şekilde gerçekleştirebiliyor. Fakat blogger'da biraz daha farklı. Bu arada hatırlatayım ben isimtescil üzerinden anlatacağım ve bu alt alan adı açma şeklinde oluşturduğunuz alt alan adına da yine bir blogger alt yapılı bir blog oluşturup onu yönlendireceğiz. Diğer sistemlerde de buna benzer ayarlamalar yapıp alt alan adı açıp kullanabilirsiniz. Yani açacağımız alt alan adını sadece blogger alt yapılı bir blog açıp onu yönlendirmek için kullanacağız, farklı bir şekilde kullanamayacağız.
1. Adım
Bu adımda isimtescile geçmeden önce blogger açacağımız alt alan adına yönlendirmek için kullanacağımız bir ornek.blogspot.com gibisinden bir blog açıyoruz.
2. Adım
Bu adımda ise Kumanda Paneli > Ayarlar > Temel sayfasından alttaki gibi alan adı ayarlarımızı yapıyoruz.
3. Adım
Son adımda ise hesabımızla isimtescil'e girip kullanacağımız domain'i seçip Gelişmiş DNS'ye gireceğiz. Bu kısımda da alt resimde olduğu gibi gerekli ayarları yapıp kaydedeceğiz. Alan adının aktifleşmesi blogger sunuculaının yoğunluğuna göre değişebilir.
15 Ekim 2015 18:30 Güncellemesi
Subdomain ihtiyacı doğduğundan bu yazıyı da görünce güncelleme kararı aldım yazı halen kısmen geçerliliğini koruyor fakat bir kaç değişiklik ve farklılık olduğunu belirtmem gerekiyor.
- Birincisi "2.ADIM"da görülen resim de zaferzent.com'u blog.zaferzent.com konumuna yönlendir'i işaretlemeyiniz. Aksi halde ana blog yani ana domain olan www.zaferzent.com a www'siz girmek istediğinizde hata alırsınız veya sonradan oluşturduğunuz subdomaine yönlenirsiniz. Özetle 2.Adım şöyle olacak :
- İkincisi ise domain hizmet sağlayıcısında yaptığımız ayarlarda bir takım değişiklik yapmak gerekiyor. Normalde bir www'li bir de www'siz iki farklı ghs.google.com değerine sahip cname oluşturuyorduk(en azından ben öyle yapıyordum) bugün anladım ki eğer subdomaine ihtiyaç duyduysak www'siz cname oluşturmamalıymışız. Özetle domain dns ayarları tam olarak aşağıdaki gibi olacak :
10 Nisan 2022 Güncellemesi
Alan adımı yakın bir zamanda Google Domains'e taşıdım ve taşıma sonrası subdomain(alt alan adı) çalışmadığını farkettim. Subdomain'e ait CNAME silindiği için böyle bir sorun meydana gelmiş tekrar tekrar CNAME kaydı oluşturmama rağmen subdomain'i çalıştıramadım. Biraz araştırma yaparak subdomain için yeni CNAME kaydını aşağıdaki resimde olduğu gibi ayarladım. Bir kaç saat beklememe rağmen yönlendirme gerçekleşmedi fakat ertesi gün sabahına subdomainin çalıştığını farkettim. Anladığım kadarıyla blogger özel alan adı yönlendirme ve bu tip subdomain işlemlerinde eskisi gibi işlem çok çabuk tamamlanmıyor ya da Domain hizmeti sağlayan servis ile alakalı bir durum da olabilir. Özetle sadece yeni bir CNAME kaydı oluşturdum (en.zaferzent.com CNAME 1 saat ghs.googlehosted.com) ve Blogger > Ayarlar > Yayıncılık kısmından oluşturduğum subdomain yönlendirmesini yaptım. 📅 ✍️ Post
Ara sınavlar ve diğer işler sebebiyle yaklaşık bir aydır blogumla pek ilgilenemez olmuştum. Sınavların bitmesiyle ve diğer işlerin de halledilmesiyle artık bloguma biraz daha fazla ilgilenmem gerektiğini düşündüm. Bu geçen yorucu zaman diliminden sonra blogumda bazı iyileştirmeler ve yenilikler yapmaya çalıştım.Aslında sınavlar ve işlerden önce blogumun ikinci yılını bitirmesi sebebiyle 2 Yılın Ardındanbaşlıklı bir yazı yazmıştım. Yazmış olduğum bu yazıda şuana kadar her ne kadar yerine getiremesemde bazı vaatlerde bulunmuştum. Bu vaatlerin başlıcaları bloguma yeni bir tema hazırlamam ve blogumda bir çekiliş düzenlemekti. Tema ve çekiliş vaatlerini yerine getirememin birkaç sebebi var aslında. Tema konusuna gelirsek ücretsiz olup ve hoşuma giden iki adet worpdress temasını blogger'a entegre etmiştim. Birisi çok rağbet gören ve daha sonra kullanmaktan vazgeçtiğim Minimal temasıydı. Diğeri ise yine güzel bir wordpress temasıydı. O tema da her ne kadar güzel olsa da daha sonra içime sinmediği için kullanmaktan vazgeçtim ve birkaç gün sonra blogumda paylaşacağım. Çekiliş meselesinin gerçkeleşememesi ise maddi sıkıntılar ve bu konuda yardımcı olabilecek sponsor bulamadığımdan kaynaklı.
Neyse efendim bende bunları bir kenera bırakarak kendi olşturmuş olduğum ve halihazırda kullanmakta olduğum temanın üzerinde biraz değişiklik ve yenilik yaparak daha güzel hale getirmeye çalıştım. Aslında bu değişiklikleri zaman zaman yaptım ve fark edenler mutlaka olmuştur.
Logo Her ne kadar logo tasarımından pek anlamayan birisi olsamda elimden geldiğince eskisinden daha güzel fakat benzer bir logo yapmaya çalıştım.
Menü Eski menüyü tamamen kaldırarak daha atraksiyonlu ve eğlenceli bir menü yaptım.
Yazı Bilgileri Eski yazı bilgileri biraz kaba olduğu için ve yazıyı kırptığım zaman sorun çıkardığından ötürü tamamen kaldırdım ve yerine bugün yeni bir yazı bilgileri kısmı oluşturdum.
Son Yorumlar Sağ sidebar'da bulunan son yorumlar da görünüm açısından hoşuma gitmediği için geçenlerde bulmuş olduğum bir blogger widget sitesi yardımıyla yeni bir son yorumlar eklentisi oluşturdum. Siteyi söylemek isterdim fakat tarayıcı sorun çıkardığı için kaldırıp tekrar kurduğumdan dolayı yer imleri de silinmişti ve siteyi hatırlayamadığım için kusura bakmayın.
Benzer Yazılar Ziyaretçilerimin ve takipçilerimin blogumu hemen terkedip gitmemesi ve okudukları yazıya benzer diğer yazıla da göz atmaları için benzer yazılar eklentisi oluşturdum.
İfade (Smiley) Eklentisi Blogumu biraz daha eğlenceli hale getirmek amacıyla dataservis aracılığı ile yorumlara ifade (smiley) eklentisi oluşturdum.
Diğer Diğer aklıma gelen yaptığım değişiklikler ise blog ismini, açıklamasını ve küçük seo geliştirmeleri oldu.
Gözünüze hoş gelmeyen veya olmasını istediğiniz bir takım şeyler var ise bunları bana bildirirseniz minnettar olurum. Daha nice yeniliklerde görüşmek üzere :)
Hüseyin Emanet'in tasarlamış olduğu ve Tayfun Erbilen'in html/css'e döktüğü minimal tasarımını/temasını bundan yaklaşık 1 ay önce ben de blogger'a entegre etmiştim. Aslında bu tasarımı kendi blogumda kullanmak için blogger'a uyarlamıştım, paylaşmak aklımdan geçmiyordu. Fakat baktım ki bu tasarımı kullanan çok fazla blog var, bende kullanmaktan vazgeçip paylaşmaya karar verdim. Bu benim ilk html/css tasarımını blogger'a entegre edişim. Tasarımı birebir entegre etmeye çalıştım ve öyle gibi de görünüyor. Logo Hakkında Logo'daki font ücretlidir ve ben de bulunmadığından dolayı logoyu bir arkadaşa yaptırmıştım. Logo ile ilgili lütfen isteklerde bulunmayın.
Sidebar Hakkında Sidebar ile ilgili sorun yaşayabilirsiniz. Sorunun sebebin blogger sidebar'daki ilgili css class ve id'lerini otomatik olarak kendi sistemine göre uyarlamasıdır. Fakat sidebara herhangi bir widget ekledikten sonra aşağıdaki kodlara göre düzenleme yaparsanız sorun düzelecektir. Aşağıdaki kodlar örnek olarak gösterilmiştir. Blogunuza eklediğiniz widgetler'in kodları farklı olabilir. data:title sidebar widget başlığıdır, data:content sidebar widget içeriğidir. Aradaki cizgi class'ı da başlığın altında bulunan çizgi içindir.
Temadaki görsel ve diğer materyallar temayı entegre ettikten sonra bilgisayardan silmiştim. Sonra da dosyaların tekrar bilgisayara alma gereği duymadım. Bu yüzden temayı sadece xml olarak paylaşıyorum ve görsel ve diğer materyalleri tema dosyası içerisindeki adreslerden indirip kendi hostunuz varsa ona atıp kullanabilirsiniz. Eğer istemezseniz dosyalar ilgili adreslerden silinmediği sürece bu şekilde de kullanabilirsiniz.
Slider'ı rss'den çekerek otomatik yapacaktım fakat sonra öylece kaldı yapmadım. Bu yüzden slider'a kodlardan resim ve yazı girebilirsiniz isterseniz kaldırabilirsiniz.
Bitirirken Tema ile ilgili anlatacaklarım bu kadar. Eğer herhangi bir sorunla karşılaşırsanız yorum olarak belirtin, elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım. Lütfen sorunlar için özel iletişim kurmayınız. Son olarak sağ altta bulunan üç adet linki kaldırmayınız, emeğe saygı gösteriniz. Blogger Minimal Teması İndir📅 ✍️ Post
Resmi olarak daha doğrusu doğru düzgün blog yazmaya 2010 Mart ayında blogger sayesinde zaferzent.blogspot.com adresini açarak başlamıştım. Benim blog, blogculuk serüvenine katılışım daha öncelere dayalı aslında. 2007-2010 yılları arasında Wordpress ile de geçmişimiz oldu. Fakat o zamanlar pek fazla istikrar yakalayamadığım için açtığım bloglar ve yazdığım yazılar çöl fırtınası sebebiyle uçup gitti :)
Neyse daha sonra geçen yılın ilk çeyreğinde zaferzent.com alan adını alarak blogger'dan açmış olduğum blogumu bu adresime taşıdım. Mart ayının 25'inde bu blog serüvenim iki yılını tamamlamış olup üçüncü yılına ayak basmış oldu. Bu geçen iki yıllık süreçte bazen yaşadıklarımdan bazen öğrendiklerimden bazen ise farklı konulardan blogumu takip eden veya ziyaret edenlere güzel şeyler vermek ve faydalı olması maksadıyla kendimce bir şeyler yazmaya, paylaşmaya çalıştım.
İki yıllık süreç sonunda blogumda 213 yazı paylaşmışım ve bu yazılarıma değerli ziyaretçilerim ve takipçilerim 292 yorum yapmışlar. Yani aylık ortalama 7-8 yazı paylaşmışım ve bu yazılara aylık ortalama 12-13 yorum yapılmış. Buraya kadar gelmemin ve blog-blogculuk konusunda kendimi geliştirmemin baş mimarları ziyaretçilerim ve takipçilerim oldular aslında. Onların güzel görüşleriyle ve eleştirileriyle ben her geçen gün kendimi daha çok geliştirmeye çalıştım.
Diğer istatistik konusuna gelirsek Google Analytics verilerine göre blogum bu ayın son yarısında yani son 14 günlük süreç sonucunda 895 tekil ziyaretçi sayısına 1100 genel ziyaret sayısına, 3541 sayfa görüntüleme sayısına ulaşmış. Kısacası blogumun günlük ortalama 63 tekil ziyaretçi, 78 ziyaret sayısı, 253 sayfa görüntülenme istatistiğine sahip. Çok büyük bir istatistik söz konusu değil aslında. Zaten benim için de rakamlar ve sayılarda önemli değil sadece bilgilendirmek açısından paylaşıyorum. Benim öncelikli amacım takipçilerime faydalı ve güzel şeyler sunmak. İkincil amacım ise blog-blogculuk konularında kendimi geliştirmek ve bloglar aracılığı ile diğer alanlarda da yeterli düzeyde bilgi sahibi olmaya çalışmak.
Sonuç olarak blog yazmayı ve insanlara faydalı olmayı ömrüm yettiği kadar, zaman bulabildiğim kadar, sıkılmadığım sürece devam ettirmek istiyorum. Ve yaşayan en uzun süre blog yazmış en yaşlı blog yazarı olmak istiyorum. Büyük bir hayal gibi görünebilir. Ancak bazı şeylerin gerçekleşebilmesi için öncelikle onlar için kafamızda bir hayal kurmamız gerekir ;)
İlerleyen günlerde şuan kullanmış olduğum ve üzerinde çok emek sarf ettiğim temayı maddi sebeplerden ötürü satacağım ve blogger'a entegre ettiğim bir tasarımı kullanmaya başlayacağım. Ayrıca maddi sıkıntıyı atlatabilirsem ve bu konuda sponsor bulabilirsem blogumda bir de çekiliş yapmayı düşünüyorum. Eğer bu yazıyı okuyupta çekiliş için sponsor olmak isteyenler olursa iletişim sayfasından bana ulaşabilir :) (Biraz emrivaki gibi oldu ama kusura bakmayın).
Halen Anadolu Üniversitesi İşletme bölümünde okumakta olduğum için 7-8 Nisan'da ara sınavlarım var. Bu sebepten dolayı tema ve çekiliş olayını 10 Nisan'dan sonra gerçekleştirmeye çalışacağım. Sadece ziyaret edip gidenler veya blogumun sıkı takipçisi olanlar hepinize çok teşekkür ediyorum iyi ki varsınız ki bende blog yazmaya ve insanlara yararlı bilgiler vermeye devam ediyorum ve edeceğim.
Blogger geliştiricileri her geçen gün yeniliklerine aralıksız bir şekilde devam ediyor. Blogger geliştiricilerinin en son yaptığı geliştirme blogger'ın yeni tema sistemi olan dinamik görünümler için Sidebar özelliğiydi. Bu özellikle ilgili paylaşmış olduğum yazıya buradan ulaşabilirsiniz. Bu geliştirmeden sonra ise blogger geliştiricileri bu zamana kadar yapılan tüm geliştirmelerin önüne geçecek cinsten bir özellik ortaya çıkarmışlar. Bu gelişme ise seo ayarlarını daha detaylı yapmaya olanak sağlayan blogger yeni seo ayarları.
Sürekli olarak blogger geliştiricilerinin yapmış olduğu yenilikleri buzz.blogger.com adresinden takip eden birisi olarak dün gece saatlerinde Arama Tercihlerinizi Özelleştirin başlığı altında bulunan şu yazıyı görmüştüm. Fakat bu konuda yararlı bir yazı yazabilecek durumda olamadığım için bugüne ertelemek zorunda kaldım. Bu geliştirmeyle ilgili bazı ayarların bulunduğu kısım Blogger Kumanda Paneli > Ayarlar > Arama Tercihleri sayfasında bulunmakta. Diğer birkaç özellikte yazı yayınlama sayfasında bulunmakta. Merak etmeyin hepsini şimdi teker teker detaylı bir şekilde anlatacağım :) İlk olarak Arama tercihleri sayfasından başlayalım. Alttaki resimden de anlaşılacağı gibi bu sayfada Meta Açıklama Ayarı, Hatalar ve Yönlendirmeler Ayarları, Gezginler ve Dizin Oluşturma Ayarları bulunmakta.
1 - Meta Etiketler
Bu kısım normalde aşağıdaki kod yardımı ile yaptığımız blog açıklaması ayarını pratik bir şekilde yapmamıza olanak sağlıyor. Fakat diğer keywords(ana kelime) gibi ayarlar eklenmemiş. Bu tip ayarlarda eklense güzel olurdu aslında. Belki bu konuyla ilgili blogger geliştiricileri ilerleyen günlerde bizlere sürpriz yapabilir :) Bu arada alltaki resimdeki kod yanıltmasın kod kullanmadan direk blog açıklamasını gireceksiniz.
2 - Hatalar ve Yönlendirmeler
a) Sayfa Bulunamadı Sayfası İçin Özel İçerik Bu kısımda ise blogunuzda bulunmayan sayfalar için özel bir 404 hata sayfası oluşturma alanı mevcut. Daha önce bloggger'ın kendi oluşturmuş olduğu sabit bir hata sayfası vardı. Ama artık bu sayfayı 10 bin karaktere kadar istediğiniz bir şekilde özelleştirebilirsiniz.
b) Özel Yönlendirmeler blogunuzda bulunmayan, silmiş olduğunuz veya ziyaretçilerinize göstermek istemediğiniz sayfaları blogunuzun başka bir sayfasına yönlendirmenize olanak sağlıyor.
3 - Gezginler ve Dizin Oluşturma
a) Özel robots.txt Bu ayar arama motorlarının örümceklerinin(robotlarının) blogunuzun hangi sayfalarının arama motorlarında indexlenmesini veya hangi sayfalarınızın arama motorlarında indexlenmeyeceğini ayarlamanızı sağlıyor. Bu ayar eskiden aşağıdaki şekildeydi ve özelleştirmemiz olanaksızdı. Ayrıca yazılarımıza eklediğimiz etiketler arama motorlarında indexlenmiyordu.
Eğer robots.txt dosyası hakkında bilginiz varsa kendinize göre özelleştirebilirsiniz. Fakat bu konuda herhangi bir bilginiz yoksa bu alana yukarıdaki kodu kopyalayıp yapıştırınız ve sitemap kısmındaki adresi blogunuzun adresiyle değiştirip etiketleri arama motorlarında indexletmek içinde Disallow: /search kısmını siliniz. Ek olarak ayarın üst kısmındaki uyarıyı dikkate alınız.
b) Özel Robot Başlık Etiketleri Bu ayarlarda dikkat edilmesi gereken en önemli nokta bu kısım. Bu kısımda arama motorları botlarının blogunuzu takip edip etmemesini(indexlemek için), blogunuzdaki neleri arama motorlarında indexlenip nelerin indexlenmeyeceğinin ayarlandığı kısım. Bu kısım ile ilgili bende ileri düzey bir bilgiye sahip değilim, eğer bu konuda sizin de bilginiz yoksa en iyisi bu kısıma hiç dokunmayınız.
Arama Tercihleri kısmındaki ayarlar işimiz bu kadar. Şimdi yazı yayınlama alanındaki yapılan özelleştirmelere geçelim.
1 - Arama Açıklaması Arama açıklaması yayınladığımız herhangi bir yazıyla doğru orantılı olarak arama motorlarında yazdığımız yazının bulunabilmesi için bir açıklama yazmamız için geliştirilmiş. Örneğin "Blogger Arama Motoru Optimizasyonu" başlıklı bir yazı hazırladık, buna uygun veya benzer bir açıklama girerek bu hazırlamış olduğumuz yazının arama motorlarında kolaylıkla bulunabilmesini sağlıyor.
2 - Yazıda Kullanılan Resim Ayarları Blogger'ın en sevdeğim ve diğer sistemlere göre daha elverişli olan bir özelliği resimlerin google'da çabuk indexlenmesi ve ziyaretçi trafiğini arttırması. Bilindiği üzere yazılarımızda kullandığımız Alt ve Title ayarlarını da kodlardan yapıyorduk. Fakat gelen bu yeni özellik sayesinde artık bu ayarı daha kolay bir şekilde yapabiliyoruz. Alttaki birince resimde görüldüğü gibi eklediğimiz resme tıkladığımızda Properties diye yeni bir şey görüyoruz. Properties'e tıklayınca ikinci resimdeki bir görüntü bizi karşılıyor ve burdan resmimize Alt ve Title yani resim açıklaması ve resim başlığı ekleyerek arama sonuçlarında etkili sonuçlar almamızı sağlıyoruz. İsterseniz Alt ve Title ayarlarına yazınız ile ilgili aynı açıklama ve başlıklar girebilir veya farklı açıklama ve başlıklar da kullanabilirsiniz. 2 - Yazıda Kullanılan Bağlantı (Link) Ayarları Son özelliğimiz ise yazılarımıza eklediğimiz bağlantıların basit ayarlarını yapıyoruz. Örneğin yazımıza başka bir siteyle ilgili bir bağlantı verdik, verdiğimiz bu bağlantıya tıklayarak Değiştir'e tıklıyoruz. Açılan pencereden verdiğimiz bu bağlantıyı onaylamadığımızı yani bu bağlantıya referans olmadığımızı belirtmek istiyorsak bunun için Add rel="nofollow" onayını işartliyoruz. Bağlantının yeni bir pencerede açılmasını istiyorsak da Bu bağlantıyı Yeni Pencerede Aç tikini işaretliyoruz.
Bu yazıyı 2 saat gibi uzun bir sürede hazırladım hata veya eksiklikler için kusura bakmayın umarım siz blogger kullanıcılarına faydalı olur. Kopyala+Yapıştır yapanlardan ricam verdiğim bu emeğe karşılık en azından bir bağlantı vermeniz ama mümkünse nofollow olmasın :)
📅 ✍️ Post
Son aylarda izlediğim bir Amerikan yapımı dizi The Walking Dead (Yürüyen Ölüler). Dizinin konusu bir zombi kıyameti sonrasında yaşananları anlatıyor. Dizinin baş rol oyuncularından Rick Grimes (Anrew Lincoln) bir polis şefi. Rick bir gün silahlı bir çatışma sonucunda ağır yaralanıp hastanede komada yatıyor ve birgün komadan uyandığında hastanenin ve yaşadığı kasabanın tamamen harap olduğunu, terk edildiğini ve dünyasının artık eskisi gibi olmayacağını görüyor. Rick yaşadığı onca zorlukların sonunda yaşayan bir grup insan bularak ailesini yani karısını ve oğlunu bulmaya çalışıyor. Bu uzun ve zorlu yolun sonunda ailesini bulan Rick az da olsa huzura kavuştuğunu zannederken zombilere karşı olan mücadelesi halen devam ediyor. Dizinin konusundan da anlaşılacağı üzere korku ve dram üzerine kurulmuş bir dizi. Normalde bu tip dizileri seven ve izleyen birisi değilim. Fakat birkaç yerde denk gelmişti ve izlemeye başlamıştım. Tabi izlemeye başlayınca artık bırakamaz hale geldim. Dizinin şuan ikinci sezonu yayınlanmakta. Ben birinci sezonu geç fark ettiğim için sonradan izledim ve şuan ikinci sezonu izlemeye devam ediyorum. Birinci sezon 31 ekim 2010 tarihi ile 5 Aralık 2010 tarihi arasında 6 bölüm olarak yayınlanmış. İkinci sezon ise 16 Ekim 2012 tarihinde başlamış olup halen devam etmekte. Bu sezon şuana kadar 12 bölüm yayınlandı ve sezon finali olan 13.bölüm 18 Mart Pazar günü yayınlanacak. Dizinin daha fazla ayrıntısına girmek isterdim fakat izleyenler zaten bütün olayları biliyordur, izlemeyenler için de sürpriz olsun izlesinler diye detaya girmiyorum :) Bu arada dizi Türkiye'de FX kanalında Dijitürk'te 113.kanalda D-Smart da ise 15.kanalda her Pazar saat 22.00'da altyazı olarak yayınlanıyor.
Dizinin Baş Rol Oyuncuları Rick Grimes (Andrew Lincoln) Lori Grimes (Sarah Wayne Callies) Carl Grimes (Chandler Riggs) Shane (John Bernthal) Glenn (Steven Yeun) Dale (Jeffrey DeMunn) Andrea (Laurie Holden) Daryl (Norman Reedus) T-Dog (Irone Singleton)
Blog ve blogculuk ile ilgili yazılar yazmaya Blog Nedir yazımla başlamıştım. Bundan önceki blog ve blogculuk ile ilgili yazımda blog'un anlamının ne olduğunu ve blogun ne amaçla kullanıldığını az ve öz olarak anlatmaya çalışmıştım. Bu yazımda ise blog yazmaya yeni başlayacaklar için blog ve blog açma ile ilgili bazı temel bilgiler anlatacağım.
Blog Açmaya Başlamadan Önce : Blog açmaya başlamadan önce nasıl bir blog açmayı ve hangi konu veya konularda yazılar yazacağınıza dair kafanızda bir taslak oluşturun. Daha sonra bu kafanızda oluşturmuş olduğunuz taslağı bir kağıda dökerek adım adım uygulamaya başlayın. Alt kısımda oluşturmuş olduğum örnek adımları da izleyebilirsiniz. Bu adımları uygulamasanız da olur. Fakat iyi bir blog oluşturma ve iyi bir blog yazarı olmak için herşeyinizi planlı ve programlı bir şekilde yapmalısınız. Planlı ve programlı olduğunuz takdirde iyi bir blog sahibi ve iyi bir blog yazarı olabilirsiniz.
Adımlar : 1 - Konu Seçimi 2 - Blog İsmi - Başlığı Belirleme 3 - Blog Açma (Domain, Hosting, Ücretsiz Popüler Blog Servisleri) 4 - Blog Görünümü (Tasarım - Tema) Seçimi 5 - İlk Yazı
Konu Seçimi Blog açmadan önce hangi konu ve konular altında yazılar yazacağınızı belirleyin. Hobileriniz, kişisel veya güncel konular hakkında düşünceleriniz, bilgi ve deneyim sahibi olduğunuz bilgisayar veya diğer konular ile ilgili veya bunların dışında kendinize en uygun olan bir konuyu seçiniz.
Blog İsmi - Başlığı Belirleme Konunuzu belirledikten sonra blog açmadan önce öncelikle bir blog ismi bulmalısınız. İlk bakışta zor gelebilir. Fakat biraz düşündükten sonra güzel fikirler ortaya çıkarabilirsiniz. Örneğin kendi isminiz ve soyisminiz olabilir veya hoşunuza giden bir kaç kelime ya da kelimelerden farklı şeyler üreterek bulabilirsiniz. İsminiz dışında bir isim düşünüyorsanuz ve bilgi sahibi olduğunuz bir konuda yazılar yazacaksanız eğer bulduğunuz isim de o konuyla alakalı olmasında fayda var. Örneğin "Mehmet'in Web Dünyası" gibi.
Blog Açma (Domain, Hosting, Ücretsiz Popüler Blog Servisleri) Konu ve blog ismi belirledikten sonra artık blog açabilirsiniz. Eğer ücretli yani siteismi.com gibi bir blog açmayı düşünüyorsanız alanadı(domain) ve bu alanadınızda dosya barındırmak için ayrıca host almalısınız.
Alanadı(Domain) : Website adresinin ismidir. Örneğin orneksite.com gibi. Uzantılar farklı olabilir (net, org vs gibi). Fiyat aralığı domain ve host şirketlerine ayrıca domain uzantılara göre değişmektedir. Tahmini 15-25 TL arasındadır.
Hosting : Hosting kelime anlamı olarak "barındırma" demektir. Yani sitenizde bulunan materyallerin depolanacağı yerdir. Sitenizin kurulum dosyaları, resim, video, flash veya diğer dosyalardır. Bunun fiyatı da barındırma hizmetinin boyutuna göre değişmektedir. Bunu da 25 ile 50 TL arasında kendinize yetecek kadar alabilirsiniz.
Ücretsiz, Kullanımı Kolay, Popüler Blog Servisleri Eğer bu konularda yeterli bilgi sahibi değilseniz benim görüşüm ücretsiz blog servislerini kullanmanız. Blogger.com, WordPress.com gibi ücretsiz blog sağlayıcılarına kayıt olup kendi blogunuzu kolayca açabilirsiniz. Blogger.com'dan blogismi.blogspot.com, Wordpress'ten ise blogismi.wordpress.com şeklinde blog isminizi alabilirsiniz.
Blog Görünümü (Tasarım - Tema) Evet konu ve blog açma işlemlerini başarıyla gerçekleştirdiyseniz blogun temel taşlarından birisi olan blog görünümü belirleme ve seçme işlemine geldiniz. Google aracılığı ile kullandığınız blog servisine göre hoşunuza giden bir temayı bulup blogunuza yükleyebilirsiniz. Örneğin Blogger ile bir blog açtıysanız Google'da "blogger temaları, blogger templates", Wordpress alt yapılı bir blog açtıysanız eğer Google'da "wordpress temaları, wordpress themes" kelimelerini kullanarak arama yapıp size uygun görünümü(temayı) bulabilirsiniz. Blogunuz blogger alt yapılı ise css, html ve xml Wordpress alt yapılı ise bu kodlama dillerine ek olarak php'de de kendinizi geliştirerek kendi temanızı düzenleyip, oluşturabilirsiniz.
İlk Yazı Bu işlemleri gerçekleştirdikten sonra artık blog yazmaya daha doğrusu ilk yazınızı yazmaya başlayabilirsiniz. İlk yazınızda hangi konular ile ilgili yazılar yazacağınızı ve neden blog yazacağınıza dair bir yazı yazabilirsiniz. İyi bloglamlar.
Merhabalar geçen yılın başlarında yapmış olduğum YBB adlı tema'yı paylaşmaya karar verdim. Aslında temanın halen varolduğundan bile haberim yoktu. Çünkü bilgisayara her format atışımda blogger ile ilgili arşivlerim hep giderdi. Fakat bugün arşivimi açıp baktığımda ilk göz ağrım, yorgun ve bitkin saatlerin sonunda ortaya çıkardığım YBB adlı temamın durduğunu farkettim. Ben de öylece boşboş duracağına paylaşayım blogger kullanıcıları tema görsün istedim :) Temayı kullanırken aslında bırakın temayı paylaşmayı ücretli bile satmayı düşünmemiştim. Ama gelin görün ki temayı yapmamdan kısa bir süre sonra birkaç blogda temamın tam olmasa da bir kısmının kopyalandığını görmüştüm. Size göre belki tema öyle çok ahım şahım süper bir tema değil. Fakat ilk yaptığım temaların içerisinde en çok sevdiğim ve en çok emek verdiğim temalardan birisi o yüzden benim için anlamı çok büyük.
Tema ile ilgili anlatılacak fazla birşey yok aslında. İndireceğiniz dosya içerisinde temada kullanmış olduğum ikonlar, 1 adet logo psd, 1 adet devamı oku psd'si mevcut. Tema ile iligili istek ve düşüncelerinizi konu altında yorum olarak belirtiniz başka türlü isteklere yanıt vermeyeceğim. Temayı paylaşırken aklıma fazla birşey gelmedi onun için tema ile ilgili istekler ve düzenlemeler konusunda ayrı bir konu açıp paylaşabilirim. İyi günlerde kullanın :)
3 yıl Turkcell 2 yıl da Vodafone kullanmamın ardından Avea'ya geçiş yaptım ve bir haftadır kullanıyorum. Geçiş işlemi de ne uzunmuş arkadaş tam 5 gün sürdü. Fakat 5 gün boyunca numarayı kullanabiliyormuşuz o yönden iyiydi. Turkcell ilk göz ağrımdı ilk kullanmaya başladığım zamanlar çok iyiydi. Fakat zamanla ipneleşmeye başladı. Vodafone'a geçmeden önceki son zamanlarda dakika başı normalinden 2-3 katı kontör yemeye başlamıştı.
Ben telefonla çok fazla iletişim kuran birisi de değildim aylık konuşmuşluğum en fazla toplam 1 saat attığım mesaj sayısı da 20'yi bile bulmazdı. Bir de doğru dürüst bir mesaj paketi de yoktu. Zaten Vodafone'a geçmemin sebeplerinden biri de buydu. Avea'ya geçmemin sebebi de artık mesaj olayını çok fazla kullanmamam ve Vodafonu'un bana uygun bir konuşma paketinin olmayışı.
Bakalım avea nasılmış bundan sonraki zamanlarda göreceğim. Aldığım paket heryerde reklamını gördüğümüz aylık 19 Liraya Her yöne 500 dk ve 1000 mesaj ayrıca 1GB internet paketi. Sms paketini her ne kadar çok kullanmasam da yine de arada bir lazım olur :) Eğer kampanyada bir değişiklik söz konusu olmassa 25 yaşını doldurana kadar bu paketi kullanacağım. Daha sonra ise nolur artık Allah bilir. Umarım avea hayırlı olur.
Hergün yeni bir konu ve konular gelse de aklımın köşebucaklarına bunları bir türlü gerçekleştiremiyorum. O kadar farklı ve binbir heyecanla yazdığım konu ve konular sığınıp bir köşede kalıveriyor. Bir türlü elim yayınla butonuna gitmek bilmiyor ve herzamanki gibi atıyorum taslaklara. Her blog yazarının yaşadığı gibi bende taslaklardan öteye geçemiyorum. O kadar şevk ve heyecanla araştırıp, düşünüp, uğraşıp yazdığım yazıları taslak olarak kaydediyorum ve bir ara açıp kontrol etmekte fayda var diyorum kendimce. Sonra açıp baktığımda ise "Ulan ne saçma birşey olmuş" diyorum. Ayrıca taslakların dışında sadece başlığını atıp yazı içeriğini yazmadığım onlarca yazılar da oluyor. Bilgisayar başındayken ne yazsam diye düşünürken aniden bir fikir geliyor aklıma. Tam başlığını yazıyorum bir süre sonra içeriği yazmaktan vazgeçiyorum. Ve onlarda taslaklar çöplüğünde tarihin tozlu sayfalarında yerini alıyor.
Bu zamana kadar taslak olarak kaydettiğim ve daha sonra yayınladığım bir veya iki yazıyı geçmez. Diyorum ya elim bir türlü yayınla butonuna gitmek bilmiyor. Ne zaman bitecek bu eziyet bilemiyorum. Ne zaman oturup adam gibi bir yazı yazmaya başlayıp sonunu getireceğim çok merak ediyorum.
Evet koskoca 1 yılı, yani 12 ayı, yani 52 haftayı, yani 365 günü, yani 8765 saati hüznüyle ve mutluluğuyla geride bıraktık. Kısacası ömrümüzden bir yıl daha gitti. Bir yıl daha yaşlanarak yeni bir yıla girmenin sevinci ve hüznüyle beraberiz. Bir yıl her ne kadar kısa gözükse de aslında yaşamın en uzun zaman dilimi. Çünkü bir yılda yaşamak ve yaşamamak istediğimiz her şeyi yaşıyoruz. Her yeni bir yıl bir önceki yılın bitimi oluyor.
Yaşadığımız sürece, nefes alıp verdiğimiz sürece hep bir devirdayım içerisinde bir yılın bitimini diğer bir yılın başlangıcını görmeye devam edeceğiz. Mutlu yıllar. Yeni yılda sağlıklı, mutlu ve güzel anı ve anlar geçirmeniz dileğiyle...
📅 ✍️ Post
Yaklaşık 3 haftadır 3 haftadan fazla da olabilir İstanbul'daydım yine. Yine dedim çünkü İstanbul ile olan bağımız epeyce bir güçlendi. Ne zaman canım sıkılsa veya önemli bir gelişme olsa hemen kalkıp İstanbula gidiyorum kimselere haber vermeden. Tabi bazı kişiler haberdar oluyor :) Önceki İstanbul gitmelerim ile bu farklıydı biraz. Nedeni annemin gözünden ameliyat olacak olmasıydı. Annem benden birkaç hafta önce gitmişti. Ameliyat tarihi ileri bir tarihteydi.
Ben dershane dolayısı ile gitmeyecektim aslında. Fakat bir süre evde yalnız başına kalınca sıkılmaya başladım ve küçük bir çantaya birkaç eşya doldurup hemen otogara gidip bindim otobüse son durak İstanbul :)
Anlayacağınız yine İstanbul meselesi yüzünden blogumdan ayrı kaldım. Ne zaman şehir dışına çıksam kısa bir süreliğine de olsa açıkçası blogumdan ve yazmaktan biraz soğuyorum. Her dönüşümde de şunları bunları yapacağım diye konuşsamda söylediklerimin hiçbirisini yapmıyorum. O yüzden bu sefer yapamayacağım veya yapmayacağım şeyler için söz vermiyorum. Zamanla neler olacağını birlikte göreceğiz.
Türkiye'nin en iyi blogları dün düzenlenen ödül töreni ile belirlendi. Turkcell sponsorluğunda düzenlenen Turkcell Blog Ödülleri 2011 dün yapılan törenle sahiplerini buldu. 2011 Blog Ödülleri İstanbul'da gerçekleştirilen törenle sahiplerini buldu. 2008’den bu yana düzenlenen Blog Ödülleri’nde 15 farklı kategoride en iyi bloglar, internet kullanıcılarının oylarıyla belirlendi. Blog Ödülleri’nde bu yıl hem başvuru hem de oylama rekoru kırıldı. 1.578 blogger’ın başvurduğu yarışmada okurların oy sayısı da 25 bin’i geçti.
2011 yılı boyunca bilim, teknoloji, web, internet ve inovasyon alanlarında birçok önemli gelişme yaşandı. İşte 2011 yılının ay ay önemli olaylarını farklı kaynaklardan derleyerek özet şeklinde paylaştım.
Blogger alt yapısı kullanan bloglarımızda kod paylaşmak her zaman zor olmuştur. Kısacık bir kod eklemek için bile uzun pre ve code kodlarıyla, çeşitli css kodlarıyla güzelleştirmeye veya farklılaştırıp paylaşmaya çalışıyoruz. Fakat bu tip kodlar her ne kadar işimizi görmüş olsa da uzun zaman kayıplarına, yazı içerisindeki kalabalıklığa ve görüntü kirliliğine neden olmakta. Uzun zaman önce bulduğum ve o zamandan beridir de blogumda kullanmış olduğum SyntaxHighlighter adında bir kod eklentisi bulunmakta. Bu eklenti aslında sadece blogger için değil diğer hazır web sistemleri için de kullanılabilir. SyntaxHighlighter eklentisini geliştiren ve kullanıma sunan site alexgorbatchev.com. Bu eklenti ile birçok programlama diline ait kodları paylaşmamız oldukça kolay. Eklentiyi ister kendi sitesinden indirip sitenizin ftp'sine atarak aşağıdaki şeikilde css ve js dosyalarını çağırarak kullanabilirsiniz ya da diğer kod depolama sitelerini kullanabilirsiniz. Ben bir güzellik yaptım ve dosyaları direk eklentinin sitesinden çağırdım. Aşağıdaki css ve js dosyalarını <head> etiketinden hemen sonra yapıştırınız.
Başlıca Kullanılabilecek Kod Tipleri Xhtml, Xml, Html, Css, Javascript, Php, Sql, Java
Yazılarda Nasıl Kullanılır ? Alttaki brush: js yazan kısmı kullanacağınız kod türüne göre değiştiriniz. Örneğin xml, xhtml ve html kullanmak için js'yi xml yapmalısınız.
Amerikalı bir yazar olan Katharine BranningTürk Çayı ve Türkiye hakkında bir kitap yazmış. Kitabın adı "Evet, Bir Bardak Daha Çay İstiyorum". Kitabını tanıttığı bir konuşmasında Türk çayını ve Türkiye'yi öyle bir güzel anlatmış ki bir yabancının gözünden bir bardak çayımızla ülkemiz ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Türkiye'yi ve Türk insanını bir bardak çaya benzetmiş yazar. Amerika'da Türkiye'nin ve Türk insanın yanlış tanındığını, Türkiye ve Türk insanın Amerikalılara daha doğru bir şekilde anlatmak için böyle bir kitap yazmış. Amerikalı Yazar Katherine Branning'in Kitap Tanıtımındaki Konuşması :
"Türk çayı için ‘tavşan kanı’ derler. Siyah ya da yeşil değildir, kırmızıdır. Tıpkı, her vatansever Türk’ün damarlarında dolaşan kan gibi… Tıpkı, göklerde gururla dalgalanan bayrakları gibi… Eşsiz güzellikte olan halılarındaki kırmızı yün gibi… Tıpkı, ilkbaharda açan ateş kırmızısı laleler gibi kendisine çok benzeyen bu çay bardağına yansır."
"Türk çayı sıcaktır; Anadolu topraklarını ısıtan güneş gibi… İçinizi ısıtan coşkulu Türk müzikleri gibi… Yemekleri, şehirleri, spor takımları, Türklerin hayatlarının her anındaki yaşama sevinci gibi..."
"Türk çayı demlenir. Bir Türk sallama çayı çay saymaz. Karadeniz Bölgesinde yetiştirilen çay, daha sonra Türkişye’nin her yerinde sürekli demlenir. Herzaman servise hazırdır. Türkiye’de 'kahvaltı hazır' demezsiniz; ‘çay kaynadı’ dersiniz. Çay aynı Türkiye gibi bir mozaiktir. Miras, kültür, tarih, gelenek ve bir çok etnik grubun biraraya gelerek kaynaşması gibi… Türk olmak demek, Türkiye Cumhuriyeti ile bütünleşmiş olmak demektir."
"Türk çayı sadedir. Sütle beraber içilmez. Berraktır; tıpkı, bir Türk’ün yüzü gibi… Herzaman anlaşılabilir, bir şey saklamaz, Türklerin komşularına gösterdikleri kalpleri gibi..."
"Türk çayı sürekli içilebilir. Çay keyfinin bitmesine imkan yoktur. Bütün gün boyunca içebilirsiniz. Çayın altı sabahtan akşama kadar herzaman açıktır. Ülkenin dağları, ovaları, doğal güzellikleri ve çalışkan insanları kadar cömerttir." "Türk çayı, müzik gibidir. Müzik kültürüyle yetişmiş ve bir çok yetenekli müzisyeni barındıran bir ülkedir Türkiye… Pop müzikten folk müziğe, arabeske kadar geniş bir müzik stilleri var. Çayı karıştırırken duyduğunuz melodi, dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir melodidir. Sanıyorum, Türkiye’nin her bir köşesinde evlerdeki, ofislerdeki, marketlerdeki, feribotlardaki bu sesler biraraya gelse, ülkenin en güzel harmonik melodisini oluşturur."
"Türk çayı, arkadaş canlısıdır. O, hiçbir zaman yalnız içilmez. İlla ki, yanınızda biri olmalıdır. Eğer bir Türk sizinle arkadaş olmak istiyorsa ilk teklif edeceği şeydir çay… Türkler yalnız, tek başlarına iş yapmazlar. Başkalarıyla birlikte olmayı severler. Geniş düzlüklerde aileleri ve hayvanlarıyla sıcak ilişki geliştirebilmiş ataları gibi hayatı başkalarıyla paylaşılarak değerli kılınan bir şey olarak görürler."
"Türk çayı demokratik bir içecektir, herkes içebilir. Demokratiktir; Atatürk’ün izinde kurdukları ve 88 yıldır yaşattıkları devletleri gibi… Türk çayı sadedir, dolaysızdır, kolayca demlenir. Ve bu yönüyle Türklerin hayatı yaşamak için seçtikleri tarzı yansıtır. Çay sade olabilir ama herzaman Türklerin hayat tarzının temelleri olan saygı ve sevgiyle ikram edilir."
"Türk çayının acelesi yoktur; yoğun bir günün ortasında asude ve dingin bir iklime çağırır insanı. Türkiye’ye gittiğinizde öğreneceğiniz ilk ifadelerden biri ‘Sorun Yok’tur. Yavaş yeme hareketinin önemli bir unsurudur çay. Bu yaz Türkiye’de çayı gereğinden biraz daha hızlı içtiğim için birisi tarafından hafifçe azarlandım."
"Türk çayı barışçıldır. Bir bardak çay, nereye giderseniz gidin, size ikram edilir. Evlerde ve işyerlerinde ikram edildiğinde, bir barış mesajını da size taşır. 13. yüzyılın büyük sufi şairi Rumi’yi (Mevlana) hatırlatır. Gel tanış olalım; yavaş yavaş bu çayı içer gibi… Gel şu günün hay huyunu bir kenara koyalım; birbirimizi tanıyalım. Gel bir bardak çay paylaşalım. Belki ısınırız onunla ve arkadaşlığımız doğar. Gel hayatı ısıtalım."
"Bunun için kitabımın adını "Evet, Bir Bardak Daha Çay İstiyorum" koydum. Türkiye’nin Ortadoğu’daki barış yapıcı rolü üzerine çok tartışma var. Ben bir siyaset bilimci değilim, ben hikayeler anlatırım. Ama barış dolu bir dünyada yaşamak istiyorum. Bu kitabı yazmaktaki amacım, Türkiye hakkındaki ümidimi Amerikalı kardeşlerimle paylaşmak. Türkiye, bölgenin yükselen bir değeri olarak, bizlere bölgenin rasyonal, entelektüel ve barışçıl yüzünü gösterebilir. Ve daha iyi bir geleceğin inşasında taşıyıcı bir rol üstlenebilir. O halde benimle beraber bir bardak çaya ve iki ülke arasındaki diyaloğa 'Evet' deyin."
📅 ✍️ Post
Son birkaç haftadır bedenen ve ruhen çok garip bir durum içerisindeyim. Neyi nasıl yapacağımı ne yapmam gerektiğini, ne yapmam gerektiğini sorgulama meşguliyeti içerisindeyim. Hem internet ortamı olsun hem de normal yaşam tarzım olsun sallantılar içerisinde. Ne gibi bir ruh hali içerisindeyim onu da bilmiyorum. Bu yazıyı hangi mantıkla yazıyorum onu da bilmiyorum. Arada böyle takılmalar yaşıyorum ve az çok birşeyler karalayarak kendime geliyorum. Kısacası dinlenmiş oluyorum.
Herhangi olumsuz bir durum olmamasına karşın kendimi çok huzursuz, yorgun ve sıkılgan hissediyorum. Üniversite bittikten sonra son 6-7 aydır arada sırada hep bu tip ruh hallerinde oluyorum. Bunun sebebi çok boş bulunduğumdan heralde. Bu son 6-7 aydır herhangi bir işte çalışmamam ve sabahtan sabaha kadar televizyon, bilgisayar, ders ve türevleri gibi şeylerin arasında kalmamdan olsa gerek. Aslında bir pskiloga gitsem çok iyi olacak. Ama onunda bir faydası olur mu bilemiyorum.
Tam olarak ruhani ve bedeni yapımda neler olduğunu bilmesem de. Bu aralar farklı şeyler yapmaya ihtiyacım var gibi düşünüyorum. Asosyallikten kurtulup sosyal olmayım bence. Ama nasıl olacak onu da bilmiyorum. Neyse çok konuştum en kısa sürede bu durumumdan kurtulup daha iyi bir şekilde buralarda olmalıyım...
İlk tanışmamız 2000'li yılların başlarıydı sanırım. Ben o zamanlar interneti yeni keşif etmeye başlamıştım. Birgün bir internet kafeye gitmiştim. Okuldan samimi olduğum bir arkadaşım da oradaydı. Bir baktım ki msn denilen birşey'de başkalarıyla yazışıyor. Merak tabi ben de hemen dedim bana da açıyoruz. Oturdum bir masaya arkadaşımla bana da bir msn açtık ve hikayemiz böylelikle başladı. Tabi ilk zamanlar e-posta'dan ziyade msn kullanmaya başlamıştım. Hotmail hakkında çok fazla bir bilgim yoktu.
Zamanla iyice alıştım sana. Sensiz günüm olmuyordu. İnternette bu kadar yol kat etmemin sebebi de sen oldun aslında. Bunun için teşekkür ediyorum. Diğer yandan da sana kızgınımda tabi beni öyle bir çektin ki bu internet denilen ilettin içine içinden çıkamaz oldum şimdi. Saatlerimiz, günlerimiz, e-postalarımız, msn yazışmalarımız ve sayamayacağım kadar çok iyi ve kötü anılarımız oldu seninle.
Biliyorum zamanla uzaklaştım senden. Ama yapmak zorundaydım. Bunun bir veya daha fazla nedeni vardı. Birçok msn ve e-posta adresim açtım ama şuan hiçbirisi de aklımda değil. Son olarak açmış olduğum zaferzent@hotmail.com adresimi 3 yılı aşkın süredir kullandım. Ve artık ayrılma vakti geldi. Son zamanlarda aşırı şekilde spam e-postalarla beni uğraştırman en önemli sebebi. Üye olduğum o kadar sosyal medya siteleri ve diğer siteler varki hatırlamıyorum. Ve bunlara hep senin aracılığın ile üye oldum. Şimdi bunları teker teker bulmaya ve düzenlemeye çalışıyorum. Kısacası seni hayatımdan ve internetten çıkarmak istiyorum.
Bana yaşattığın herşey için teşekkür ediyorum. Zaten teşekkür etmenin dışında başka da birşey yapamam. Belki ileride sen düzeldiğin zaman daha iyi bir hale geldiğin zaman tekrar görüşürüz. Bu yazıyı yazarken inan gerçekten çok duyguluyum. Çünkü geçmişe baktığımda gördüğüm şeyler hep senin sayende iyi ve kötü yönde. İkimizin yaşadıklarını her insan yaşamadı ve yaşayamaz biliyorsun. Ve artık bunları silmenin zamanı geldi. Çünkü geçmiş zaman insanı üzmekten başka birşey kazandırmıyor. Her ne kadar iyi de olsa kötü de olsa. Artık bunları bir nebze de olsa unutmanın vakti geldi. Kendine iyi bak. Hoşçakal.
Not : (Eski) kullanmış olduğum e-posta adresim zaferzent@hotmail.com adresimi artık hiçbir şekilde kullanmıyorum. Benimle iletişime geçmek için artık sadece blogumun iletişim sayfasını kullanın.
Son bir haftadır son derece nefret ettiğim ve her ne kadar nefret etsem de her yıl olduğu gibi bu yıl da grip hastalığına yakalandım. Grip dediysem öyle böyle bir grip değil. Beni resmen hayattan bezdiren bir grip. Ateş, boğaz ağrısı, burun akıntısı, beden uyuşukluğu ve son olarak öksürük. Heralde saydıklarım neticesinde gripten ziyade daha büyük bir hastalık gibi geldi bana. Yanlış bir tabirde bulunduysam eğer affola. 5 - 6 gündür bu illet hastalıkla savaşmaktayım ve bugün çok şükür biraz düzelebildim. Her ne kadar kötü bir durumda olsamda yapılacak işlerim dolayısıyla ayakta durmaya çalıştım ama blogumla fazla ilgilenemedim. Blogumla ilgilenemedim çünkü o hasta halimde yeni tema yaptım ve bence çok da güzel oldu. Biraz eksiklikler var ama en kısa sürede önemli düzenlemeleri yapıp kullanmaya başlayacağım. Şuan kullandığım ve bundan önceki kullandığım temaları da ücretsiz veya cüzzi bir fiyatla satmayı düşünüyorum.
Nihayet, nihayet ve nihayet. Bu yazıya neden böyle başladığımı sormayın. Çünkü bu cümlenin ve yazının devamında anlatacağım :) Aslında çok daha farklı başlardım ama! hani derler ya "Terbiyem müsaade etmiyor" işte öyle bir şey. Her ne kadar terbiyemin müsaade etmediği ve yazmadığım sözcük dilimlerinden oluşmuş cümle ve cümlecikleri ifade etmek istemesem de mecburiyetten bazı hak eden ve hak edenlere teslim ettim. Aslında marka ve kuruluşlara karşı öfkem yok o marka ve kuruluşların içerisinde bulunan, çalışan pardon çalışmayanlar demek istedim, özür dilerim. İşte o insanlara bütün öfkem. Hani şu Türk Telekom var ya işte o. Yani onun bünyesinde çalışan bazı insanlar. Yani işini adam gibi yapmayıp, ekmeğini helal alın teri ile kazanmayanlar. Bir de özelleştirilmiş bir şirket. Benim bildiğim özel şirket çalışanına verdiği paranın on misli iş yaptırır belki de daha fazla. Tabir edemedim. Neyse. Biz hep memur daha doğrusu kamu'da çalışanlara salla başını al maaşını derdik. Şimdi özelde çalışan insanlar o durumda.
Evi taşıyalı onbeş günü aşkın süre geçti. Ve ben telefonun nakil işlemlerini yapalı da bir o kadar süre oldu. Yanlış hatırlamıyorsam bayramdan birkaç gün önce telefonunuzu bugün bağlayacağız dediler. Deyiş o deyiş. Onlarca kez Türk Telekom şubesine gittim ve onlarca kez aradım. Bayram geldi internetinizi de istemiyorum sadece telefon lazım şu telefonu bir an önce bağlayın diye. Ama nerdee. Bugün bağlayacağız, şu saatte bağlayacağız, şimdi personelleri gönderiyoruz bağlayacaklar. Bunların palavralarından ben bıktım, kendileri benden bıkmadı arkadaş. Bayram bitti artık ben de umudumu kesmiştim. Son defa Pazartesi günü Türk Telekom'a gidip hafif bir tehdit ve üst yetkili bir kişiyle görüşürerek telefonu bağlamalarını söyledim. Ve nihayet Pazartesi öğleden sonra eşşek gibi gelip telefonu bağladılar. Fakat bir gün boyunca telefon henüz açılmamıştı. Salı günü Türk Telekom Müşteri Hizmetlerini aradım ve durumu izah ettim. Neyse salı günü tekrar eşşek gibi gelip mahallenin telefon tesisatına baktılar ve bir sorun olmadığını söyledir. Bir süre sonra arayıp santralda bir sorun olduğunu ve yarım saate kadar sorunun giderileceğini söylediler. Ve nihayet telefon ve internet bağlantısı yapıldı. Ben şimdi bunalra ne desem haklıyım. Çünkü 15 - 20 gündür ben telefon ve internet kullanamıyorum ve 100 lira gibi bir fatura ödeyeceğim. Tabi bir de şimdi 15 lira'lık nakil ücreti alacaklar. Etti mi 115. E ben daha ne diyeyim.
Bundan 4 - 5 gün önce ev taşıdık. Artık yeni evimde yeni odamdayım, başka yeni de birşey yok :) Evin herşeyi yeniden düzenlenmeye çalışılmış. Doğal gazı, elektrik tesisatı, boyası kısacası herşeyi yeniden yapılanmaya çalışıldığı için evin birçok şeyi eksikti. Ve bu eksikleri gidermek ve düzenlenmekte bana kaldığı için epeyce yoruldum. Diğer yandan da kendi şahsi işlerim vardı tabi. Üniversite, askerlik vs gibi işlemler. Bunları da yapmaya çalıştım. Fakat bunlarda henüz sonuca gidemedim. Kendi şahsi işlerimin hepsi bayramdan sonraya kaldı kısacası.
Keşke bir an önce bitirebilseydim de kurtulsaydım. Neyse telefon, ve internet'in de nakil işlemleri henüz tamamlanmadığı için şuan için internet bağlantım da yok. O yüzden internet kafe köşelerinde bu yazıyı yazıyorum. Yine Ttnet'e muhtaç oldum. Yarın bağlanacağını söylediler. Umarım bu defa bir işi zamanında yaparlar. Bu arada Blog Ödülleri'nde blogum uzun süredir incelenme aşamasındaydı. İncelenip ve onaylandığına dair e-posta gelmiş. Blogum ve benim adıma hayırlı olsun bakalım derece yapacak mıyız :)
Uzun sözün kısası daha çook işim var yorgun ve yoğunum. İnternet bağlantım yapılsa dahi yine heralde galiba sanırsam bir süre daha bilgisayarım ve internetim'den uzak kalacağım. Görüşmek üzere... Esen kalın...
Merhaba yine ben karşınızdayım :) Malumunuz bir süredir blogum için yeni tema çalışmalarına başlamıştım. Tema çalışmasını bitirdim. Fakat yeni oluşturduğum tema da pek hoşuma gitmedi. Tam isteklerim doğrultusunda, istediğim gibi bir tema ortaya koyamadım açıkçası. Hep bir yerlerde, birşeylerde eksiklikler, hatalar ortaya çıktı. Daha düzenlemeler yapacaktım. Fakat temada karşılaştığım sorunlar sebebiyle bu temaya daha fazla zaman harcamayacağım. Ya eski temalardan birini kullanacağım, ya yeni bir tema yapacağım veya hiç uğraşmadan hazır yapılmış güzel bir tema bulup kullanacağım. Şuan kullanmış olduğum ve yeni yapmış olduğum temayı hazırlarken temada farklı neler olabilir gibisinden ilham almak maksadıyla bir kaç blog'a bakınıyordum. Ve bir blog'da görmüş olduğum bir buton dikkatimi çekmişti. Peki neydi bu buton? Bu buton yayınlamış olduğunuz yazıların, ziyaretçilerinizin veya kendinizin çıktısını almayı ve pdf haline dönüştürülüp bilgisayarınıza kaydedilmesini sağlıyor. Deneme yapmak için yayınlamış olduğum yazıların sol alt kısmında bulunan print butonuna tıklayınız.
Bu butonu bloguma nasıl eklerim ? www.printfriendly.com adresine giriyoruz. Daha sonra sağ üst kısımda bulunan Website Button linkini tıklıyoruz. Karşımıza aşağıdaki gibi bir sayfa çıkmış olması gerekiyor.
Bu sayfada ister Blogger/Blogspot seçeneğini seçip kısayoldan widget olarak ekleyebilirsiniz. Eğer istemezseniz de buton tipinizi seçip Copy the Code kısmından kodlarınızı alıp blogunuzda istediğiniz yere yerleştirebilirsiniz. İyi günlerde kullanın :)
Hani bazen insan aşırı derecede sıkılır, daralır ve canı hiçbir şey yapmak istemez ya ben de o durumdayım bu aralar. Son birkaç gündür ne olduysa kendimde bir gariplikler var. Yaptığım, gördüğüm, yaşadığım, yediğim, içtiğim her ne olursa olsun çok garip geliyor. Sanki ben değilmişim de bütün bunları başkası yaşıyor gibi hissediyorum. Biraz hastayım o etkilemiş olabilir mi beni diye düşünüyorum ama hastalık bu sonuçta fiziken insan yorgun ve bitkin durumda olur. Bense hem hastalığın vermiş olduğu beden yorgunluğu hem de nedeninin ne olduğuna dair anlam veremediğim bir beyin yorgunluğu hissediyorum.
Kafamda gerçekleştirmek istediğim onca şey olmasına rağmen bu aralar hiçbirini gerçekleştiremiyorum. Hele son 24 saattir o kadar çok fikir geldi ki aklıma hangisini yapacağıma şaşıyordum. Her yere not alıp araştırmalar ve değerlendirmeler yaptım. Dersler ile olsun, tasarım, kodlama, blogum vs türlü türlü güzel ve çok iyi fikirler geldi aklıma. Fakat bir anda hepsinden soğudum. Bir anda canım hiçbirini yapmak istemedi. Neden olduğuna dair ise hiçbir fikrim yok. Acaba son zamanlarda çok fazla şeyler düşünüp, yeni fikirler üretmeye çalışırken beynime fazla yüklenip şase mi yaptırdım ? Umarım en kısa zamanda kurtulurum bu durumdan
Bu durumum üzerine bir de yeni bir ev çıktı. Pazar günü taşıyacağız evi bakalım bir günlük iş ama bir haftalık yoğun ve yorucu işler beni bekliyor. Ordan oraya durmadan taşınıp duruyoruz sonumuz ne olacak bakalım. Neyse hadi çok fazla uzattım içimdekileri döktüm bugünlük bu kadar yeter hadi sağlıcakla her ne kadar sağlıklı olmasamda...
Bazı yerlerde 24 şehit bazı yerlerde daha farklı rakamlar anlatıldı. Önemli olan rakamın olması değil bizim için bir canımızın daha gitmesi ve acısının daima içerimizde kalması. Daha ne kadar devam edecek, daha ne kadar önlem alınmayıp şu lanet olası terör ortadan kaldırılmayıp, daha kaç kere canımız yanacak. Kaç gündür her yerde şehit haberleri, her konuşulan konu şehit konusu. Yazmayım yazmayım dedim insanlarımızın canını biraz daha fazla yanmasın dedim ama olmadı hakim olamadım kendime içimdeki anlatabildiklerimi ve anlatamadıklarımı söylemek istiyorum aslında. Hani sözün bittiği yer derler ya tam o noktadayım işte. Ne söyleyeceğimi bilmeden aklımdan geçenleri söylüyorum işte. Keşke bir şehidimiz daha ölmese artık keşke sonunu getirebilsek terörün. Hepimiz bir şekilde acımızı paylaşmaya çalışıyoruz bayrağımızla siyah bir kurdaleyle veya bir cümleyle kendimizi teselli etmeye çalışıyoruz "Vatan Sağolsun".
İnşallah birgün bu terör denilen illetin Allah belasını verir ve inşallah birgün bir canımızı daha bu vatan hainleri yüzünden kaybetmeyiz. Artık analarımız babalarımız ağlamasın kardeşlerimiz ölmesin istiyorum. Başımız sağolsun dememek istiyorum.
Futbolu severim sevmesine ama yorum yapma ve yazma pek adetim değildir aslında. Bu adetime bu yazıyla son vermek istiyorum ve milli takımı ele almak istiyorum. Beni yorum yapma ve yazma durumuna getirendir milli takımın şu berbat gidişi. Şu an ki oynadığımız futbol 2002 Dünya Kupasındaki ve 2008 Avrupa Şampiyonasındaki başarımızı adeta silip savurmuş ve o günleri aratır duruma gelmiştir. Yanlış anlamayın iyi yönde değil kötü yönde silip atmış durumda.
Milli takımımızın 2002 yılındaki başarısı ve oynadığı futbolu hepimiz özler olduk 2008 de öyledir aslında. Fakat her iki kupa müsabakalarında da şansımız yanımızdaydı ama iyi futbol da oynamıştık gerçekten. Eee futbol bu zaten ne kadar iyi oynarsanız oynayın şansınızın da yanınızda olması gerek. Şu an ki durumumuzda her ikisi de yok. Ne oynadığımız futbol ne de şansımız yanımızda. Her ikisini de kendimiz elde edebiliriz aslında. Fakat öncelikle bazı şeyleri değiştirmemiz gerek. Çıkarcı yapımızı atmamız gerek. Örneğin Mesut Özil milli takımımıza gelmedi diye vatan haini ilan ediyoruz gol attığında işimize yaradığında öve öve bitiremiyoruz. Bu nasıl bir düşüncedir anlamıyorum. O adam Türk sonuçta Almanya'da da oynasa da başka yerde de oynasa Türktür ve değişmeyecektir bu hiçbir zaman. Sonuçta bizi temsil ediyor ve her yeri geldiğinde ülkesini sevdiğini söylüyor. Bırakın bunları ya oynasın adam ne güzel futbolunu. Biz sadece gurur duyalım.
Ne güzel Fatih Terim takımı oturtmuş bir yere getirmişken biz onu uzaklaştırıyoruz takımdan. Yerine gidip Guus Hiddink midir nedir diye bir teknik direktör getiriyoruz adamın dilinden bile anlamıyoruz sonra suçu başka yerlerde arıyoruz. Adamın da suçu yok aslında bilmiyor bizim ülkemizde ne nasıl işliyor. Hep başkalarının sayesinde bir yere geliyoruz play off'lara kalmamız gibi mesela. Yok oyuncu yok, yok böyle yok öyle falan filan. Bırakın bu ayakları ya. Önce kendi içinizdeki sorunları çözün devamı gelir sonra zaten. Bu futbolla ben aslında hiçte playoff'lara kalmamızı istemiyordum. Keşke kalmasaydık madem kaldık bir an önce elensekte kurtulsak bari. Şu oynadığımız futbolla içimizdeki bir boktan anlamaz insanların başta olmasıyla playofflara kalsak neye yarar.
Bu zamana kadar Guus Hiddink'e fazla yüklenilmedi aslında. Yüklenildi de adam anlamadı. Türkçeyi bilseydi zaten bu zamanki eleştiriler yüzünden bile zaten şimdiye alıp gitmişti bavulunu. Play off'taki rakibimiz Hırvatistan gruptan çıktığımız için şuan için sular biraz durgun ve ben inanıyorum play off'ta elenirsek ki eğer zaten görünen onu gösteriyor ne kıyametler kopacak Guus Hiddink'e neler sölenecek ve devamında Guus Hiddink nasıl gönderilecek. Daha sonra bu sezon Galatasaray bir başarı yakaladığı takdirde Guus Hiddink gönderiltikten sonra gözler yeniden Fatih Terim'e dönecek ve yeniden Fatih Terim milli takımın başına getirtilmeye çalışılacak.
Diğer sorunlarımızdan birisi de taraftarlarımız. Her milli takım maçında Şükrü Saraçoğlu'nda Fenerbahçe taraftarları, Ali Sami Yen'de Galatasaray taraftarları, bilmem başka yerde başka taraftarlar hep taşkınlık çıkarıp kendi takımları lehine tezahuratlar yapıyor. Ulan gerizekalılar siz milli takım maçına gelmişsiniz, milli takımı destekleyeceksiniz. Ne alaka Fenerbahçe, Galatasaray. İşte biz böyle bir milletiz ve böyle bir milletin vatandaşlarıyız.
Diliyorum ki milletçe şu içimizdeki gereksiz şeyleri bir kenara atıp, taşları yerine oturturuz. Diliyorum ki milli takımımız özlediğimiz futboluna ve yerine kavuşur.
Merhaba sevgili blog bildiğin gibi bir aydır İstanbul'da bulunduğumdan dolayı evimden, sevgilimden, memleketimden vs birçok şeyden uzak kaldım. Seni de biraz yalnız bıraktım kusura bakma. Bu geçen uzun zaman zarfında çok fazla değişiklik olduğunu söyleyemem. Yazı yazmayı da unutmuşum ya neyi nasıl bağlayacağımı bile bilmiyorum. Neyse devam edelim. Bu genç yaşımda amca oldum. Çok farklı bir bir duygu nasıl anlatılacağını da pek bilemiyorum. Ha cinsiyetine gelince "Erkek" :) ismi de Kerim Ökkeş.
Evime aslında salı günü döndüm. İstanbul'da son günlerde acayip derecede yağmur yağıyordu ve geceleri soğuk olmaya başlamıştı. Ama buraya geldim bir baktım ki daha yaz havası var resmen. Eve geldim bir ton fatura birikmiş onları yatırdım. Fatura demişken TTnet borcu birikmişti ödedim. Fakat ödememe rağmen bugün 3.gün olmasına rağmen halen açılmadı. Borcunuzdan dolayı hattınız kapanmıştır uyarısını görmekten nefret etmeye başladım. İki buçuk yılı aşkın süredir ben böyle bir sorunla karşılaşmadım arkadaş. En az 20 defa müşteri hizmetlerini aradım ama aynı şeyleri duymaktan bıktım artık. Bu arada bu konuyla ilgili sorun yaşayanlar veya bilgili olan arkadaşlar varsa bana bu konuda yardımcı olurlarsa çok müteşşekir olurum. Öyle işte bu ttnet yüzünden şuan bu yazıyı arkadaşımın bilgisayarında yazmak zorunda kalıyorum.
Bugün sevgilim geldi onu görünce dünyalar benim oldu ne kadar çok özlediğimi anlatamam. Dile kolay tam bir buçuk aydır göremiyordum. Ben duygularını pek ifade edebilen birisi değilimdir. O yüzden şuan yazdıklarımı pek anlamayanlar olabilir. Sevgilim geleceğinden dolayı akşamdan telefonun alarmını ayarlamıştım erken uyanamam diye. Neyse sabah 8 gibi uyandım fakat sonra tekrar uyumuşum 9 gibi tekrar uyandım, saat 10 gibi de sevgilim geldi. Okula gidip diplomalarımızı aldık. Biraz okulda zaman geçirdik. Bizim olduğumuz zamanlardaki gibi pek tadı da yoktu okulun. Öğlen oldu biraz çarşıda gezdikten sonra bir güzel yemek yeyip çayımızı içtik. Zaman öyle çabuk geçti ki anlatamam. Biraz yürüyüp, gezdikten sonra artık ayrılma vakti gelmişti. Öğleden sonra saat 3 gibi sevgilimi yolcu ettim ve eve geldim çok güzel bir gündü.
Diplomaya gelince pek mutlu etmedi beni açıkçası biz o kadar çalışıp emek verelim adamlar uyduruktan birşey yapsınlar. İnsan bari biraz özen gösterir şanşanlı bir şeyler yapar arkadaş. Neyse sonunda mezuniyetimizi diplomayı almakla beraber kanıtlamış olduk. İnternet problemini giderene kadar bir süre daha buralarda olamayacağım herhalde hadi sağlıcakla.
Uzun süredir İstanbul'da bulunduğumdan dolayı blogumu çok fazla güncelleyemedim, açıkçası pek güncellemekte istemedim. İnternet vs. sıkıntım yok ama biraz asosyallikten uzaklaşmak istedim. Bu İstanbul'a dört veya beşinci bulunuşum. Fakat en uzun süre bu gelişimde bulundum. Tam 20 gündür İstanbuldayım, bundan önce galiba en fazla 15 gün kalmıştım. Bir süre sonra her ne kadar insanı sıksa da seviyorum yine de İstanbul'u. Evimi özledim, memleketimi özledim, en önemlisi sevgilimi özledim. Bir an önce evime, toprağıma dönmek istiyorum. Buraya kış geliyor gibi. Geçenlerde durmaksızın yağmur yağdı, geceleri ise soğuk oluyor. Arada bir küçük sağlık sorunları yaşıyorum hava değişikliği desem geleli uzun süre oldu alışmış olmam gerek. Heralde geceleri üstüm açılıp soğuk alıyorum ondan oluyor.
Genelde evde oluyorum, arada bir dışarı çıkıp biraz geziyorum. Geçenlerde memleketten Öss sınava hazırlanırken dershane'den tanıştığım sonrasında iyi bir dostluk kazandığım arkadaşımla buluştum. Gezdik, içtik, yedik, muhabbet ettik. Geldiğim günden beri geçirdiğim en güzel günlerden birisiydi. Çok özlemişim keratayı. Neyse İstanbul'da hayat devam ediyor bir süre daha buradayım. İnşallah aksaklıklar olmazda hayırlısıyla, en kısa sürede dönerim evime. Görüşmek üzere...
Sevgili blog biliyorum bir süre seni yanlız başına bıraktım. Ama inan isteyerek olmadı :) Sana söylemiştim hani geçenlerde kuzenimin düğünü var kısa bir süreliğine Mersin'de olacağım diye. Dün akşam saatlerinde evime döndüm. Fakat yorgunluk ve rahatsızlığım nedeniyle bilgisayar başına çok fazla geçme şansım olmadı. Öncelikle seni özlettirdiğim için özür dilerim.
Doğum Günü
30 Ağustos günü itibariyle 22 yaşına girdim. Zaman ne de çabuk geçiyor be eşşek kadar olduk. Doğum günü kutlamayı falan sevmem. Ama 29 Ağustosu 30 Ağustos'a bağlayan gece halam ve kuzenlerim benim için bir pasta yaptırmışlar(Bu düşüncüleri için kendilerine teşekkür ediyorum) ev de düğün neticesiyle o kadar kalabalık ki doğum günü falan hiç aklımdan geçmedi açıkçası. Çok fazla keyfimde yoktu zaten, biraz da hastaydım. Her yıl biraz daha yaşlandığımı farkediyorum ve her yıl bir takım şeyler değişiklik gösteriyor. Bu arada sevgilim(Büşra) da benimle aynı günde doğdu. Onun da doğum gününü kutlamıştım ama burdan böylelikle takrardan kutlayayım. Sevgilim nice hayırlı, sağlıklı, mutlu ve huzurlu yıllarda adını sayamadıklarım tüm sevdiklerimizle beraber olmamız dileğiyle. Seni Çok Seviyorum.
Düğün
Mersin'de yaşayan kuzenim Canan'ın düğünü vasıtasıyla Mersin'e gitmiştim. Kız tarafı olunca onun da pek tadı olmadı. Onları da burdan tekrardan tebrik ediyorum. Mutluluklar.
Ramazan Bayramı
29 günlük Ramazan ayı daha ben farkında bile olmadan bayramla son buldu. Ramazan ayı'nın son günleri Mersin'de bulunduğumdan ve çok hareketli ve yorucu saatlerden dolayı son oruçları tutamadım. Allah'ım affet beni. Bayram ve düğün aynı güne denk gelince çok garip oldu. Ne olduğunu anlayamadım. Neyse herkese hayırlı bayramlar.
Zafer Bayramı
1922 yılında 26 Ağustos'ta başlayan ve 30 Ağustos'ta Yunanlara karşı kazanmış olduğumuz Başkomutanlık Meydan Muharebesi neticesiyle kutlanan Zafer Bayramımız Kutlu Olsun. Bugünde doğduğum için de bana Zafer ismini vermişler.
Özet
Hatice değil de neticeye gelirsek 5 günlük Mersin tatili karmaşa ve yorgunlukla son buldu. Tabi bir de deniz macerası var. O da biraz sorunluydu zamanım olursa onu da anlatırım bir ara. Neyse tekrardan bütün bayramlarımız kutlu olsun.
İki yıla yakın blog yazarlığı yapıyorum ve bu zamana kadar blogumda yayınladığım hiçbir yazının kopyalandığına şahit olmadım. Belki olmuştur ama bana rast gelmedi. Ve bugün nasıl tabir edilir bilmem ama ben şerefsiz diye tabir edeyim yazdığım belki de üzerinde günlerce çalışıp ortaya çıkardığım emeklerin aynısının direkt olarak kopyalanıp şahısın bloguna yapıştırdığını gördüm. Ulan pezevenk madem alıyorsun ya yazı altında alıntı yapıp altına kaynak belirteceğim diye yorum yap ya da iletişimden mesaj atıp bildir. İşte böyle ipneler çıkıyor ve insanda yazma, paylaşma iştahı bırakmıyor. Emek hırsızlığının ne kadar kötü birşey olduğunu hepimiz çok iyi biliriz. Bir yazı yazmak için saatlerce düşünüp herkese faydalı olabilecek birşeyler paylaşmaya çalışırız. Fakat ne yazık ki birkaç tane kendini bilmez dengesiz, ayıptır söylemesi hiçbir boktan anlamayan şahıslar gelir emek verilen işi sadece birkaç dakikada yerle bir eder. Eğer bir insanda birazcık gurur ve onur var ise zaten böyle birşey yapmaz. İnsaniyet namına tüm blog yazarları adına sesleniyorum emeğe ihanet etme, izinsiz kopyala(ma) !
Kendimce bir önlem alıp kısa bir kodla kopyalamayı engellemiştim. Fakat paylaştığım kodların da kopyalanamadığını fark edince kodu tekrar kaldırmak zorunda kaldım. Birkaç tane kendini bilmez için diğer insanlara fayda sağlayacak şeylerden mahrum etmeyeyim diye düşündüm. Eğer alıntı yapacaksanız yazının altına kaynak ve aldığınız yerin yazı adresini belirtin. Bu yazıyı sadece kendim için yazmadım bütün emek veren blog yazarları adına yazdım. Umarım bir nebze de olsa bunu okuyan emek hırsızları anlayış gösterir.
Merhabalar bu yazımda blog yazmada özgünlüğü ve bazı arkadaşların yaptığı hataları gidermek adına bilgi vermek istiyorum. Blog yazma anlayışında çok yanlış anlaşılmalar var.
Merhaba arkadaşlar son zamanlarda internette ve sosyal ağlarda bulunan kullanmadığım hesapları silmeye karar verdim. Birçok kullanmadığım gereksiz yere açmış olduğum hesapları sildim. Bunlardan bir diğeri de google ve bağlı bulunan hesaplar oldu. Fakat bir türlü google ve bağlı olan hesapları silmeyi bulamamıştım. Bugün uzun uğraşlar sonucu bunu da buldum ve bilmeyenler için anlatmaya karar verdim. İlk olarak gmail veya google hesabımızla giriş yapıyoruz. Giriş işlemini ister gmail’den ister blogger’dan isterseniz de Google Hesapları giriş panelinden yapabilirsiniz. Ama en mantıklı olanı https://www.google.com/accounts/Login adresinden yani Google Hesapları giriş sayfasından yapmak olacaktır.
Giriş işlemini yaptıktan sonra Hesabım bölümüne geliyoruz yani şu adrese https://www.google.com/accounts/ManageAccount . Buraya geldikten sonra sol alt tarafta bulunan Ürünlerim – Düzenle diye bir bölüm var. Düzenle’ye tıklıyoruz. Tıkladıktan sonra şu https://www.google.com/accounts/EditServices adrese gelmiş olmamız gerekiyor. Burda kullandığımız uygulamalara göre değişiklik gösterebilir. Fakat bizim için önemli olan Hesabı Sil olacaktır gerisi bizi ilgilendirmez.
Hesabımızı ve tüm bağlantılı hesapları kökten silmek için Hesabı kapat ve hesapla ilişkili tüm hizmetleri ve bilgileri sil linkini tıklıyoruz. Tabi hesabımız hemen silinmiyor. Bize seçenekler sunan bir sayfa karşımıza çıkıyor. Blogger, Adsense, iGoogle, Youtube vs. Hepsini silmek için hepsini seçiyoruz. Şifremizi giriyoruz. Onaylama kutularını işaretleyip Google Hesabını Sil butonunu tıklıyoruz. Google ve diğer bağlantılı hesaplarımız böylece silinmiş oluyor.
Blogger ile ilgili daha önce de işe yarayabilecek bazı eklentilerden bahsetmiştim. Yine işinize yarayabilecek bir blogger eklentisini sizinle paylaşmak istiyorum. Bu eklenti blogunuzda bulunan toplam yazı ve yorum sayısını göstermeye yarıyor. Eğer sizde blogunuza kaç yazı yazmışsınız veya blogunaza kaç yorum yapılmış merak ediyorsanız veya ziyeretçilere göstermek istiyorsanız bu eklentiyi kurabilirsiniz. Eklenti Kurulumu 1 – Öncelikle Kumanda Paneli’ne giriyoruz. 2 – Tasarım/Sayfa Öğeleri kısmına geliyoruz. 3 – Eklentiyi eklemek istediğimiz yere gelip Gadget Ekle’ye tıklıyoruz. 4 – Eklenti listesinden HTML/JavaScript ekle’yi seçiyoruz. 5 – Aşağıdaki kodları ekleyip Kaydet butonunu tıklıyoruz. 6 – Ve eklenti kurulum işlem tamamlanmıştır. Not : ornekblogadi.blogspot.com yazan yeri kendi adresinizle değiştirmeyi unutmayın. Ayrıca mavi renkte yazılı olan yerleri de isteğinize göre değiştirebilirsiniz. Hayırlı olsun, güle güle kullanın :) Kod :
Normalde çok rüya gören birisi değilim. Ayda yılda bir defa çok nadir yani. Fakat gördüğüm o nadir rüyalarsa beni çok etkiler. Sanki günlük hayatta olmuş gibi yaşarım. Ve uzun bir süre etkisini üzerimden atamam. Bugün de onlara benzer bir rüya gördüm. Ve yine uzun bir süre etkisini üzerimden atamayacağım. Neyse rüyaya geçelim. Kız arkadaşımla bir yere tatile gidiyoruz. Gezip, tozup eğleniyoruz, zamanımız çok güzel geçiyor. Fakat bir süre sonra sarışın güzel bir bayanla tanışıyoruz. Bu bayanın ismi yanlış hatırlamıyorsam Bahar’dı. Neyse bir süre tatile geldiğimiz şehirde o bayanla da beraber takıldıktan sonra kız arkadaşım yanımızdan ayrılıyor. Bu sarışın olan bayanla baş başa kalıyoruz. Bu bayan konuşmaya başlıyor. Konuşuyor da konuşuyor. Ben hiç farkında değilim, ya da hatırlamıyorum diyelim bu bayanla geçmişimiz varmış. Nerdense artık hiç haberim yok benim. İşte anlatıyor biz böyleydik, şöyleydik, ben seni çok seviyorum falan filan diye anlatıyor. Bir eve gidiyoruz ben bir odaya girip uyuyorum bayanda başka bir odaya gidiyor. Ben uyurken bayan yanıma gelip bir şey konuşuyor. Ama ne olduğunu bilmiyorum. Sonra o uyurken ben onun yanına gidip bir şeyler konuşuyorum. Benim de ne söylediğmi bilmiyoru. Daha sonra kız arkadaşım yanımıza geliyor. Sohbet ilerliyor. Bu bayan kız arakadaşımın yanında beni çok sevdiğini söylemeye devam ediyor. Neyse kız arkadaşım üzülüp, sinirlenip yanımdan ayrılıyor. Bu sarışın bayan halen konuşuyor. Neyse benim kafam pek iyi değil psikolojim bozuk bir şekilde ne diyeceğimi pek bilmiyecek halde tepkisiz kalıyorum. Bir süre sonra bayana kız arkadaşımı çok sevdiğimi söylüyorum . Nerden geçmişimiz var nerden tanıyoruz birbirimizi onunla ilgili hiçbir bilgim yok falan diyorum. Kız ağlayıp zırlıyo. Daha sonra kız kendini camların içine atıyo. Hertarafı kanlı bir şekilde yere uzanıyordu. Galiba ölmüştü orasını tam hatırlamıyorum :) Ben de kız arkadaşımın yanına gidiyorum derken rüya son buluyor.
Aceba bu rüyada anlatılmak istenen konu neydi kafam halen yerinde olmadığı için pek kestiremiyorum.
Merhabalar bir haftadır bloguma yazılar eklemiyordum. Nedeni ise temadan sıkılıp yeni bir tema yapmak istememdi. Uzun ve yorucu bir süreden sonra yeni temayı nihayetinde bitirdim. Tam istediğim bir temaya kavuştum diyebilirim. Eksiklikler veya hatalar olabilir. En kısa sürede gidermeye çalışacağım. Temada gri tonları ağırlıklı, sade ve rahat bir kullanıma sahip olmasını istedim. Çok fazla atraksiyon yapmadım. Temanın ismi YBB nerden aklıma geldi bende bilmiyorum. Ama güzel isim oldu. Temayı bitirir bitirmez çok isteyen oldu fakat şu an için malesef bu isteğinizi gerçekleştiremeyeceğim. İleride sıkılıp tekrar tema yaparsam o zaman bu isteğinizi yerine getirebilirim.
Yeni tema birçok yenilikleri de beraberinde getirecek. Her tema değiştirdiğimde söylediğim çok daha faydalı yazılar olacak vs gibi cümleler bu sefer gerçek olacak. Konuları biraz daha genişleteceğim. Programlama ve tasarıma dair yazılar yazacağım. Bunlar daha ön planda olacak. Ayrıca eskisi gibi gereksiz yazılar yazmamayı umuyorum. Programlamaya dair Css, Php olacak. Ayrıca Delphi'ye dair de yazılar yazmayı da düşünüyorum. Tasarım konusunda photoshop ile ilgili yazılar yazacağım. Umarım zaman ve şartlar uygun olur ve ben de hep kafamdan tasarladıklarımı gerçekleştirebilirim. Yeni temanın uğur getirmesi dileğiyle...
Bazen olur her şey çıkmaza girer. Hiçbir şey’in kalmaz o an. Ne bir sevgili, ne bir arkadaş, ne bir tanıdık, ne bir sırdaş. Hepsi gitmiştir o an sadece sen kalmışsındır. Yalnız başına sıkışıp kalmışsındır olduğun yerde. Ne yapacağını, ne düşüneceğini bile bilemezsin. Hiç ifade edemezsin de duygularını, paylaşamazsın da kimseyle. İfade etmek istesen bile duygularını kelimeler boğazına düğümlenir. Ne yaparsan yap, seni en mutlu, en sevgi dolu yapan şeyler bile anlamsız kalır. Aldığın nefes bile artık acı verir sana. Öyle acı çekersin ki sanki vücudunun her bir noktasına bıçak saplanmış gibi. Çıkarmaya çalışsan da o saplanan bıçakları acısı hep yerinde kalır. Ağlasan da günlerce haykırsan da dünyaya hiçbir şey değişmez. Hafızanı silseler, yaralarını iyileştirseler yine aynı olduğu yerde kalır acısı. Yıllar geçse de üzerinden hep ilk günkü gibi hissedersin o acıyı. Artık senin bir parçan olmuştur o acı. Vücudunla bütünleşmiştir. Nereye gidersen git o da hep seninle gelir. Herkes seni yalnız bırakır ama o asla bırakmaz seni. Ve zamanla direnmeye çalışırsın o’na. Her ne kadar direnemesen de yenilsen de o’na direnmiş, üstesinden gelmiş gibi görünmeye çalışırsın. Geçer sonunda ama o zaman her şey de biter onunla ve o zaman gözlerini kapatıp uzun bir uykuya daldığın zamandır...
İlk başlarda zaferzent.blogspot.com blogger'ın ücretsiz alan adını alarak blog yazmaya başlamıştım. Daha sonra bundan yaklaşık 2 - 3 ay önce isimtescil.net hesabımda daha önceden almış olduğum alan adları ücretlerinden 4 TL'lik kredim arttığını fark edip, bu artan krediyle zaferzent.tk alan adını alıp blogumu bu adrese yönlendirmiştim. Yani sırf bedava diye aldım bu alan adını. Aslında tam olarak bedava da denilmez yine benim cebimden çıktı parası. Neyse bu alan adı pek hoşuma gitmedi, bir türlü ısınamamıştım. Yaklaşık 15 - 20 gün sonra .com uzantılı yeni bir alan adı aldım. Fakat başka bir amaç için almıştım bu alan adını. Uzun zamandır boş bir halde öylece duruyordu. Neyse bugün boş duracağına en iyisi bu alan adıma blogumu yönlendireyim dedim ve blogumu .com uzantılı alan adına yönlendirdim. Hayırlı ve uğurlu olması dileğiyle.
Hani hep bilindik bir cümleyle başlanır ya böyle yazılara koskaca … yıl geçti ve devamında acısıyla tatlısıyla diye. Belki benim yazım da öyle olacak ama farklı duygu ve düşünceler içerisinde belkide.
Evet koskoca 2 yıllık üniversite(üniversitecik) hayatı acısıyla tatlısıyla son buldu. Keşke 2 yıl daha olsaydı daha güzel olurdu herhalde. Ama başka bir yerde ve aynı kişi veya kişilerle beraber. İyiydi yine de güzeldi. 13 yıllık eğitim hayatımın en farklı dönemiydi bu 2 yıl. Farklı yerlerden farklı yüzler ve kişilikler girdi hayatıma.
Çok fazla bir şey hatırlamıyorum aslında bu iki yıla dair. Birçok şey hep aynıydı ders, sınav vs. Üniversiteye kayıt olduğum ilk gün çok heyecanlıydım, neler olacağını nelere yaşayacağımın merakı içerisindeydim. İlk yıl öyle böyle çoğunlukta karamsar ve bunalım modunda geçti. Nedeni okuduğum yeri pek istemediğimdendi ama olsun pişman da değilim mutluyum sonuçta. Sonrasında alıştık işte. Ders aralarında okul arkasına gidip bir sigara yakıp müzik dinleyerek gölü seyrederdim. Kimseye takılmayıp tek başıma olurdum öyle. Derken ilk yılın sonu yaklaştı ve bir yüz gördüm beni benden aldı :) . Bir süre sonra mayıs ayının ortalarında o yüzle tanıştım ve o andan itibaren bambaşka bir dönem başladı. Neyse sınav zamanları hep stresliydim ya kalırsam ya okul uzarsa korkusu içerisindeydim. Ama düşe kalka geçtim sınavları. Bilgi ve deneyim açısından çok şey kazandım bu iki yıl içerisinde. Hayata ve geleceğe bakış açım çok değişti.
Peki ilerde neler olacak? Eğitim devam edeceğim, iş üzerine de bazı düşüncelerim var umarım gerçekleştirebilirim, bakalım zamanla neler olacak.
Bitti işte iyisiyle, kötüsüyle bitti iki yıl. Yazıyı bitirirken belki yazı da hatalarım olmuş olabilir, Türkçeyi iyi kullanamamış olabilirim onun için özür dilerim zamanla daha iyi olacağını ümid ediyorum. İki yıl boyunca üzerimde emeği geçen, geçmeyen sınıf arkadaşlarıma, diğer arkadaşlara ve hocalarıma çok teşekkür ediyorum.
Herkesin çok sık karşılatığı fifa 2011 tuş ayarları sorunu. Çözünürlük ayarlarken veya joystick(kol) takılıp çıkarıldığı zaman tuş ayarları bozuluyor. Bende bu sorunun üzerine faydalı olması nedeniyle klavye ve joystick ayarları nasıl yapılır onu paylaşmak istedim. Resimleri büyültmek için üzerine tıklayın.
Yine yeniden blogumun temasını değiştirdim. Dün gece sabah 4.30'a kadar yeni temaya uğraştım orjinal temayı %70 değiştirdim diyebilirim. Huyum kurusun işte :) Bir tema bulurum o kadar uğraşırım üzerinde fakat kullanmam. Ama bu temayı tam istediğim kıvama getirdim. Heralde 2 – 3 yıl ölmezsem eğer bu temayı kullanacağım. Bu temayı paylaşmayacağım ve bencillik edip ismini de ermeyeceğim. Çünkü bana özgün olmasını istiyorum. Çok isteyen arar bulur. Çokta tın yani :) Neyse çok uzattım yeni tema bloguma ve bana hayırlı olsun :)
2010 yılı boyunca bilim, teknoloji, internet ve web alanında yaşanan bazı diğer genel gelişmelerin özeti olacak şekilde yılın her ayına dair dikkat çeken olayları içerecektir. Bu yıl, web alanında sosyal medya platformlarının yükselişi, bulut teknolojilerindeki gelişmeler ve yeni web standartlarının ortaya çıkışıyla dikkat çekti.
Bu yazımda son yazılar ve son yorumlar eklentisinin nasıl oluşturulduğunu anlatmak istiyorum. Aslında ikisi de aynı çok küçük bir farklılık var ve yapımı çok kolay. İkisini de Kumanda Paneli > Tasarım Sayfa öğelerine girdikten sonra Gadget Ekle diyoruz. Daha sonra içerik takibi widget’ini tıklıyoruz. Eğer son yazılar ekleyeceksek http://siteadı.blogspot.com/feeds/posts/default adresini yazıp devamı tıklayıp başlığı yazdıktan sonra kaydet diyoruz. Son yorumları eklemek için ise posts yazan yeri comments olarak değiştiriyoruz yani http://siteadı.blogspot.com/feeds/comments/default bu şekilde yapıyoruz. Eğer yazıyı okumak zor geliyosa yazının devamındaki videoları izleyebilirsiniz
Uzun süredir çözemediğim şu yazılara kod ekleme sorununu nihayetinde çözdüm. Aslında kolay kodların belli olması için çeşitli eklentiler mevcut. Fakat blogum zaten yavaş açıldığı için bu tip eklentileri kullanmak istemedim. Ben yazılarda kodları belirtmek için textarea kodunu kullanıyorum. Nasıl kullanıldığına bakmak için yazının devamına gidiniz.
KullanımıYazımızı eklerken kod yazacağımız zaman HTML’yi Düzenleye geçiyoruz. Daha sonra aşağıdaki textarea kodumuzun içine yazacağımız kodları yazıyoruz. Width kod kutucuğunun genişliğini height de yüksekliğini belirtmemizi sağlıyor.
Örneğin bir css kodu paylaşacaksak;
<textarea> a{ color: red; } </textarea>
Görünüm Textarea kullandığımız zaman yazdığımız kodlar aşağıdaki gibi text kutusu içerisinde görüntülenir.
ir önceki yazımda blogger'ın yeni bir özelliği olan popüler yazılar'dan bahsetmiştim. Şimdi ise diğer bir yenilik olan istatistikleri (toplam sayfa görünümü) bileşenini anlatmak istiyorum. İlk işlemin nasıl yapılacağını bir önceki yazımda anlatmıştım. Şimdi o kısmı geçiyorum. Direk olarak gadget ekleme kısmına geliyorum. Yine her zamanki olduğu gibi Kumanda Paneli » Yerleşim sayfasına geliyoruz sağ tarafta bulunan gatget'lar bölümünden Gadget Ekle bağlantısına tıklayarak Blog İstatistikleri bileşenini blogumuza ekliyoruz.
İstatistik bileşeninin nasıl görünmesini istiyorsanız ona dair ayarları açılan pencereden yapabilir daha sonra kaydet butonuna tıklayarak bileşeni blogunuza dahil edebilirsiniz.
Yeni bir blogger bileşeni olan Popüler Yazılar (yayınlar) sayesinde blogunuzda en çok okunan yazıları gösterebilirsiniz.
Öncelikle Kumanda Paneli » Yerleşim sayfasına gitmeli, daha sonra sağ tarafta bulunan gadget'ler bölümünde yer alan Gadget Ekle bağlantısına tıklayarak açılan pencerede 6.sırada bulunan Popüler Yayınlar'ı seçerek işlemi tamamlayabilirsiniz.
Merhaba dünya değil de, merhaba blog dünyası demek daha yerinde olurdu sanırım. Bir kaç defalık blog açma ve yazma denemelerimden(zaferzent.com.tr, zaferzent.com gibi) sonra artık blogger/blogspot ücretsiz blog platformunu kullanarak devam edeceğim.
Bugünün tarihi itibari ile zaferzent.blogspot.com adresinde havadan sudan, çeşitli kod paylaşımları, teknoloji ile alakalı içerikler ve çeşitli web öğreticileri paylaşabilirim.